Alparslan Hoca, Meclis Eski Başkanı İsmail Kahraman’ın; “Değişmez maddeler anayasaya konmamalıdır. Milletin isteği halinde değiştirilebilir. Millet kendini idare etmek için bir araya geliyor bir karar veriyorsa demokrasinin gereğini yerine getirmek lazımdır.” Diyerek başlattığı laiklik tartışmaları üzerine açıklama yaptı.

Furkan Vakfı Kurucu Başkanı Alparslan Kuytul Hoca, Meclis Eski Başkanı İsmail Kahraman’ın; “Değişmez maddeler anayasaya konmamalıdır. Milletin isteği halinde değiştirilebilir. Millet kendini idare etmek için bir araya geliyor bir karar veriyorsa demokrasinin gereğini yerine getirmek lazımdır.” diyerek laiklikle ilgili, “Laiklik dünya anayasalarında 5 anayasada ilke olarak var. 195 ülkenin 5 tanesinde ‘laiklik’ ilke olarak geçiyor. 
 
Yalnızca Fransa’da ‘din yok’ manasında kullanılıyor, diğerlerinde ise dine karşı bir duruş yok. Dinle barışık bir anayasa hepsinde var.” İfadeleri sonrası gündeme gelen laiklik tartışması üzerine konuştu. “Siz Allah’ın koyduğu kanunları dahi değiştirirken kimseye sormadınız diyen Alparslan Hoca; “Hâkimiyet milletin değil, kendisine devlet diyenlerin, elinde silah olanlarındır” vurgusunu yaparak şu ifadeleri kaydetti:  

‘Siz Allah’ın Koyduğu Kanunları Değiştirirken Bile Kimseye Sormadınız!’ 

“Bunu referanduma sunalım, halk ne diyorsa o olsun. Bakalım halk ne diyecek? Ona bile tahammülleri yok. Kendileri halka sormadan laikliği getiriyor, hilafeti kaldırıyor, şapka devrimini, harf devrimini, her şeyi yapıyor ama şimdi “Şunun değiştirilmesini halka bir soralım.” denilmesine bile tahammül edemiyorlar. 
 
 Siz Allah’ın koyduğu kanunları değiştirirken bile kimseye sormadınız. Şimdi sizin koyduğunuz birtakım esasları, esasların değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceğini söylüyorsunuz. Bunu söyleyenler, acaba kendilerini Allah’tan büyük mü görüyorlar? Açık konuşsunlar! Allah’ın koyduğu esasları kimseye sormadan değiştiriyorlar, kendilerinin koyduğu esasların değiştirilmesine hiç tahammül edemiyorlar. Halk istese bile “Teklif dahi edemezsiniz.” diyorlar. Hem demokrasi diyorlar hem de halk istese bile bu, istenemez. Teklif bile edilemez, hani demokrasi? Tamamen yalan. Demokrasi, aldatmacadan ibarettir.  

‘ Türkiye’deki En Büyük Yalanlardan Biri!’ 

Hâkimiyet, milletinmiş. Herhalde Türkiye’deki en büyük yalanlardan biri bu olsa gerek. Hâkimiyeti Allah’a bile vermeyenler millete verir mi? Bu, yalnızca bir aldatmadır. Halkın gazını alıyorlar, “Sizin dediğiniz olacak, siz oy vereceksiniz, sizin dediğiniz gibi olacak.” diyorlar. Hâlbuki sistemi kendileri kurmuşlar, halk o sistem içinde sadece partileri seçiyor. “Sistem bu, bunu sorgulayamazsın, bu konuda tercih hakkın yok. Sadece bu sistemi şu parti mi iyi idare eder yoksa başka parti mi iyi idare eder?” İnsanlara sorulan budur. 
 
 Halk da bunu görüyor, oy verince sanıyor ki “Ben hâkimim, hâkimiyet benim.” zannediyor. Hâkimiyeti sana vermiyor, sana nizamı değiştirme yetkisi vermiyor, sistemi değiştirme yetkisi vermiyor. “Laikliğin değiştirilmesini teklif bile edemezsin.” diyor. Bu durumda sen nasıl hâkim oluyorsun? Hâkimiyet nasıl milletin oluyor?   
 
Diyelim ki millet, laikliğin kaldırılmasını istiyor. Çünkü bu ülkede laiklik denilerek, hep laikliğin arkasına sığınarak çok zulüm yapıldı. Başörtüsü şu anda serbest ama düşünün, yıllar evvel ‘laiklik’ denilerek başörtüsü düşmanlığı yapılmadı mı? Bütün din düşmanlıkları laikliğin perde arkasına sığınılarak yapıldı. O yüzden Müslüman insanlar laikliği istemez. 

