04.20.2024

Taksim saldırısı: Soruşturma çelişkilerle ilerliyor

İstanbul’da düzenlenen bombalı saldırıya ilişkin soruşturma çelişkileriyle devam ediyor. Tutuklanan şüphelilerin komşularının anlattıkları, şüphelilerin sosyal medyada bıraktığı izler ve siyasi bağları şüphelilere sorulmazken soruşturma kapsamında beşi Bulgaristan’da olmak üzere 13 kişi daha gözaltına alındı.

Beyoğlu ilçesindeki Taksim’in İstiklal Caddesi’nde 13 Kasım günü bomba patlatılması sonucunda altı kişi hayatını kaybetmiş, 81 kişi de yaralanmıştı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu saldırıyı PKK’nın düzenlediğini öne sürüp ABD’yi suçlamıştı.

Emniyet Genel Müdürlüğü’nün açıklamasında da zanlı ‘PKK tarafından özel yetiştirilmiş bir istihbarat elemanı’ olarak gösterilmişti. PKK’ysa saldırıyla ilgisinin bulunmadığını açıklamıştı.

Bombalı saldırının planlayıcısı olduğu iddiasıyla gözaltına alınan Ammar Jarkas’ın İstanbul’da 2020’de bir araba kiralama şirketi kurduğu ortaya çıkmıştı. Bombayı bırakan Ahlam el Beşir’in savcılık ifadesinde “Çantada bomba olduğunu bilmiyordum. Beni kardeşlerimle tehdit ettiler” dediği öğrenilmişti.

Saldırıdan dört gün sonra emniyetin gözaltına aldığı şüphelilerden 49’u adliyeye sevk edildi. Savcılık ve sulh ceza hakimliği sorgusunun ardından 17 kişi tutuklandı, üç kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı, 29 kişinin de sınır dışı edilmesine karar verildi.

Patlamanın üzerinden iki saat geçmişti ki İstanbul 10’uncu Sulh Ceza Hakimliği yayın yasağı kararı verdi. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Twitter, YouTube, Instagram, Facebook gibi sosyal medya platformlarına bant daraltma işlemi uygularken, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu da yayın yasağı getirdi. Bu uygulama kullanıcıların 10 saatten fazla bir süre bu platformlara erişimini ve bilgiye erişimini kısıtladı.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün şüphelileri sorguladığı dört günün sonunda elde edilen bilgilerin tutarsızlığı soruşturmayı yürüten makamlara güvensizliği de derinleştiriyor.

Patlamanın üzerinden geçen bir haftada emniyetin elde ettiği bilgilerdeki çelişkileri derledik.

Emniyet kaynaklarına dayandırılan haberlerde el Beşir’in 1200 kamera kaydının incelenmesi sonucu 14 Kasım saat 02:50 sıralarında Küçükçekmece’deki Kanarya Mahallesi’nde yakalandığı duyuruldu.

El Beşir yakalandıktan sonra gazeteciler operasyonun yapıldığı Kanarya Mahallesi’ndeki sakinlerle konuştu. Demirören Haber Ajansı’nın (DHA) konuştuğu bir esnafın anlatımına göre polis saldırıdan yaklaşık bir saat sonra Kanarya’daki eve gelmiş.

El Beşir, yakalandıktan sonra emniyette sorgulanırken Türkiye’ye dört ay önce Afrin’den geldiği ortaya çıktı.

DHA’nın konuştuğu esnaf, eylemciyle ilgili olarak “ Bir yıldan fazladır bu ikamette oturuyor. Benden iki üç defa alışveriş yaptı. Mahallemizin kasabında alışveriş yaptı. Sima olarak tanıyorum ” diyordu.

Gazeteci Candan Yıldız’ın T24’teki haberine göre bu ifadelerin yayılmasından sonra sivil polis olduğu tahmin edilen bir kişi insanları “ İleri geri niye konuşuyorsunuz… Polis hangi saatte gelmiş size ne, bir yıl diyorsunuz, İçişleri Bakanlığı dört ay açıklamasını yaptı ” sözleriyle uyarmıştı.

Gazeteci Tolga Şardan da T24’te yayınlanan yazısında eylemcinin istihbarat takibi altında olduğunu, bir süre önce takipten kaybedildiği iddiasının bulunduğunu aktardı.

El Beşir’in yakalanmasından sonra MHP’nin Şırnak Güçlükonak İlçe Başkanı Mehmet Emin İlhan ile telefon görüşmesi kaydı ortaya çıkan bilgiler arasındaydı. İlhan, ifadesinin alındığını T24’e doğruladı.

İlhan, TELE1’e ise “ İfade vermeye gitmedim. Yalan haber. Konuştuğum da yalan. Benimle kimse konuşmadı yalan haber yaptılar. Avukatla görüşüyorum şimdi mahkemeye vereceğim ” dedi.

İlhan, aynı gün Anadolu Ajansı Teyit Hattı’na bir demeç daha verdi ve bu kez de ifadeye çağrıldığını doğrulayıp ‘ kimlik fotokopisiyle adına hat çıkardıklarını ’ öne sürdü.

Şırnak valiliği de yazılı açıklamasında İlhan’ın iddiasını tekrarladı. Valiliğin neden açıklama yaptığı anlaşılamadı.

