Alparslan Hoca, dün internet kanalından yaptığı özel yayında Koray Sarısaçlı hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Emniyetteki bazı polislerin, kaçırıldığını ve gasp edildiğini iddia edilen Koray Sarısaçlı üzerinden Furkan Gönüllülerine kumpas hazırladığı ortaya çıktı!
Furkan Vakfı Kurucu Başkanı Alparslan Kuytul Hoca, dün (4 Aralık) akşam internet kanalından yaptığı yayında Koray Sarısaçlı hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Kaçırıldığı iddia edilen Koray Sarısaçlı üzerinden Furkan Gönüllülerine kumpas hazırladığı anlaşılan polislerin adli tıp kurumuna baskı yaptığı öğrenildi.
Olayın detaylarını anlatan Alparslan Hoca şu ifadeleri kaydetti:
“Normalde Adli Tıp doktorunun yanına kimse giremez, kapı örtülür. Polisler giriyor. Besbelli ki doktora talimat verecekler. Doktor muayene ediyor, bir şeyler yazıyor. Ondan sonra röntgen çekilecek. Bu olay 21 Eylül Salı günü, röntgen için 23 Eylül Perşembe’ye gün veriliyor.
Orada şöyle bir olay oluyor: Sanıyorum 21 Eylül Salı günü, perşembe gününe tomografi için gün veriliyor. Koray bunu beğenmiyor ve tanıdığı bir özel hastaneye gidip orada hemen tomografi çekilmek istiyor. Ertesi gün tomografi için değil kan tahlili için yine Balcalı’ya Adli Tıp Kurumuna gidiyorlar. Polisler oradaki bayan memura baskı yapıyor. Bayan memur kızıyor. Biz burada böyle bir şey yapamayız, diyor. Bizim böyle bir yetkimiz yok, diyor. Ne diyorlarsa polisler? Büyük ihtimalle şöyle bir şey yap diyorlar, kanunsuz bir şey… Kadın kızıyor, “Biz bunu yapamayız” diyor. Yapacaksın, diyor. Kadın “Yapamayız” diyor. Polis artık müdürünü mü istihbaratı mı kimi arıyorsa arıyor. Kadına “Bak amirim emrediyor” diyor. Kadın “Ben bunu yapamam” diyor. Burada böyle bir şey olamaz, diyor. Demek ki kanunsuz bir şey için baskı yapıyorlar. Büyük ihtimalle “Kan örneğinden bize de ver” diyorlar. Koray’dan kan al ve bize de birazını ver, diyorlar.
Normalde hiçbir hastanede alınan örnek başka birine verilemez, polise de verilemez. Çünkü onu başka bir yerde kullanabilir, insanların başını belaya sokabilir. Alınan örnek hiç kimseye verilemez. Bunun üzerine polisin kafası bozuluyor, kadının elindeki kâğıdı çekiyor alıyor. Kadın kızıyor; “Ne yapıyorsun sen?” diyor. Polisler ve Avukat Mehmet Emin Çınar oradan arabaya biniyorlar. Reşatbey Mahallesi’ndeki Adli Tıp Kurumuna gidiyorlar. Orada böyle bir yer var, adı Adli Tıp. Normal ölüm olaylarının raporları oradan veriliyor genellikle. Demek ki orada kendilerinin emrini yerine getirecek adamlar var. O yüzden oraya getirmişler ve oradan alacaklarını da almışlar.
‘Polisin Adi Planı!’
Bakın, hatırlarsanız şu anda içerde olan dört kişiden biri de Erdal kardeşimiz. Bunların iddiasına göre camide namaz kılan sonra güya gidip de adam kaçıran bu dört kişi taksiyi Erdal’dan almışlar, Erdal’ın arabasıymış. O zaman incelemişler ve arabayı geri teslim etmişler. Teslim ederken de Erdal’a imza attıracaklar. “Tam olarak teslim aldım.” diye imza at, diyorlar. Erdal da arabaya şöyle bir bakıyor, araba tam mı değil mi diye. Bakıyor ki bagajdaki bagaj havuzu denilen şey yok, bir de koltuktaki başlık denilen şey eksik.
Diyor ki; “Bunlar nerede, bunları niye bana vermiyorsunuz?” Vermiyorlar. Bir şey yapacaklar. Çünkü onun üzerinden bir şey planlanmış. Vermiyorlar. “Tam olarak aldım.” diye imza at, diyorlar. O da diyor ki; “Ben buna imza atamam. Ben bunu yazarım” diyor.
Bagaj havuzu yok, koltuktaki başlık yok. O şekilde imza atmış. Neyse ki onu fark etmiş, Allah göstermiş. Allah bunların ne planladığını bildiği için ona orayı görmeyi nasip etmiş. Normalde insan polise güvenir. Araba tamam görünüyor zaten, tek tek böyle incelemez, imzayı atar. Allah göstermiş.
Şimdi planlarının ne olduğu anlaşıldı. O Koray’dan aldıkları kanın bir parçasını gidip o başlığa sürdüler ve o başlığı götürüp “Koray’ın kanı” diye Kriminal Daire Başkanlığından rapor aldılar. Koray’ın kanından bir örnek ve o başlıktaki kanı veriyorlar.
Bu iki kan aynı mı değil mi? Kriminal ’den çıkan rapor: Evet, bu iki kan aynı. O halde taksinin içindeki başlıktaki kan Koray’ın kanı. O halde bu arabayla bu kaçırma işlemi yapıldı. Kanı oraya sürmek için başlığı teslim etmediler. Ve o kanın bir kısmını istediler. O bayan o yüzden karşı çıktı. Demek ki bir şey yapacaklarını anlamış. Ve onların istediğini onlara vermedi. Bu sefer diğer Adli Tıp’ta hallettiler. Oradan kan aldılar, kanın bir kısmını da götürüp o başlığa sürdüler. Ondan sonra Kriminal ’de incelendi, aynı kan denildi ve öyle rapor verildi.
Şimdi savcı o rapora göre iddianame hazırlayacak. O kanı Koray’dan alıp götürüp o taksideki başlığa sürenler Allah’a bunun hesabını verecekler.”