09.19.2024

Ahmet Taşgetiren’den cemaatlere tepki!

Ahmet Taşgetiren: Kimi cemaatlere bakıyorum seçimleri bir “İman cepheleşmesi”ne dönüştürmüşler. Ve tam saha pres halindeler. Video çekip paylaşıyorlar, vaaz kürsülerinden sesleniyorlar, olmadı mesaj atıyorlar…Zulme varan adaletsizlikler, kamu malına çökmeler karşısında neden sesiniz çıkmadı?’

Karar yazarı Ahmet Taşgetiren, dini cemaatlerin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a desteği bir ‘iman cepheleşmesi’ni çevirdiğini ve bunu vaiz kürsülerinden seslendirdiğine dikkat çekerek ‘zulme varan adaletsizlikler, kamu malına çökmeler karşısında neden sesiniz çıkmadı?’ diye sordu.

“Son nefeste mü’min olarak ölebilme” kaygısını unutmakla suçladığı dini cemaatlerin kendilerini sorgulamak yerine başkalarını eleştirdiğini belirten Taşgetiren ‘Bunu yapanlar Türkiye toplumuna ne yaptıklarının farkındalar mı? Nasıl bir ayrıştırmaya gittiklerinin, “İnsanların Müslümanlıkları ile oynadıkları”nın, bunun ardından karşıt bir reddin geleceğinin farkındalar mı?’ ifadelerini kullandı.

Taşgetiren yazısında ayrıca, seçime Cumhur ittifaki listeleri yerine MHP logosu ile girme kararı alan Devlet Bahçeli’nin ‘Seçimin kaybedileceğini düşündüğü için ‘Can havliyle partiyi toparlamak gibi bir “hamle” arayışında…’ olduğunu iddia etti.

Ahmet Taşgetiren şunları yazdı:

Kimi cemaatlere bakıyorum seçimleri bir “İman cepheleşmesi”ne dönüştürmüşler. Ve tam saha pres halindeler. Video çekip paylaşıyorlar, vaaz kürsülerinden sesleniyorlar, olmadı mesaj atıyorlar…

-Tamam bazı yanlışlar oldu, oluyor, olur yönetimlerde, ama iktidar kaybedilirse, “Öteki”lerin eline geçerse, kaybedileceklere bakmak lazım! Yani gelecekte ne olacağından da emin. Birileri alır kaçar memleketi, kimseden de ses çıkmaz.

-Peki o “yanlışlar” dediğiniz şeyler neler? Önemsiz mi? Mesela zulme varan adaletsizlikler, kamu malına çökmeler karşısında neden sesiniz çıkmadı? “İyiliği emretmek kötülükten sakındırmak” diye de bir disiplini yok muydu Müslümanlığın? “Bir haksızlık karşısında eliyle, diliyle onu önlemek, olmadı en azından kalben karşı durmak” gibi bir çağrısı yok muydu Kutlu Önder’in? Bunun “inancın en zayıf durumu” olduğunu bildirmemiş miydi? Kim karşı çıktı adaletsizliklere? Tamam yaygın zulümden payını almışsa cemaatten birileri, orada devreye girildi, sonra başkasının cehennemine ses çıkarılmadı, hatta belki odun taşındı. Hatta belki üzerine çullanılan grubun terekelerini paylaşma hesabına yatıldı. En azından bizim cemaatlerde iktidara yönelik bir “uyarma”, “yanlışa mani olma” disiplininin olmadığı açık. Yeter ki “Kurtlu bulgurumuz” eksin olmasın. Çünkü örtülü de olsa lider kutsaması var, liderin mesela “Kasımpaşalı” veya “Karadenizli olma” niteliğinin, haksızlıkları mazur gösterme gerekçesi olma durumu…

Toplumu bunaltan yanlışlıklar dile getirildiğinde “Yaa… siyasette olur böyle şeyler” gerekçesi kullanılmadı mı?

Bunu yapanlar Türkiye toplumuna ne yaptıklarının farkındalar mı? Nasıl bir ayrıştırmaya gittiklerinin, “İnsanların Müslümanlıkları ile oynadıkları”nın, bunun ardından karşıt bir reddin geleceğinin farkındalar mı?

MHP NEYİ OYNUYOR?

MHP’nin seçime kendi logosuyla girmesinin kendisi için de Cumhur İttifakı için de risk olduğunu, kaybettirici özellik taşıdığını bilmeyen yok. Meclis’e çok sınırlı sayıda milletvekili sokabilecek, bu belli. İttifak’ın milletvekili sayısı düşecek, bu da belli. Peki Bahçeli neden böyle yapıyor olabilir? Hesap bilmezlik mi, hesapları elinin tersi ile itmek mi?

Bence Bahçeli, Cumhur İttifakı olarak seçimin kaybedileceğini düşünüyor, onun için ayrışıyor. Can havliyle partiyi toparlamak gibi bir “hamle” arayışında… Tabii hamle tutarsa…