‘Laikliği Referanduma Götürün!’ 

Referandum yapın. Ama herkes konuşacak sadece kendileri konuşmayacak. Bütün medya onların ellerinde, öyle olmayacak. Adaletli bir şekilde, altı ay bütün görüşler tartışılsın, konuşulsun. Asla bunu yapmazlar. Biliyorlar ki halk, Müslümandır ve eninde sonunda laikliği reddedecektir. Halk, Müslümandır. Bunu bildikleri için halka asla sormazlar. Her meseleyi referanduma götürürler, laikliği götürmek istemezler. Çünkü bilirler ki halk, Müslümandır ve bu halk, laikliğin Müslümanlığa uygun olmadığını anladığı anda laikliği reddeder. Bunu bildiklerinden dolayı bu konuyu referanduma götürmek istemezler. Hâkimiyet, milletin falan değildir. 
 
 Hâkimiyet, “Ben devletim.” diyenler var ya işte onların. Hâkimiyet silahın, silah kimdeyse onlar hâkimdir. Milletin silahı mı var da hâkimiyet millette olacak? Bu sadece bir aldatmacadır. Halk, nizamı sorgulayamıyor, laikliğin değiştirilmesini teklif edemiyor ama hâkimiyet milletinmiş(!) Millete verilen yetki ne kadar? A partisi mi olsun, B partisi mi, C partisi mi? Millete verilen yetki budur. Partilerin hepsi de laik, hepsi de ana hatlarıyla bu düzeni savunuyorlar, aralarında nüans var.

MHP’yle İYİ Parti’nin ne kadar farkı var? CHP’yle İYİ Parti’nin ne kadar farkı var? Nüans var. Hepsi de demokrasiyi, laikliği, Kemalizm’i savunur. Hepsi de Türkçüdür. Türkçü, laik, Kemalist, demokrasi taraftarı, bu ana meselelerde hepsi de aynıdır. O zaman bunların farkı nerede? Nüans, teferruattadır. Biraz da menfaat kavgası “Sen olmayacaksın, ben olacağım; sen yemeyeceksin, ben yiyeceğim.” gibi. Ana hatlarıyla hepsi aynıdır. Dolayısıyla A partisi gelse ne B partisi gelse ne? Sistemi sorgulatmıyor size, sistemin değişmesine izin vermiyor 
 
 Bir kadro diyor ki “Sisteme ben karar vermişim zaten, sen bu konuyu düşünemezsin. Sen kimsin de sistemi düşüneceksin? Laiklik olsun mu olmasın mı? İslam hâkim olsun mu olmasın mı? Sen kimsin de buna karar vereceksin? Millet kim? Bizim dediğimiz olur.” Her tarafı ele geçirmiş olan bir kadro, kendisine ‘devlet’ diyenler, böyle diyor. Bunlar, her tarafı ele geçirmişler ve bunlar diyor ki “Nizamın ne olacağına, temel esaslarına biz karar vermişiz. Sizin yapmanız gereken sadece A partisi mi, B partisi mi, C partisi mi?” Hepsi budur.  

  ‘Hâkimiyet Milletin Değil Kendisine ‘Devlet’ Diyenlerindir’ 

Buna da “Hâkimiyet milletin.” Diyorlar, aldatıyorlar. Hâkimiyet, kendilerinin ama millete de böyle bir yem atarak “Siz de bununla idare edin. Bu kadarcık yetki verdik, daha fazlasını istemeyin. Şunların değişmesini teklif bile etmeye kalkışmayın, kafamızı bozmayın.” diyorlar. Demek ki hâkimiyet milletin değil; kendisine devlet diyenlerin, elinde silah olanlarındır. 
 
Gerçek, budur. Eğer gerçekte hâkimiyet, milletin olsaydı Anayasa Mahkemesi Eski Başkanı Yekta Güngör Özden ne demişti? Hatırlayın, “Şeriat, sandıktan bile çıksa izin vermeyiz.” Bu cümle, onun cümlesidir. Sandık nedir? Halk. Diyor ki “Halk da istese izin vermeyiz.” Hani hâkimiyet milletindi? Mesela anayasadaki bu madde “Laiklik değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez.” Hani hâkimiyet milletindi?”