Şüpheliler İstanbul emniyetinde sorgulanırken Hürriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi 15 Kasım’daki yazısında saldırıyı planlayan kişinin Ammar Jarkas isimli birisi olduğunu söyledi. Selvi, Suriyeli Jarkas’ın bir yıl önce Türkiye’ye Kobani’den geldiğini öne sürüyordu.

Jarkas’ın ismi kamuoyuna duyurulduktan sonra Twitter’da kendisine ait olduğu belirtilen Facebook hesabındaki fotoğraflar paylaşıldı. Ammar Jarkas’a ait Facebook hesabında İstanbul’da yaşadığı bilgisi yer alırken, kardeşi olduğunu belirttiği Ahmad Ramez Jarkas ile fotoğraflar da paylaşılmıştı. Ammar Jarkas, Facebook profilinde 13 Şubat 2020’de Zrak Rent A Car isimli bir şirketin sayfasını da paylaşmıştı.

Şirketin Facebook hesabında yazan telefon numarasından ulaştığımız kişi Ammar Jarkas’ın kardeşi Ahmad Ramez Jarkas olduğunu söyledi. Emniyet kaynaklı haberlere göre gözaltında olan kardeş Jarkas, Ammar Jarkas’la ilgili de “ Adam çalışıyor, sekiz-dokuz yıldır burada ” demişti. Jarkas’la görüşmek istediğimizde de avukatları aracılığıyla yanıt verileceğini söylemişti.

Ammar Jarkas ait Facebook profili Twitter’da paylaşıldıktan ve gazetecilerin telefonla ulaşmalarından sonra kilitlendi.

Anadolu Ajansı’nın 18 Kasım’da yayınladığı haberde şüpheliler el Beşir, Ferhat Habeş, Ahmed Jarkas, Ammar Jarkas ve Hüseyin Güneş’in emniyette çekilmiş fotoğraflarını yayınladı. Yayınlanan fotoğraftaki Jarkas kardeşler, Facebook profilindeki Jarkas kardeşlere hiç benzemiyordu.

Şüphelilerin sorgulandığı sulh ceza hakimliğinde kardeşlerden Bakar Jarkas’ın avukatının verdiği bir bilgi Jarkasların bir yıldan fazla süredir burada olduğunu gösteriyor. Avukat şöyle diyor: “ Müvekkilin olaylarla alakası olmadığını düşünüyoruz. Korsan taksi işini yapan müvekkil değildir. Kendisi tekstil işi yapmaktadır. Suriye’den geleli dokuz yıl olmuştur .”

Eylemci el Beşir, Jarkasların annesi Hatice el Kürdi ile birlikte ailenin eskiden tanıdığı komşularının Kanarya Mahallesi’ndeki evinde yakalandı. O sırada evde bulunan şüphelilerden Mahmud Haso’nun avukatının anlatımına göre,Jarkasların annesi Hatice el Kurdi saldırıdan sonra yanında el Beşir’le birlikte bu eve geldi. Yanındaki kadının kim olduğu sorulduğunda Hatice el Kurdi oğlu Ahmet’in misafiri olduğunu söyledi. Diğer çocukları Ammar ve Bakar da eve sonradan geldi ve kardeşleri Ahmet’in gözaltına alındığını söyledi. Polis bu eve baskın yaptığında evde Ammar Jarkas, Bakar Jarkas, anneleri Hatice el Kürdi, el Beşir, Zekeriya Muhammed Şemmuni, eşi ve çocukları vardı. Şemmuni’nin eşi ve çocukları dışında herkes gözaltına alındı.

DHA’nın 15 Kasım’da emniyet kaynaklarına dayandırdığı habere göre Jarkas kardeşler el Beşir’in eşi kılığında Türkiye’ye geldiği ileri sürülen firari Bilal Hassan’ı Bulgaristan’a kaçırmakla suçlanıyordu ve birlikte gözaltına alınmışlardı.

Eylemin planlayıcısı olduğu ileri sürülen Jarkas’ın eylemci kadınla yakalanmış olmasına karşın neden sonradan gözaltına alındığının duyurulduğu da başka bir çelişki. Bilal Hassan’ı Bulgaristan’a kaçırdığı ileri sürülen Ahmet Jarkas’ın da saldırıdan hemen sonra gözaltına alındığı bilgisi karşısında Hassan’ın neden yakalanamadığı da cevapsız sorular arasında.

Soruşturmadaki ilk haftasındaki bir başka belirsizlik de gözaltındaki şüpheli sayısıydı. Emniyet kaynaklarına dayandırılan haberlerde gözaltı sayısının 50 olduğu belirtilmişti, ancak adliyeye 49 şüpheli sevk edildi. Bir kişinin emniyetten serbest bırakıldığı iddiası var.

Soruşturmayı yürüten kişilerin açıklamaları da sürekli olarak çelişiyor. İçişleri Bakanı Soylu, saldırının olduğu gün eylemi yapanın ‘Afrin-İdlib üzerinden Türkiye’ye geçtiğini ‘ söylemişti. Soylu, 18 Kasım’da Meclis’teki bütçe görüşmelerinde eylemin Münbiç’ten geldiğini söyledi.