09.19.2024

JİTEM Davası’nda gerekçeli karar: Kemikler, resmi yazılar ve tanık anlatımları yok sayıldı

Tüm sanıklar hakkında beraat kararı verilen JİTEM Dargeçit Davası’nın gerekçeli kararında, tanık beyanları, bulunan kemikler ve resmi yazılar ile koordinatlar görmezden gelindi.

Mardin’in Dargeçit ilçesinde 29 Ekim 1995 ile 8 Mart 1996 tarihleri arasında 3’ü çocuk 7 sivilin gözaltına alındıktan sonra öldürülmesi ve uzman çavuş Bilal Batırır’ın kaybedilmesine ilişkin dönemin Mardin Jandarma Komando Tabur Komutanı Hurşit İmren, Dargeçit İlçe Jandarma Komutanı Mehmet Tire, Dargeçit Merkez Jandarma Karakol Komutanı Mahmut Yılmaz, Karakol Komutanı Yardımcısı Haydar Topçam ve Uzman Çavuş Kerim Şahin’in de aralarında bulunduğu 18 sanık hakkında “taammüden öldürmek” suçlamasından açılan davada 4 Temmuz’da karar verildi.

Adıyaman 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi, 18 sanık hakkında beraat kararları verirken, gerekçeli kararını da açıkladı.

Mahkeme kararının gerekçesinde, 7 kişiye ait kemiklerin bulunmasına rağmen tanık beyanlarının “yalnızca duyuma dayandığı” iddiasında bulunarak, “Söz konusu tanıklardan hiçbirinin dosyada mevcut maktulleri dosya kapsamındaki sanıkların öldürdüğüne ilişkin doğrudan bir görgülerinin bulunmadığını” ileri sürdü.

Mahkeme, katledilen kişiler ile sanıklardan alınarak, genetik inceleme yapılması istenen ancak alınmayan DNA örneklerine dair de değerlendirmede bulunarak, “Hayatını kaybedenlerden elde edilebilen bulgular ile sanıklardan alınacak örnekler arasında doğruluğu yüksek sonuçlar veren moleküler genetik inceleme yapılma imkanının bulunmadığı” iddiasına yer verdi.

Resmi koordinatlar görmezden gelindi

Resmi makamlar tarafından mahkemeye gönderilen cevabi yazıların sanıklar aleyhine olduğu iddiasında bulunan mahkeme, resmi yazıların “Tanık beyanlarını doğrular nitelikte olmadığını” öne sürdü.

Mardin İl Jandarma Komutanlığı tarafından 2015’te dosyaya gönderilen ve “cinayetlerin resmi koordinatları” olarak tanımlanan yazıya ise değinmedi. Söz konusu yazıda Mehmet Tire’nin yaralandığı güne ait tutanaklara dikkat çekilmiş, olayın yaşandığı Dîlan köyü doğusundaki (50-51) koordinatların Nedim Akyön ve Davut Altınkaynak’a ait kemiklerin bulunduğu Dîlan köyündeki Pekurt mağaralarının koordinatları ile aynı olduğu bildirilmişti.

Kemikler ve resmi yazılara yer verilmedi

Mahkeme, Abdurrahman Olcay ve Abdurrahman Coşkun’un serbest bırakıldıktan sonra kim tarafından hangi eylemlerle öldürüldüklerine ilişkin “somut bir delilin bulunmadığı”, Süleyman Seyhan, Mehmet Emin Aslan, Nedim Akyön, Seyhan Doğan ve annesi Hayat Altunkaynak ile gözaltına alınarak annesinin gözü önünde işkence edilen Davut Altunkaynak hakkında ise “resmi kayıtlarda herhangi bir gözaltı işlemine rastlanmadığı” iddialarına yer verdi.

Mahkeme bulunan kemikler, tanık beyanları ve resmi yazıları görmezden gelerek, “Resmi gözaltı işlemi yapılmaksızın fiilen gözaltına alındıklarını kabulü halinde dahi öldürme eylemlerinin kim tarafından ne şekilde gerçekleştirildiğine ilişkin somut delillerin dosya kapsamında bulunmadığı” iddiasına yer verdi.

Bilal Batırır’ın cesedinin bulunmadığını belirten mahkeme, olaya dair delil olmadığını ve sanıkların aralarında yapmış oldukları görüşmelerde herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığını öne sürdü.

Mahkeme, kararının gerekçesinde son olarak şunları belirtti:

Yapılan yargılama ve toplanan deliller ışığında soyut isnat ve iddialar haricinde, sanıkların atılı suçları kanunî tanıma uygun şekilde işlediklerini tereddütsüz ortaya koyabilecek nitelikte, ceza hükmü kurabilmeye elverişli, her türlü kuşkudan arınmış, somut, kesin, inandırıcı delil elde edilemediğinden, yüklenen suçların sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle müsnet suçlardan ayrı ayrı beraatlarına karar verilmiştir.