Alparslan Hoca gece saatlerinde sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, tutuklu yargılanan 7 Furkan Gönüllüsü için farkındalık oluşturmak amacıyla protesto yürüyüşü gerçekleştirmek isteyen Furkan Gönüllülerine, emniyet mensupları tarafından uygulanan orantısız müdahaleye tepki açıklamasında bulundu.

Furkan Hareketi Lideri Alparslan Kuytul Hoca, gece saatlerinde sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, haksız tutukluluğu devam eden 7 Furkan Gönüllüsü için birçok şehirde başlatılan farkındalık eylemlerine yönelik emniyet ekiplerinin hukuksuz muamelelerine tepki açıklamasında bulundu. 

Mardin, Siirt, Bursa ve Osmaniye başta olmak üzere, birçok şehirde gerçekleştirilmek istenen meşru eylemlere yapılan orantısız güce sert tepki gösteren Alparslan Hoca, özellikle Bursa’da tesettürlü bir kadının başörtüsüne yapılan saldırı hakkında;

“Bu yapılan başörtüsü düşmanlığıdır! Bu yapılan din düşmanlığıdır! Başörtüsüne yapılan düşmanlık, İslam’a yapılmıştır. Bursa emniyetinden kim bunu yaptıysa bunlar alçaktır! Bunlar din düşmanı, İslam düşmanıdır. Bu din düşmanlığını yapanlar görevden alınmalıdır, o polisler de, onlara bu talimatı verenler de… Onlardan şikayetçiyiz. 

Hükümet, başörtüsüne zulmü bitirmiş bir hükümettir. Böyle bir hükümette böyle polisler varsa eğer onlar ortaya çıkartılmalıdır. Bunlar kimdir, hangi görüştendir, bunlar Perinçek taraftarı mıdır, Maocu mudur? Bir Müslüman kadının başörtüsünü çekmek ne demektir?” İfadelerini kullanarak şu cümleleri kaydetti:

“Bugün yaklaşık 12 ilde, 7 Furkan Gönüllüsünün haksız tutukluluğuyla ilgili yürüyüş ve basın açıklaması yapılacaktı.
Bazı yerlerde mühadale edildi. 

Tutuklu bulunan kardeşlerimiz, suçlu olduğundan değil, siyah gözlüklülerin Furkan Gönüllülerini karalama isteği sebebiyle tutukludur. 

Bu kardeşlerimiz 3 – 4 aydır tutuklu ve tutukluluk süresinin uzatılması gözdağı vermek ve belki içlerinden bazıları; “Atılmak istenen suçu bize Alparslan Kuytul yaptırdı, Furkan Gönüllüleri yaptırdı” dedirtmek için…

Her ay yapılan aylık tutukluluk incelemelerinde de bunu söylediklerini görüyoruz. Normalde tutukluluk incelemesi dosya üzerinden yapılır ama bu kardeşlerimize SEGBİS üzerinden her ay mahkeme ile yapılıp “Bunu size kim yaptırdı, tahliye olmak istemiyor musunuz, Kimin yaptırdığını söyleyin tahliye olun!” Manasında sorular soruluyor ve kardeşlerimiz ihanete zorlanıyor!

Biz bu yapılan hukuksuzluklarla ilgili Türkiye’nin birçok şehrinde yürüyüşler gerçekleştiriyorduk, bugüne kadar çok fazla müdahale olmamıştı ama bugün birçok şehirde müdahale oldu. 

Eğer bunlar; “Türkiye’yi Kazakistan’a çevirmek istiyorlar o yüzden müdahale ediyoruz” derlerse yalan söylerler çünkü bizim böyle bir amacımız, niyetimiz yok.

Bizim ki yalnızca 7 arkadaşımızın haksız tutukluluğuyla ilgili bir protestodur. “Kazakistan olaylarına benzer olaylar Türkiye’de de olabilir” deyip insan hakları, fikir ve ifade hürriyeti, gösteri yürüyüşü,  basın açıklaması engellenemez. 

