09.16.2024

AB ülkeleri anlaştı, yeni iltica politikasında neler yer alıyor?

Avrupa Birliği ülkelerinin içişleri bakanları, dün gerçekleştirdiği toplantıda AB ülkelerine gelen mülteciler hakkında kritik kararlar aldı. İltica sürecini zorlaştıran karar, AB’nin sınır ülkelerini memnun ederken, başta Almanya gibi ülkelerde insan hakları savunucuları ise karara karşı çıkıyor. Varılan mutabakat, ilk başvuru sahibinin iltica sürecinin AB’ye girmeden Birliğin sınırlarında başlatılmasını ve yürütülmesini, uygun görülmemesi durumunda da sınır dışı edilmesini içeriyor.

Avrupa Birliği İçişleri Bakanları, iltica sürecinin Birlik sınırlarında yürütülüp karara bağlanmasına olanak verecek reform üzerinde mutabık kaldı.

Dün düzenlenen AB zirvesinden sığınma başvurularına ilişkin yıllardır devam eden tartışmalara yönelik kritik kararlar çıktı. Almanya’nın da yeşil ışık yaktığı uzlaşma, iltica sürecinin ilk kez başvuru sahibi AB’ye girmeden, Birliğin sınırlarında yürütülmesinin yolunu açıyor.

TÜRKİYE’DEN GELEN MÜLTECİLERİ YAKINDAN İLGİLENDİRİYOR

Anlaşmaya göre iltica başvurularının kabul edilme olasılığının düşük olduğu Türkiye, Pakistan veya Arnavutluk gibi ülkelerden gelen sığınmacılar gelecekte AB’nin dış sınırlarında hızlı kararlaştırma prosedürlerine tabi tutulacak. Hızlandırılmış süreçte olumsuz bir karar çıkması durumunda ise bu kişiler AB’ye ayak basmadan doğrudan sınır dışı edilebilecekler.

Reform kararları, özellikle sığınmacıların çoğunlukla ilk ayak bastığı Avrupa ülkeleri tarafından memnuniyetle karşılanırken Berlin’den ve insani yardım örgütlerinden eleştirel sesler yükseliyor.

Anlaşmanın DW Türkçe tarafından derlenene bazı detayları şu şekilde:

BAŞVURU SINIRLARDA DEĞERLENDİRİLECEK

AB Bakanlarının üzerinde uzlaşmaya vardığı düzenleme, özellikle iltica hakkı verilme oranı düşük olan ve “güvenli” kabul edilen ülkelerden gelenlerin sığınma başvurularını sınırlarda değerlendirip sonuca bağlamayı hedefliyor. Bunun için Birlik sınırlarına kurulacak mülteci merkezlerinde başvurusunun sonucunu bekleyecek olanlardan olumsuz yanıt alanlar doğrudan ülkelerine sınır dışı edilecek.

UYGULAMA TÜRKİYE, HİNDİSTAN, PAKİSTAN, ARNAVUTLUK VE SIRBİSTAN İÇİN GEÇERLİ

Sınırda iltica süreci uygulaması ilk etapta yalnızca yapılan başvuruya kabul oranı AB ortalamasında yüzde 20’nin altında kalan ülkelerden gelenler için geçerli olacak. Bu durum örneğin Türkiye’nin yanı sıra Hindistan, Tunus, Pakistan, Arnavutluk ve Sırbistan için geçerli. Başvuru sahiplerinin sınırlardaki mülteci merkezlerinde sonucu bekleyecekleri değerlendirme sürecinin en fazla 12 hafta sürmesi hedefleniyor.

SURİYELİ, AFGAN VE SUDANLI MÜLTECİLER KAPSAM DIŞI

Suriye, Afganistan ya da Sudan’dan gelen sığınmacıların çoğunluğu bu uygulama kapsamına girmeyecek. Bu ülkelerden gelenler için ağırlıklı olarak halihazırda geçerli olan başvuru süreci devam edecek.

