03.28.2024

Gar katliamı sanığı: MİT’te 80 gün kaldım, her şeyi kabul ettim

Ankara Gar Katliamı davasında Türkiye emiri olduğu söylenen Kasım Güler dinlendi. Güler, “MİT’te 80 gün kaldım. Her şeyi kabul ettim” dedi.

Ankara’da 10 Ekim 2015 tarihinde IŞİD’in bombalı saldırısı sonucu 104 kişinin yaşamını yitirdiği, yüzlerce insanın yaralandığı Gar Katliamı davasında tek tutuklu sanık Erman Ekinci ile 16 firari sanığın yargılandığı davanın duruşması görüldü.

Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya “İnsanlığa karşı suçtan” yargılanan sanık Erman Ekici cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.

Duruşma, kimlik tespiti ve bir önceki celsede talep edilen kararlara dair gönderilen evrakların okunmasıyla başlandı. Duruşmada ilk olarak, “Türkiye emiri” olduğu söylenilen Kasım Güler dinlendi. Güler, tutuklu bulunduğu Sincan Cezaevi’nden SEGBİS ile duruşmaya katıldı.

‘MİT’te her şeyi kabul ettim’

Mahkeme heyeti, Kasım Güler’e 16 sanığın ismini sıralayarak, tanıyıp tanımadığını sordu. Güler, sayılan isimlerden İlhami Bali’yi ve Ahmet Güneş’i Türkiye’den tanıdığını söyledi. IŞİD’e 2014 yılının sonlarına doğru Suriye’ye giderek katıldığını ifade eden Güler, 2015 yılının Haziran ayında da yaralanarak hastanede üç ay yattığını söyledi. Güler, “Kırmızı bültenle arandığım dönemde MİT beni operasyonla aldı. MİT’te 80 gün kaldım. Her şeyi kabul ettim” dedi.

İtiraflarda bulunurken SEGBİS kesildi

Güler’in MİT’e dair itirafları sürdüğü sırada SEGBİS’te sorun yaşandı. Mahkeme Güler’in bir sonraki celse duruşmada hazır olmasına hükmetti.

Suriye’de 6 ay kalmış

Mahkeme, ardından tanık Gökhan Karademir’i dinledi. Firari sanıkların isimlerine ilişkin Karademir, Ahmet Güneş’i, Cebrail Kaya’yı tanıdığını Erman Ekici’yle ise cezaevinde birlikte kaldıklarını söyledi. 2011 tarihinde cezaevinde olduğunu ve 2018 Aralık ayında çıktığını belirten Karademir, “Cezaevinde olduğum süreçte bu olay yaşandı pek bir bilgim yoktu. Suriye’ye 2016 yılında yardım amacıyla gittim 6 ay kaldım geldim. Cezaevinden çıktıktan sonra Suriye’de kimliğim bulunmuş ve ‘etkin pişmanlık’tan yararlanmak istediğimi söyledim” dedi.

Kandemir, İlhami Bali ile Deniz Büyükçelebi’yi tanımadığını, Savaş Yıldız’ı ise televizyondan tanıdığını kaydetti. Karademir, Ahmet Güneş’in kendilerine Suriye’de kuran dersi verdiğini, dini dersler verdiğini, bundan görevli olduğunu, Cebrail Kaya’nın da ders verdiğini ifade etti.

Suriye’ye geçmeden önce Antep’te bulunan Genç Ensar Derneği’nde çeşitli eğitimler aldıklarını belirten Karademir, hazır olanların da Suriye’ye gönderildiğini kaydetti.

Hedef gösterildiğini iddia etti

Cezaevinden çıktıktan sonra “etkin pişmanlıktan” yararlandığını ve IŞİD ile ilişkilerini kestiğini ileri süren Karademir, tahliye sonrası Ahmet Güneş’in yaşamını yitirdiğini duyduğunu söyledi. Yunus Durmaz ile 2011 sürecinde Suriye’ye geçtiklerini vurgulayan Karademir, kendisinin Suriye’den döndüğünü Yunus Durmaz’ın Suriye’de kaldığını ve Yunus Durmaz’ın Türkiye’ye dönüp dönmediğini bilmediğini öne sürdü. Karademir ardından mahkeme heyetine, 10 Ekim ailelerinin kendisini hedef gösterdiğini ileri sürdü. Evrensel Gazetesi’nde isminin çıktığını söyleyen Karademir, kendisinin IŞİD sempatizanı olarak gösterildiğini, bundan kaynaklı suç duyurusunda bulunacağını söyledi.

Tanıklara sorular soruldu

Tanık beyanlarının ardından avukatlar söz aldı. Avukat Eylem Sarıoğlu, tanık Karademir’e sorular yöneltti:

Av. Sarıoğlu: Antep’te Yunus Durmaz ve Ahmet Güneş’ten hangisini üst düzeyde değerlendirirsin?

Karademir: Yunus Durmaz.

Av. Sarıoğlu: İlhami Balı ile iletişiminiz var mı?

Karademir: Ebu Bab diye biri vardı onunla iletişim halindeydim.

