05.08.2024

1 Mart Tezkeresi Nedir?

Bugün 1 Mart 2024. Yani tezkerenin TBMM Genel Kurulu’nun tarihi oturumunda yapılan oylamada reddedilmesi hadisesinin yirmi birinci yıldönümü. Peki 1 Mart Tezkeresi nedir? 1 Mart Tezkeresinde ne oldu? Başvuru süreci nasıl gerçekleşti? Hayır oyu kullananlar kimler? Hepsi ve daha fazlasını sizin için derledik.

1 Mart Tezkeresi Nedir?

1 Mart Tezkeresi, Türkiye’nin 2003 yılında ABD liderliğindeki koalisyon güçlerinin Irak’a müdahalesine katılmak için askeri güç kullanımını onaylayan bir tezkere olarak bilinir. Tam adı “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması için Hükûmet’e yetki verilmesine ilişkin başbakanlık tezkeresi” olarak geçer. Bu tezkere, TBMM tarafından 1 Mart 2003 tarihinde oylanan ve 6 ay süreyle geçerli olacak olan bir yetki belgesidir.lucianosousa.net jorgensenfarmsinc.com onlinebijuta.com onlinebijuta.com automatický dávkovač mýdla lidl blutuszos mennyezeti lámpa automatický dávkovač mýdla lidl lepetitartichaut.com greensandseeds.com strømper str 42 lepetitartichaut.com strømper str 42 panske teplaky greensandseeds.com greensandseeds.com

Türkiye’deki siyasi belirsizlik ve kamuoyundaki bölünme nedeniyle tezkere, tartışmalara ve çekişmelere yol açtı. Türkiye’de koalisyon güçlerinin Irak’ı işgal etmesine yönelik destek veya karşıtlık üzerine farklı görüşler ve çıkarlar vardı.

Ancak, 1 Mart Tezkeresi, sonunda Türkiye’nin ABD liderliğindeki koalisyon güçlerinin Irak’ı işgal etmesine yönelik desteğin onaylanmamasıyla sonuçlandı. Meclis’teki oylamada, bu ihanet dolu tezkereyi sunan Ak Parti hükümetine karşı yapılan muhalefet ve Türkiye’de yapılan geniş çaplı protestolar tezkerenin geçisini engelledi. Bu durum, Türkiye’nin işgalci koalisyon güçlerinin müdahalesine resmi olarak katılmasının önünü kesmiş oldu.

TBMM’deki Oylama

Türk askerinin Irak’ın işgalinde ABD güçlerine yardımcı olmak ve Türkiye topraklarında yabancı asker bulundurmayı içeren tezkere oylamasına 533 milletvekili katıldı, 250 ret, 264 kabul, 19 çekimser oyu kullanıldı. Ancak, Anayasa’nın 96. maddesinde öngörülen 267 salt çoğunluğa ulaşılamadı. Bu durumda tezkere kabul edilmedi.

O dönem CHP’li Önder Sav, Amerikan gemileri için düşman ifadesi kullanarak tezkereye karşı çıktı. Abdullah Gül’ün danışmanlığını yapan Ahmet Sever bir kitabında AKP içindeki durumu şöyle anlattı: “Özellikle, Beşir Atalay, Mehmet Aydın, Ertuğrul Yalçınbayır, Bülent Arınç, Zeki Ergezen, Azmi Ateş ve Kemalettin Göktaş gibi önemli isimler tezkereye karşıydı ve parti içinde açıkça bunun kulisini yapıyordu. Recep Tayyip Erdoğan ise, tezkerenin mutlaka meclisten geçmesi gerektiğini vurguluyordu.”, “Cüneyt Zapsu, Ömer Çelik ve Egemen Bağış tezkerenin kabulü için çırpınıyorlardı. Özellikle Zapsu, ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz ile telefonda sürekli temas halindeydi.”

Milletvekilleri, yanı başımızda suçu ve günahı olmayan yüz binlerce kadın ve çocuğun, yaşlı ve özürlünün, sivil ve askerin, ölümleri ve hayatları konusunda karar verdiler. Bir kısmı bu katliam fermanına “evet” derken, bir kısmı da “hayır” dediler. Sonuçta TBMM 1 Mart 2003’te tezkereyi reddetti.

Tezkere Kabul Edilseydi Ne Olurdu?