Hatay, Erzurum, Ankara, Kocaeli, Bingöl ve İzmir’de hiçbir sorun yaşanmadı, İstanbul’da ve Konya’da yürüyüşe katılanlara GBT yapıldı ancak yürüyüş engellenmedi.

Fakat Mardin’de 17 erkek, 13 kadın, 9 çocuk gözaltına alındı. 14 erkek ve 12 kadından ifade alındı. Bir avukat da olayı sormak için gittiğinde darp edildi.

Bursa’da ise 4 kadın gözaltına alınıyor, Emine hanım daha sonra çocuğuyla birlikte indiriliyor çünkü Mardin, çocuklu kadınların alınması ile tepki toplamıştı. Bursa’da da boyle olmasın diye Emine hanımı geri indirmek istediler o da arkadaşlarıyla kalmak isteyince kadın ve erkek polisler tarafından alçakça yaka paça otobüsten atıldı ve sokağın ortasında erkeklerin arasında başörtüsü açık şekilde bırakıldı. 

Bu hanım kardeşimiz buna rağmen Furkan Gönüllülerine yakışır şekilde mücadelesine devam edip emniyetin önüne gitmiş, herkes bırakılana kadar da emniyetin önünden ayrılmamış.

‘Bu Yapılan İslam Düşmanlığıdır!’

Bu yapılan başörtüsü düşmanlığıdır! Bu yapılan din düşmanlığıdır! Başörtüsüne yapılan düşmanlık, İslam’a yapılmıştır. Bursa emniyetinden kim bunu yaptıysa bunlar alçaktır! Bunlar din düşmanı, İslam düşmanıdır. Bu din düşmanlığını yapanlar görevden alınmalıdır, o polisler de, onlara bu talimatı verenler de… Onlardan şikayetçiyiz. 

Hükümet, başörtüsüne zulmü bitirmiş bir hükümettir. Böyle bir hükümette böyle polisler varsa eğer, onlar ortaya çıkartılmalıdır. Bunlar kimdir, hangi görüştendir, bunlar Perinçek taraftarı mıdır, Maocu mudur? Bir Müslüman kadının başörtüsünü çekmek ne demektir?

Tarihimizde buna benzer örnekler var; Kahraman Maraş’ta halkın, Fransız askerini oradan def etmesinde de, bir Fransız askerinin başörtüsüne yaptığı saldırı olayı yatar. 

Eğer Türkiye’de bu gibi olayların cezası verilmezse, hükümet bunlara karşı tavrını göstermezse, bu olaylar çoğalabilir. Hükümeti bu hususta göreve davet ediyorum. 

Bunun dışında Siirt’te 8 erkek kardeşimiz hala gözaltında, sabahleyin mahkemeye çıkacaklarını öğrendik, bir arkadaşımızı da darp etmişler. 

‘Hür İnsanlara Esir Muamelesi!’

Osmaniye’de de arkadaşlarımız bir arkadaşın evindelermiş, oradan çıkıp yürüyüş yapacaklarmış, onlarca polis, o evin etrafını çevirmiş!

Bu nasıl muamele? Bu, hür insanlara esir muamelesi yapmaktır! Evin etrafını çevirip evden çıkarmamak ne demek? Küçük yerlerde sayı az olunca daha da diktatörleşip azgınlaşabiliyorlar!

‘Yapılanları Tüm Dünyaya Duyuracağız!’

Bu yaptıklarını tüm dünyaya duyuracağız, 7 Furkan Gönüllüsü ile ilgili mücadelemiz de devam edecek, hiçbir şekilde bizi durduramayacaklar, eğer olay istiyorlarsa, olacaksa da olsun! Biz olay isteyen insanlar değiliz, provake de etmiyoruz, eğer buna engel olacaklarsa engel olmaya devam etsinler, biz de mücadelemize devam edeceğiz! 

Haklı mücadelemizde bugüne kadar geri adım atmadık, bundan sonra da atmayız. Bu yapılanları da yürüyüşlerle, farklı etkinliklerle duyurmaya devam edeceğiz!”