NEREYE GÖNDERİLECEKLERİ TARTIŞMALI

İtalya, Yunanistan ve Avusturya; Lüksemburg’taki Bakanlar zirvesinde başvurusu reddedilen sığınmacıların Tunus ve Arnavutluk’un da aralarında bulunduğu güvenli üçüncü ülke kabul edilen ülkelere sınır dışı edilebilmesi konusunda ısrarcı oldular. Almanya, başvuru sahiplerinin söz konusu ülkelerde aile fertleri veya benzer bağları bulunmaması halinde bu ülkelere gönderilmesine karşı çıkıyordu. Ancak AB Komisyonu ve AB Konseyi’ne göre, sığınmacıların iltica başvurusunu yaptıkları “hedef ülkeye” gelirken bu ülkelerden geçmiş olmaları, söz konusu ülkelere sınır dışı edilebilmeleri için yeterli bir gerekçe olarak sayılıyor.

REFORMA MACARİSTAN VE POLONYA KARŞI ÇIKIYOR

Yoğun sığınma başvurusuyla karşılaşan ülkelerin diğer üye ülkelerin yardımına başvurmasına olanak sağlayacak olan reform, böyle bir durumda belirli sayıda başvurucunun başka ülkelere dağıtılmasını öngörüyor. Polonya ve Macaristan ise bu nedenle iltica reformuna kategorik olarak karşı çıkıyor. Mülteci kabul etmek istemeyen ülkelerin ise geri çevirdikleri her göçmen için 20 bin euro ödemesi, bu ödemelerin de göçmenlere yönelik projelerin finanse edileceği bir fona aktarılması planlanıyor. Bu iki ülkenin bu bedeli ödeyip ödemeyeceği ise henüz belirsiz.

2024 AVRUPA PARLAMENTOSU TOPLANTISINDA KESİNLEŞEBİLİR

Macaristan ve Polonya, 29-30 Haziran’da Brüksel’de düzenlenecek AB Zirvesi’nde konuyu yeniden gündeme getirmeyi planlıyor. İki ülkenin itirazlarının yanı sıra, AB ülkelerinin Avrupa Parlamentosu ile de reforma ilişkin mutabık kalması gerekiyor. Parlamentoda birbirinden oldukça uzak olan pozisyonlardan söz edilebileceğine dikkat çeken diplomatlara göre ise bu hiç de kolay bir süreç değil. Berlin’in hedefi, reformu 2024’te yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerine kadar nihayete erdirmek.

İNSAN HAKLARI DERNEKLERİNDEN İTİRAZ

İltica düzenlemesinin sertleştirilmesi nedeniyle Berlin’de koalisyon ortaklarına; özellikle Yeşiller ve Sosyal Demokrat Parti’ye (SPD) yönelik sert eleştiriler var. Reformu “iltica hakkına yönelik cepheden bir saldırı” olarak nitelendiren Alman mülteci yardım örgütü Pro Asyl, Birliğin adımını “Avrupa’da insan haklarının satılması” olarak değerlendirdi.

Uluslararası Af Örgütü ise, Almanya’nın onayı halinde koalisyon anlaşmasının ruhuna aykırı biçimde bir “insan hakları tabusunun yıkılacağı” uyarısında bulunuyor.

ALMANYA’NIN TUTUMU

Lüksemburg’da varılan uzlaşıyı “tarihi” olarak nitelendiren SPD’li İçişleri Bakanı Nancy Faeser, uygulamadan çocuklu ailelerin ve reşit olmayan başvuru sahiplerinin muaf tutulması talebini diğer AB ülkelerine kabul ettirmekte başarılı olamadı. Almanya’nın bu konudaki tutumunu birkaç üye dışında destekleyen olmadı. Berlin’in talebi protokol notu olarak yazılı bir ek beyanla kayıt altına alındı.