Av. Sarıoğlu: Suriye’den döndükten sonra IŞİD ile ilişkiniz devam etti mi?

Karademir: Cezaevine girdim, sonra adli dosyadan cezaevinde kaldım. Suriye’den kimliğim çıktığı için Antep’te siyasi koğuşa verdiler beni orada da bir iki ay kaldım.

Av. Sarıoğlu: Suriye’ye geçişler kolay oluyor muydu? Orada nerede kaldınız?

Karademir: Suriye’de Alye kasabasında kaldık. Buradan Yunus Durmaz, İlyas Aydın, Nusret Yılmaz sorumluydu. Ahmet Güneş bize Fıkıh dersi, Kuran-ı Kerim dersi, peygamberin hayatı sohbeti dersleri veriyordu. Geçişlerde bize kimsin, nesin diye soran olmadı.

Sarıoğlu’nun sorularına mahkeme başkanı tarafından “Bunları söyledi yeniden sormayın” diyerek müdahale geldi.

‘Sonuca ulaşacak delilleri reddediyorsunuz’

Tanık Gökhan Karademir’in ifadesinin ardından avukat Murat Kemal Gündüz söz aldı. Tanık beyanlarının yalan olduğunu söyleyen Gündüz, “Tanık doğru beyanda bulunmuyor. Asıl sonuca ulaşılacak delileri reddediyorsunuz. Bizim talep ettiğimiz şey, firari sanıklara ilişkin değil, bunlar altı yedi yıldır aranıyorlar. Devlet bu süreçte onları farklı statülere koymuş ve yeni istihbarat bilgilerinin olduğu gerçek. Bu yüzden gerçeğe ulaşacak belgeleri talep edin” dedi.

Dosyaya ilişkin talepler sıralandı

Bu davada hiçbir zaman gizlik tanık dinlenilmesini talep etmediklerini söyleyen Avukat Senem Doğanoğlu, gizli tanık beyanları önemli bir delil ise bunun araştırılması gerektiğini belirtti. Doğanoğlu, dosyaya ilişkin taleplerini şöyle sıraladı:

Eksik dosyalar elimizde değil bunların bize verilmesini istiyoruz. Firari sanıkların eşleri yönünden bir ara karar kurulmadı. Gülay Tülay soruşturma yönünde önemli. Hasan Hüseyin Uğur hakkında taleplerimiz olmuştu gelmedi, bunun da dosyamıza gelmesini istiyoruz. Konya 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde Ankara Emniyeti’nin dinlemediği yeni tanıklar var bunların dinlenilmesini talep ediyoruz. Kasım Güler’in TEM ifadesinde geçen risaleler ifadesi var. 2013-2014 süreçlerinde geçişlerin sağlandığı risaleler var. Bu risalelerin nasıl geçiş yapıldığı ve planladığı için önemli bu risaleler. Kasım Güler’in ilgili risale tutanaklarının getirilmesi ve araştırılmasını istiyoruz.

‘330 talepte bulunduk’

Avukat İlke Işık da önceki celselerde toplamda 330 tane talepte bulunduklarını söyleyerek, “Bunların 178 tanesi reddedildi, 150 tanesi kabul edildi. Kabullerin bir miktar yüksek görünmesinin sebebi de savcılığın en basit şekilde yapmadığı ve bizim ısrarla söylediğimiz talepler” ifadelerini kullandı.

‘Firari sanıklar hakkında bilgi verilmiyor’

Firari sanıkların yakalanmasına dair araştırılma taleplerinin reddedildiğini hatırlatan Işık, “Nusret Yılmaz’ın Gürcistan’a girdiğini söyledik, bunu araştırın dedik, bu da araştırılmadı. Firari sanıklarla ilgili ısrarla bilgiler verilmiyor. Bu katliam nasıl gerçekleşti?” dedi.

Davutoğlu’nun dinlenmesi istendi

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağan’ın, Gelecek Partisi Genel Başkanı ve dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu hakkında söylediği sözleri hatırlatan Işık, katliamın yaşandığı dönemde siyasetçilerin sarf ettiği sözlere dair haber linklerini ve söylemleri paylaştı. Işık, dava kapsamında Ahmet Davutoğlu ve Ümit Özdağ’ın mahkemede dinlenilmesini talep ederek, “O döneme dair ne biliniyorsa gelip burada konuşulsun” dedi.

Savunmaların ardından söz verilen sanık Erman Ekici, kendisine gönderilen evrakların içerisinde birçok yerde “Ebu Talha” isminden söz edildiğini, kendisine bu ismin yapıştırıldığını öne sürdü. Ekinci, “Ebu Talha” olmadığını ileri sürdü.

Duruşma 6 Ekim’e ertelendi

Daha sonra mahkeme heyeti ara kararını açıkladı. Sanık Erman Ekici’nin tutukluluk halinin devamına karar verilirken, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın tanık olarak dinlenmesi talebini reddeden mahkeme heyeti, duruşmayı 6 Ekim 2022 tarihine erteledi.