Tezkere kabul edilseydi, 62.500 Amerikan askeri ve 256 uçak Türkiye’ye gelecekti. Ayrıca 4 tümen Türk askerinin Irak’a girip Araplarla savaşma riski söz konusuydu. 1.500 korucunun Amerikan askerlerine kılavuzluk yapmak için eğitildiği söyleniyordu. ABD, 1991’de Irak’ın üzerine 85 bin ton bomba yağdırdı; bu Hiroşima’ya atılan 7 kat atom bombası demekti, 2003’te işgalin ilk iki gününde üç bin füze atıldı. Biz de buna fiilen iştirak etmiş olacaktık. > Ayşe Koç Abla: 1 Mart Tezkeresinin reddi AK Parti’ye “içeri” den gelen ilk dirençti; tam bir güven içinde asker ve silah dolu gemilerini Akdeniz’e getiren ABD ise şoka uğradı. Bu, tarihinde nadiren rastlanan “devlet-halk işbirliği” nin somut örneği oldu. Tabii ki hükümet tezkerenin geçmesini istiyordu -hâlâ keşke geçseydi diyor-, ancak bu asla mümkün değildi. Bu, Türkiye’nin bölgede ABD ile beraber yol almasından farklıydı, temel bir kırılmaydı, fizikî bekâmız için her tavizi göze almışız, ama bir mutabakatı da bugüne kadar getirmişiz, Türkiye’de Sünni-Alevi, laik-anti laik, sağcı-solcu, İslamcı-Kemalist, şehirli-köylü hiç kimse Türk askerini Müslüman bir ülkede ve Müslümanlara karşı savaşırken görmek istemez. Arap ve İslam âlemini bırakmış olabiliriz, ama onlarla bir misakımız var, şimdi bu fiilî olarak bozulacaktı.

Tezkerenin Sahte Gerekçeleri

“Savaşa ve İşgale Hayır Platformu” uzun müzakere ve değerIendirmelerden sonra ABD’nin Irak’a karşı başlatmak istediği savaşla ilgili olarak 9 maddelik bir mütalaa hazırlamıştı. “Rapor” veya “mütalaa” metni, Türkiye’nin niçin böyle bir savaşa girmemesi konusunu somut veriler, tezler ve sonuçlar bağlamında ele almakta, bunları milletvekillerinin bilgisine sunmaktaydı. Söz konusu rapor şöyleydi:

1) “Savaşa girmezsek Kürt devleti kurulur”;

2) “Türkiye’nin federe Kürt devletine karşı çıkması ve üniter Irak tezinin dikkate alınmamış olması”

3) “Petrol bölgesi Kerkük ve Musul’un statüsü”

4) “Türkmenlerin güvenliği meselesi;

5) Türkmenlere özerk bir bölge verilmesi;

6) Saddam sonrası için oluşturulan 6 kişilik Başkanlık Konseyi’nde Türkmenlere yer verilmemesi

7 Türkiye’nin işgale katılması durumunda KDP ve KY savaşmak durumunda kalması;

8) Türkiye’nin uğrayacağı zarara karşılık olmak üzere vaat ettiği 90 milyar dolara karşılık ABD’nin komik bir rakam teklif etmesi

9) ABD’nin korkulan hedeflerinden birinin de, bölgedeki Amerikan karşıtı gruplara karşı büyük bir operasyona girişmesi, onları tasviye edeceği planıydı.

Rapor, sonuç bölümünde şu hususun altını çizmekteydi: İddia edildiğinin aksine birtakım maliyetleri olsa bile Türkiye savaşı durdurma imkanları vardır. Türkiye’yi haksız, adaletsiz gayri meşru bir savaşa sokanlar, ülke topraklarını yabancı askerlere çiğnettikleri için “ağır sorumluluklar” almış olacaklardır.

Türkiye bu savaşa girmeyi istemekle kendini korumuyor, aksine bağımsızlığını tehlikeye atıyordu. Çünkü bu operasyonun hedefleri arasında Türkiye de vardı, hatta belki de bölgesel boyutta son asıl hedefti. Türkiye bir ateş denizinin içine itilecekti.

Alparslan Hoca Ne Demişti ?

2003 meclisten geçemeyen 1 Mart Tezkeresi hakkında Alparslan Hoca neler söylemişti?