05.02.2024

Alparslan Hoca, Ayşe Özdoğan hakkında: Hayatı hapishaneye dönmüş insanı bir de devlet cezaeviyle korkutuyor!

Alparslan Hoca, tedavisi tamamlanmadan cezaevine gönderilmek istenen Ayşe Özdoğan hakkında açıklamada bulundu; “Bu devlet, PKKcılara dahi yapmadığı muameleyi İslamcılara yapıyor! Hayatı hapishaneye dönmüş insanı, bir de cezaeviyle korkutuyorlar!”

Furkan Vakfı Kurucu Başkanı Alparslan Kuytul Hoca, iki yıl önce ‘Maksiller sinüs kanseri’ teşhisi konan Ayşe Özdoğan’ın tutuklu yargılanma kararına sert eleştiride bulundu. Sol üst çenesi, dişleri, elmacık kemiği ve tükürük bezleri alınan ve 4 ameliyat daha görmeyi bekleyen Özdoğan’ın, tedavisi tamamlanmadan cezaevine gönderilmek istenmesi üzerine Alparslan Hoca şu ifadeleri kullandı:

‘Kanser Hastası Bir Kadına Bu Yapılır mı?’

“Allah’tan korkun, diyorum başka ne diyeyim? 28 Şubatı yapan darbeciler… 24 sene bekletildiler. Darbeci oldukları açık, Erbakan Hoca’yı devirmişlerdi. Darbeci olduklarında şüphe yok, tüm Türkiye biliyor. Açık seçik hükümeti devirdiler Milli Güvenlik Kurulu toplantısında. Bunu bilmeyen yok ve bu adamları hapse atmadılar; belki kendiliklerinden ölürler diye beklettiler.

Bunlar bir türlü ölmedi çok rahat yaşadıkları için. Ve işte bazıları 1 ay kadar evvel işte hapse atıldı. Zaten bir kısmı da atılmadı. Yani hep yaştan dolayı diyerek tehir edildi. Baktılar ki bunların öleceği yok. Artık utanma belası birkaç günlüğüne hapse atalım dediler. Bakalım ne olacak? Herhalde birkaç gün sonra çıkartırlar. Yaş halinden, şundan bundan derler çıkarırlar. Ona onlara emekli paşalara -onlar çünkü paşa- laik, Kemalist onlara böyle muamele.

Bu kadıncağız ne yapmış ben bilmiyorum. Ne yapmış? Hükümeti mi devirmiş bir kadın? Ne yapmış? Tankın üzerinde ona buna silah mı sıkmış? Ne yapmış? Kadın kanser, ölmek üzere yüzünün bir tarafını almışlar. 4 ameliyat daha lazım. 4 ameliyatı da olsun bari ondan sonra hapse atıyorsanız atın. Kadın bu şekilde hapishane de ölür zaten, kanser bu. Benim gördüğüm kadarıyla Kemalist laiklere ayrı bir muamele var; şeriatçı olmasa bile, namazını kılıyorsa, başörtülüyse, bir cemaattense ona ayrı bir muamele var.

Hatta bakın ben hapisteyken PKK’lılara bile yapılmayan muamelenin ben FETÖ iddiasıyla içeri alınanlara yapıldığını gördüm. PKK’ya bile yapmadığı… PKK’dan güya nefret ediyorlar. PKK’ya terörist diyorlar. PKK şöyle, PKK böyle, bu kadar asker öldürdü, bu kadar polis öldürdü. Öldürmedi mi? Evet, öldürdü gerçekten, yalan da değil ama ondan çok FETÖ iddiasıyla alınanlardan nefret ediyorlar. Onlara yapılmayan muamele bunlara yapılıyordu. Neden? Çünkü PKK, sonuç itibariyle İslamcı değil ana fikri Sosyalist.

Bunlar ise Müslüman, namazını kılıyorlar ya da kılmıyor her neyse. Sonuçta birileriyle, İslami bir çevreyle irtibat halinde olmuşlar. Bu adam teröre, darbeye, şuna buna karışmış mı kötü bir şey yapmış mı? “Önemli değil, onlara selam versin yeter” diyor. Bu muamele PKK’ya bile yapılmış değil, eğer böyle irtibat-irtisak kelimelerini kullanıyor. İkisi de Arapçadır. Halk çok anlamasın diye irtibat ve irtisakı diyorlar, cezayı veriyorlar. Yani bir örgütle en küçük bir irtibat varsa ceza veriliyor, FETÖ iddiasıyla alınmışsa.

Eğer PKK’ya da bu şekilde muamele yapsalar var ya 100 binlerce insanı hapse atmaları lazım. Çünkü 100 binlerce insanın bunlardan daha fazla PKK’yla irtibat ve irtisakı mevcuttur ama onlara onu yapmıyorlar. Ancak böyle silahlı olaylara karışmış varsa onlara ceza veriyorlar. Yok irtibat yok irtisak bilmem ne diyerek ceza verdikleri yok. Çünkü o şekilde olan 100 binler, milyonlar var. Onlara para yardımı da yapmış, halen de yapıyor, seviyor da destekliyor da icabında evinde barındırıyor, icabında şunu yapıyor… Böyle milyonlar var aslında dağlarda, köylerde.

Eğer böyle irtibat irtisak demeye kalksan böyle milyonu hapse atması gerekecek. Onlara onu demiyor. Ondan dolayı içeriye atmıyor ama biraz İslami bir tarafı varsa -şeriatçı olmasın isterse- biraz İslami bir yönü varsa irtibat-irtisak diyor içeri atıyor. Selam verdi, dershanesine gitmişti, orada çalışmıştı, Bank Asya’ya para koymuştu diyor. Bir şey söylüyor ve irtibat-irtisak deyip hapse atıyor.

Şimdi bu kadına bu yapılır mı? Kanser hastası, ölmek üzere olan bir kadına bu yapılır mı?  Zaten bu sürekli hapishane de. Bunun hayatı kim bilir nasıldır? Düşünün; yüzünüzün yarısı yok ve kansersiniz, sürekli acı çekiyorsunuz ve doktor doktor gezmeniz gerekiyor. Bir de bu dertler yetmiyor. Devletin sürekli hapishane korkusu… Ne yapmış bu? Adam mı öldürmüş ne yapmış? Darbecileri mi desteklemiş gitmiş darbe mi yapmış, ne yapmış? Ya bu kadın, kadın! Ne yapmış? Allah’ dan korkmazlar!”