04.29.2024

Alparslan Hoca’dan, Erdoğan’ın Anayasa Mahkemesinin Kararlarına Yönelik Açıklamasına Tepki!

Alparslan Hoca Cuma günü yaptığı tefsir dersinin ardından sorulan “Cumhurbaşkanı Erdoğan “Anayasa Mahkemesinin almış olduğu bu kararlar hazmedemiyorum” dedi, cumhurbaşkanının bu tavrını nasıl değerlendirirsiniz?” sorusunu cevapladı.

Alparslan Kuytul Hoca her Cuma günü yapmış olduğu tefsir dersinin ardından halk tarafından yöneltilen soruları cevapladı.

Alparslan Hoca, Anayasa Mahkemesinin aldığı kararları hazmedemediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasına tepki göstererek şu açıklamalarda bulundu:

Tabii herkes kendi görüşünü söyleyebilir. Kararları da eleştirebilir. Sonuçta Anayasa Mahkemesi de insanlardan oluşuyor. Onların da hatalı kararları olabilir. Ancak eğer Cumhurbaşkanı bu şekilde konuşursa o zaman halk mahkeme kararlarını hiçbir şekilde kabul etmez. Cumhurbaşkanı Anayasa Mahkemesinin kararlarını hazmedemez ise o zaman vatandaş da buradaki yerel mahkemenin kararlarını hazmedemez. Burada neden hazmedemediğine bir bakmamız lazım. Benim gördüğüm kadarıyla bazı şeylere çok kesin bir şekilde inanmış. Halbuki o konuyu tamamen inceleyebilecek ne zamanı var ne imkânı. Önüne gelen raporlara göre konuşuyor. O raporları hazırlayanlar bugüne kadar çok cumhurbaşkanını, çok başbakanı aldattılar. O raporlara göre konuşuyor ve bazı insanları kesin suçlu kabul ediyor. Onlarla ilgili verilen hak ihlalleri kararlarını ya da beraat kararlarını kabul edemiyor. Halbuki onların gerçekten suçlu olduğundan nasıl bu kadar emin olabiliyorsun? Her bir dosyayı bilmiyorsun. Diyelim ki birileri suçlu ama bu şahıs suçlu mu? Bu karar neyle ilgili? Birtakım iddialarla terör örgütü üyeliğiyle suçlanmış insanlarla ilgili. Anayasa Mahkemesi bunlara yapılanların hak ihlali olduğuna karar veriyor. “Bunları hazmedemiyorum” diyor. Peki, onların dosyalarını sen gerçekten çok iyi biliyor musun? Niye hazmedemiyorsun?”

“Bu şekilde konuşmalar aslında yargıya müdahaledir

Alparslan Hoca, Erdoğan’ın Danıştay’ın aldığı kararları da hazmedemediğini ifade ederek şunları kaydetti;

Anayasa Mahkemesinin verdiği kararları hazmedemiyor. Danıştay’ın verdiği kararları da hazmedemiyor. Danıştay da 450 kadar hâkim ve savcının göreve iadesine karar verdi. Onu da hazmedemiyor. Bu şekilde konuşmalar aslında yargıya müdahaledir. “Ben bu verdiğiniz kararları kabul etmiyorum. Elimden geleni yaparım, sizi o görevden almak için” gibi anlaşılacaktır.

Hazmeder ya da hazmetmez, bir cumhurbaşkanının her bir dosyayla ilgili görüş beyan etmesi doğru olamaz. Hâkim misin savcı mısın? O dosyayı biliyor musun? Bilmiyorsun. Kanun biliyor musun? Bilmiyorsun. Hukukçu musun? Değilsin. Hukuku da bilmiyorsun, dosyayı da bilmiyorsun. Neye göre hazmediyorsun ya da hazmedemiyorsun. İnsan hukuk bilir, bir de dosyayı da bilir, bütün delilleri bilir ondan sonra hazmeder ya da hazmedemez. Cumhurbaşkanı bunları bilemez. O halde bırak herkes kendi işini yapsın. Sen o, 450 hâkim savcının hakkındaki iddiaları biliyor musun, delillerini biliyor musun, doğru mu yalan mı biliyor musun? Yok. Bu dediğim Danıştayla ilgili. Anayasa Mahkemesi ile ilgili de aynı şekilde. Yani Cumhurbaşkanı Anayasa Mahkemesinin ele aldığı dosyaları biliyor mu? Bilmiyor. Hukukçu mudur? Hayır. Anayasayı ne Anayasa Mahkemesi üyeleri kadar bilir ne kanunları onlar kadar bilir. Dolayısıyla bir cumhurbaşkanı “bunları hazmedemiyorum” tarzında konuşmamalıdır. Bu yargıya müdahale olarak anlaşılır. Bence o kendi önüne sunulan bütün raporlara inanmasa iyi eder. Çünkü o raporlarla çok yetkili bugüne kadar aldatıldı ve yönlendirildi. O raporları incelemeden kabul ediyor ama bu dosyaları incelemiş hakimlerin, savcıların verdiği kararı reddediyor. Dosyayı bilsen “tamam” deriz. Mesela ben kendi dosyamı bilirim, konuşurum. Hukuku da biliyorum, dosyamı da biliyorum, delilleri de biliyorum. Konuşma hakkına sahibim, eleştirebilirim savcının hâkimin verdiği kararı. Danıştay’da Yargıtayı da benimle, konuyu biliyorsam incelemişsem tamam. Cumhurbaşkanının ne böyle bir hukuk bilgisi var ne böyle bir zamanı var. Şimdi işini gücünü bırakıp da dosyaları mı inceleyecek? Böyle bir şey mümkün olmadığına göre o zaman yapması gereken şey bunlara sessiz kalmaktır. Sürekli olarak “Bunu hazmedemiyorum” deyip duruyor. Ben eminim ki Yargıtay üyeleri de Anayasa Mahkemesi üyeleri de Danıştay üyeleri de bu lafları hazmedemiyorlardır.”

