Alparslan Hoca, Ali Babacan’ın “Benim hükümetten ayrıldığım dönemde Bakanlar Kurulu’nda boş kağıtlar imzalanıyordu, en son üstü dolduruluyor, Sayın Erdoğan’ın imzasıyla Resmî Gazete ’de yayınlanıyordu” ifadelerini değerlendirdi.
Furkan Vakfı Kurucu Başkanı Alparslan Kuytul Hoca, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın; “Benim hükümetten ayrıldığım dönemde Bakanlar Kurulu’nda boş kağıtlar imzalanıyordu, en son üstü dolduruluyor, Sayın Erdoğan’ın imzasıyla Resmî Gazete ’de yayınlanıyordu. Aslında bu kararlar yine tek imzayla alınıyordu. O dönemin bakanlarına sormanız lazım. Bunlar biz ayrıldıktan sonraki dönem de oluyor. Bütün bu KHK’lar öyle…” açıklamalarını değerlendirdi.
Babacan’ın ifadeleri sonrası idare hukukçusu Profersör Doktor Metin Günday’ın; “Buna göre KHK’lar hukuken ‘Yok’ hükmünedir. OHAL Komisyonu’nun bunlara dayalı red kararları da geçersizdir” sözleri üzerine açıklmada bulunan Alparslan Hoca şu cümleleri kaydetti:
‘Bunu Yapan Asıl Devlettir!’
“Bizim vakıf da son KHK’yla kapatılmıştı. Yaklaşık 140 bin kişi KHK ile işten atıldı. Binlerce vakıf, dernek hepsi kapatıldı. Hepsi KHK’larla ve Ali Babacan’ın dediğine göre bunları imzalayan bakanların haberi bile yok. Boş kâğıda imza atmışlar, üzerini sonradan doldurmuşlar. Şimdi bu bakanlar için büyük bir ayıp, o ayrı bir şey. Bir de bunu kim yapıyor?
Bence bunu yapan hükümetle birlikte asıl devlet. Devlet denilen mekanizma bunu yapıyor. Diyor ki; ‘Hepsinden imza al, biz üzerini dolduracağız. Ne gerekiyorsa onu yazacağız. Kimi istiyorsak onları işten atacağız, neyi düşünüyorsak ona göre, kiminin fabrikasını kapatacağız, kiminin vakfını, kiminin televizyonunu, kiminin gazetesini, kiminin yurdunu hepsi imzalasınlar. Biz rahat olalım istediğimizi yazalım üzerine.’ Şimdi buna göre bu KHK’lar geçerli olabilir mi?
‘KHK’lar Geçersizdir!’
Bunun üzerine idare hukukçusu Prof. Metin Günday demiş ki; ‘Ali Babacan’ın dediği doğruysa bakanlar görmeden imzaladıysa bu KHK’lar geçersizdir. Bunlar hukuken yok hükmündedir.’ Dolayısıyla da o KHK’larla işten çıkartılanlar kapatılan vakıflar, dernekler, yurtlar, üniversiteler hepsi ile ilgili o hükümler geçersizdir ve devlet onlara tazminat ödemek zorundadır. Hepsini işe geri almak; o vakıfları, dernekleri, üniversiteleri, hepsini geri açmak ve de hepsine tazminat ödemek zorundadır. Ve bunu yapanlar da ceza almak zorundadır.
‘İstifa Etmeliydiniz!’
Ali Babacan’ın böyle bir şeyi kafasından uydurduğunu zannetmiyorum. Kendisi de bakanlık yapmış bir insan, hepsi kendisinin arkadaşları. Bakanlarla sabah akşam beraberler. Demek ki bunu onlardan öğrenmiş. Yani bize boş kâğıdı getiriyorlar. Biz imzalıyoruz. Adam yerine koyan mı var bizi? İmzalama da gör. İmzalamadığın an aynı anda görevden alınıyorsun, bakanlıktan azlediliyorsun. Bu durumda bunlar bu ayıbı işleyene kadar bakanlıktan istifa etmeleri gerekmez miydi? Evet gerekirdi. Bu da meselenin ayrı bir yönüdür. O, onların ayıbı. Onlar o ayıpla yaşayacaklar, o ayıpla da ölecekler. O, onların ayıbı. Ama bir de bunu yaptıranlar, bunlar bunun hesabını vermelidir.
‘Makam İçin Sustular!’
Ali babacan bunu ispat edebilir mi? Zannetmiyorum. Belki devran değişirse belki bazı bakanlar konuşmaya başlar. Sırf o makamda kalabilmek için. Makam yani başka bir şey değil. Lanet olsun makamına. En büyük makam hiçlik makamıdır. Hiç olun, en büyük makama çıkmışsınız demektir. Hiç olmak bakanlıktan da başbakanlıktan da cumhurbaşkanlığından da üstündür. Bunlar nerede, bu lezzeti tatmak nerede. Bunların bildiği tek lezzet ya makam ya para ya kadın ya mevki. Başka lezzet bildikleri yok ki.
Bu bir utançtır. Şimdi diğerleri belki bunu böyle açık açık konuşmayacaklar. Çünkü kendi ayıpları. Ama Ali Babacan da bakkal, kasap değil yani o bakanların arkadaşı. Arkadaşı olan o bakanlardan öğrenmiştir. Demek böyle yapılıyormuş. Demek ki iş kitabına uyduruluyor. Bakanları adam yerine koymuyorlarmış, imzalıyor musun, imzalamıyor musun? İmzalamıyorsan defol git, başkası gelsin yerine. Çünkü Bakanlar Kurulu kararı ittifakla alınması gerekiyor. Benim bildiğim kural böyle. Yani çoğunluğun imzalaması yeterli değil. İttifakla tüm bakanların imzalaması gerekiyor. O yüzden ‘İmzalamayan istifa etsin.’ diyorlar. O da makamda kalabilmek için “Peki efendim.” diyor, imzalıyor. Bence bu konuda Ali Babacan’ın şahitliği yeterlidir. Diğerleri şahitlik yapmasa da anlamış olduk. Demek ki KHK’lar böyle çıkarılmış, anlamış olduk.