04.20.2024

Suriye’nin Arap Birliği’ne dönüşü İsrail saldırılarını etkiler mi?

Suriye’nin Suudi Arabistan önderliğinde Arap Birliği’ne geri dönmesi tartışmaları da beraberinde getirirken konuyla ilgili en önemli soru ise İsrail’in Şam’a yönelik düzenlediği saldırıların bitip bitmeyeceği oldu.

Suriye‘de yaşanan devrimin ardından gelen katliamda yaşamını yitirenlerin sayısı yüzbinlerle ifade edilirken Esed rejiminin işlediği bu suçlar görmezden gelinerek tekrar Arap Birliği’ne alındı. Suriye’nin birliğe dönmesi birlikteki ülkeler için ikili ilişkilerinde bir bağlayıcılığı olmasa da Esed rejimi ve destekçileri için bir başarı olarak görüldü. 

Diğer yandan İsrail, Suriye’de bulunan İran varlığının kendisine tehdit olarak görerek bu bölgedeki milislere saldırılar düzenlemeyi sürdürdü ancak Şam’ın Arap Birliğine katılma süreci ile yeni bir tartışmanın fitili ateşlendi. İsrail’in Şam’a bu süreçte saldırı düzenleyip düzenlemeyeceğine yönelik sorular gündemi meşgul etmeye başladı. 

İsrail Yedioth Ahronoth gazetesinde siyasi muhabir Itamed Eichner imzalı haberde, İsrail’in Suriye’nin birliğe dönüşünü yakından takip ettiğine yer veriyor. Ayrıca haberde Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın şu sözlerine yer veriyor: “Suriye’nin dönüşü ve Arap Birliği’nin hoş geldin diyerek kolların açması, benzeri görülmemiş bir ahlaki alçalmadır, çünkü cumhurbaşkanı, çoğu nüfus merkezlerine, hastanelere, gıda dağıtım hatlarına ve yardım kuruluşlarına havadan ve topçu saldırıları yoluyla kasten olmak üzere yüz binlerce sivilin öldürülmesinden sorumludur.” 

Haberde, Suriye’nin Arap Birliği’ne dönüşünün Suudi-İran ilişkilerinin yenilenmesinden ve Türkiye ile yakınlaşmasından sonra geldiğini, ancak üst düzey İsrailli yetkililerin bu gelişmelerin mutlaka olumsuz olmadığına inandığını, çünkü bunun sonuçlarını değerlendirmek için çok erken olduğuna vurgu yapılırken İran ve Suudi Arabistan’ın arasında yapılan anlaşmanın Yemen’e odaklı olduğu da belirtiliyor. Bununla birlikte Esed’in İran ve Hizbullah ile ilgili aldığı kararların neticesinde İsrail’in onu meşru bir lider olarak tanıma konusunda en önemli etken olacağına vurgu yapılıyor. 

İsrail’de, Suriye’nin Arap Ligi’ne dönmesinin kendisi için pek önemli olmadığına, çünkü geri dönüşün uzun vadede İsrail’in işini zorlaştırabileceğine ve özgürlüğüne zarar verebileceğine inananlar var. Tel Aviv’deki değerlendirme, bu kısa ve orta vadede kötü bir gelişme çünkü Esed’ın dönüşü onu tecrit edilmiş durumundan çıkarıyor ve İsrail’in kendisine yönelik herhangi bir saldırısını daha az meşru kılarak tüm Arap dünyasında meşruiyet kazanacak ve o zaman onun karşısında duracak ve tam bir kayba neden olacaktır. Buna karşılık üst düzey bir İsrailli yetkili ise bu gelişmenin ‘savaşlar arası savaş’ stratejisi kapsamındaki eylemlerini etkilemeyeceğini iddia etti.

Suriye’nin Arap Birliği’ne dönüşü şu sorunun cevabına bağlı: Esed, İran silah sistemlerinin Lübnan’a nakli için bir platform olmaya ne ölçüde istekli olacak? Şimdi öyle görünüyor ki, devam ettiği şey bu. İsrail, kendisine daha az elverişli koşullar altında saldırmaya devam etmek zorunda kalacak ve uluslararası topluma, Suriye’nin Arap dünyası nezdinde bir kez daha meşruiyetinin, Suriye’nin istediği her yere saldırmasını engellemeyeceğine dair açık mesajlar gönderebilir mi? üst düzey bir İsrailli yetkili ise bu gelişmenin ‘savaşlar arası savaş’ stratejisi kapsamındaki eylemlerini etkilemeyeceğini iddia etti.

İsrail’in Esed yönetimine baskısı ise halen devam ediyor. Ülkedeki İran’a bağlı milislerin ve Hizbullahın buradan tam anlamıyla çekilmesini istiyor. İran ise Suriye’deki milislerine ait olan yerlerde kendilerine ait bayrakları indirdi ve bazı milislerin geri çekildiği söylense de İranlı ve Lübnan Hizbullahına bağlı milisler bölgede etkinliklerini kısmen de olsa devam ettiriyor.