Biz de bu verilen cezaları hazmedemiyoruz!”

Alparslan Hoca, Erdoğan’ın verilen hiçbir hukuki kararı da hazmetmediğini ifade ederek kendisinin de aynı muameleye maruz kaldığını ifade ederek ‘Vallahi biz de bu verilen cezaları hazmedemiyoruz. Açılan mahkemeleri hazmedemiyoruz.’ dedi.

Bu Lafları Kim Hazmedebilir ki?

Alparslan Hoca kendisine ve Furkan Hareketi mensuplarına yönelik hukukta uygulanan çifte standarda da değinerek tepki gösterdi. Alparslan Hoca şu ifadeleri kullandı:

Size göstereceğim, hazırlıyorum. Belki haftaya belki diğer haftaya. Bekleyin. Adam açıkça hukuktan hiç anlamayan her insanın da anlayacağı şekilde mesela “şerefsiz” kelimesini kullanıyor. Hukukta şerefsiz, alçak gibi kelimeler hakarettir. Direkt “Sen şerefsizsin, sen alçaksın “şeklindeki ifadeler hakarettir. Benimle ilgili alenen bu şekilde konuşmuş ve savcı KYOK veriyor, dosya açmıyor. Mahkemeye gerek yok, hakaret sayılmaz, diyor. Yargıtay kararları var. “Şerefsiz hakarettir, alçak hakarettir” diye. Yargı kararları olduğu halde konu ben olunca savcı dosyayı kapatıyor mahkemeye gerek yok diyor, bana hakaret eden adamı koruyor. Ben de bunu hazmedemiyorum. Göstereceğim. Kaç tane? Şu anda 9 tane böyle karar var. Yüzde yüz hakaret olduğu yargıtay kararları ile ortada olan soruşturma dosyalarına KYOK verildi. Yüzde yüz hakaret olduğu her avukatın, her hâkim, savcının bildiği. Bu kadar açık. Bazı şeyler var ki tartışmalı, öyle değil. Hakaret sayılırdı, sayılmazdı, öyle değil. Ama bu, tartışmasız hakaret. Onu bile kullandığı halde KYOK veriyor. Öyle yalancılıklar var ki savcı diyor ki “Bu kişinin adresi bulunamamıştır.” Yalancının Allah belasını versin mi? Ben sana gel onun adresini vereyim. Adam her gün internette yazıyor, çiziyor, konuşuyor, bağırıyor. Sen bun bulamadın mı? Sen sibere yazdın mı? Siber suçlara yazdın, hayır cevabı mı geldi, bulamadık cevabı mı geldi? Başka bir savcı o adam hakkında sibere yazdı ve siberden cevap geldi. Sen neden yazmadı sibere savcı? Neden yazmadın da direkt bulamadık diye konuyu kapatmak istiyorsun? Çünkü sizin adamınız değil mi? Çünkü sizin istihbaratınıza çalışıyor. Evet, istihbarata çalışıyor çünkü. Onu koruyorlar. Korusan ne olacak? Her şey bu dünyada değil. Biz de bunları hazmedemiyoruz. Açıklayacağım inşallah haftaya. Nasıl bir durumla karşı karşıyayız. Dosyaların hepsinden haberiniz olmuyor o yüzden size bilgi vereceğim. 98’e çıktı beraat sayımız.100’e iki tane kaldı ama bu arada böyle şeyler yapıyorlar. Konu biz olunca adam anamıza sövse savcı mahkeme açmıyor. Konu biziz ya. Böyle bir ülke. Cumhurbaşkanı bunu hazmedebiliyor musun? Sana o lafları söyleseler bu savcılar da KYOK verseydi bunu hazmeder miydin? Şu anda vatandaşın hali bu. Konu biz olunca polise hiçbir şey yapılmıyor. Konu biz olunca polis olmasa bile karanlık adamlar, istihbaratçı büyük ihtimalle, hiçbir şey yapılmıyor. Çünkü konu biz. Biz de bunları hazmetmiyoruz. Bu lafları kim hazmedebilir ki?