Türkiye’deki seçimlerin sonuçları sadece Türkiye’de değil bütün İslam dünyasında gündemi meşgul etmeye devam ederken, Kuveyt’te de 6 Haziran Salı günü, Ulusal Meclis (Meclisu’l-Umme) yani parlamento üyelerinin belirlenmesi için bir seçim yapıldı.
Türkiye’deki seçimlerin sonuçlarıyla ilgili tartışma ve değerlendirmeler Kuveyt’teki seçimlerin büyük ölçüde gölgede kalmasına sebep oldu. Tabii bunun bir önemli sebebi de Kuveyt’teki parlamento seçimlerinin ve sonuçlarının ülkenin siyasi çizgisini ve idari mekanizmasının tutumunu çok fazla etkilememesi.
Kuveyt, emirlik sistemiyle yönetiliyor. Emirlik ise bir ailede olduğundan, emir halk iradesiyle değil veliaht sistemine göre belirlenmektedir. Ancak anayasasında Kuveyt’te demokratik, halk iradesini öne çıkaran bir yönetim şeklinin hâkim olduğu vurgulanmaktadır. Bu yüzden ülkenin, genel seçimle belirlenen 50 üyeden oluşan bir parlamentosu bulunuyor.
Parlamento anayasada yasama meclisi, başbakan ve bakanların oluşturduğu hükümet üyeleri ise yürütme meclisi olarak tanımlanır. Hükümet yani yürütme meclisi parlamento tarafından belirlenmez. Başbakan doğrudan emir tarafından tayin edilir, o da bakanlar kurulunu oluşturur.
Ancak yasama meclisinin hükümeti denetleme ve onun herhangi bir üyesi hakkında gensoru önergesi verme hakkı var. Bu itibarla parlamentonun aritmetiği hükümetin oluşturulmasını pek etkilememekle birlikte parlamentonun denetleme ve gensoru hakkına sahip olması bir uyum içinde çalışmayı gerekli kılmaktadır.
Şu var ki, yürütme meclisiyle yasama meclisi arasındaki köklü ihtilaflar yüzünden tıkanma yaşanması durumunda emir hükümetin imdadına yetişiyor ve parlamentoyu feshediyor. Çünkü emirin böyle bir yetkisi var. Nitekim bundan önceki meclis de böyle bir tıkanma yaşanmasından dolayı emir tarafından feshedilmişti. Benzer şekilde parlamentonun feshi kararları daha önce de çıkarılmıştı. Örneğin Mayıs 1999’da, bazı hatalar içeren mushaf basması sebebiyle Vakıflar ve Adalet Bakanı Ahmed Kuleyb hakkında gensoru önergesi verileceğinin kesinlik kazanması üzerine işlemler başlatılmadan birkaç saat önce o zamanki emir Cabir el-Ahmed es-Sabah parlamentoyu feshetti. Emirin parlamentonun çıkardığı yasaları veto etme yetkisi de var.
2020’de seçilen Meclis’in Haziran 2022’de emir tarafından feshedilmesinden sonra Eylül 2022’de erken genel seçimler yapılmıştı. Fakat Anayasa Mahkemesi 19 Mart 2023 tarihinde seçimleri iptal ederek 2020’de seçilen meclisin göreve iadesine karar verdi. Bu yüzden bir yıl içinde ikinci genel seçim gerçekleştirildi.
13’ü kadın 207 adayın yarıştığı son seçimlerde iktidardaki hükümete muhalif adayların başarılı olması dikkat çekti. Ayrıca bu seferki seçimlerde oy kullanma oranında bir önceki seçimlere nispetle artış olduğu ve %50’nin üzerine çıktığı ifade edildi.
Üyelerden sadece 12’sinin yani %24’ünün yenilendiği, diğerlerinin ise eski üyeler arasından seçildiği belirtildi. Yeni üyelerin sadece 10’u meclise ilk kez giriyor. 2’si ise önceki dönemlerde üyelik yapmış olanlardan.
Kadın üyelerin sayısı bu dönemde 2’den 1’e düştü. Meclis’e girebilen tek kadın aday, eski iskan işlerinden sorumlu devlet bakanı Cenan Buşehri oldu.
Eski Meclis Başkanı Merzuk El-Ganim büyük bir destekle yeniden seçildi. Ganim, Türkiye’yle ilişkilerin geliştirilmesine ve güçlendirilmesine önem vermesiyle tanınmaktadır. Girdiği seçim bölgesinde en fazla oy alan aday oldu.
Meclis’te en fazla sandalye elde edenler kabile adayları oldu. Kabileleri temsilen seçimlere girenlerin elde ettiği sandalye sayısı 23 oldu.
Müslüman Kardeşler cemaatinin siyasi kanadı durumundaki İslami Anayasal Hareket (El-Hareketu’d-Dusturiyye’l-İslamiyye) üç sandalye kazanarak parlamentoda sahip olduğu hisseyi muhafaza etti. Ayrıca bu harekete yakınlığıyla bilinen dördüncü bir aday da söz konusu hareket dışından Meclis’e girmeyi başardı. Kuveyt’in Arap dünyasında Müslüman Kardeşler cemaatinin en rahat çalışabildiği ülkelerin başında yer aldığını söyleyebiliriz.