Alparslan Hoca, Abdülhamit Gül’ün istifası hakkında değerlendirmede bulundu. Gül döneminde yüzbinlerce insana haksızlık yapıldığını vurgulayan Alparslan Hoca; “Zulme uğrayanlar seni unutmayacaklar. Makam çok tatlıydı, bırakamadın. Bak şimdi o makam seni bıraktı.” İfadeleriyle tepki gösterdi.
Furkan Hareketi Lideri Alparslan Kuytul Hoca, eski Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün istifasını değerlendirdi. Gül’ün döneminde yüzbinlerce insana haksızlık yapıldığını vurgulayan Alparslan Hoca, sert bir dille yaptığı açıklamada şu ifadeleri kaydetti:
‘Böyle hatırlanacaksın Abdülhamit Gül!’
“Abdülhamit Gül’ün bakanlığı döneminde bunca insana zulmedildi. Hepsinin mesuliyetini taşıyarak o bakanlıktan ayrıldı ya da ayırdılar. Ara sıra kendi vicdanını rahatlatıyordu. “Hâkimler savcılar şöyle olmalı, böyle olmalı” diyerek, öyle olmadığını da çok iyi bilerek, hâkimlere savcılara talimat verildiğini en iyi bilen kişi olarak, sadece vicdanını rahatlatmak için herkesin bildiği ama uygulamadığı şeyleri söylüyordu. Acaba bundan sonraki hayatında onlarla mı kendini avutacak bilemiyorum. Benim bildiğim şu:
Abdülhamit Gül döneminde yüzbinlerce insana zulmedildi. Ben de onlardan biriyim. Birçok arkadaşımız da onlardan. Bu memlekette yüzbinlerce insana onun döneminde zulüm yapıldı. Böyle hatırlanacaksın Abdülhamit Gül! Şu uzun bakanlık döneminde vicdanını rahatlatmak için iki üç defa böyle laflar etmiş olsan bile, “hâkimler savcılar şöyle olmalı, böyle olmalı” diye konuşmuş olsan bile yine de böyle hatırlanacaksın
Zulme uğrayanlar seni unutmayacaklar. “Ben ne yapayım?” mi diyorsun? “Ben mi istedim? Çok insana haksızlık yapıldığını ben de görüyordum ama gücüm yetmiyordu.” İstifa etseydin. Makam çok tatlıydı, bırakamadın. Bak şimdi o makam seni bıraktı.
‘Değişim Sebebinin İki İhtimali…’
Neden değiştirildiğine gelince, yakında anlaşılır. İki ihtimal var;ihtimal; ya ara sıra adaletin olmadığını, hâkimlerin savcıların vicdanlarına göre karar vermediklerini ima ettiği için. Zaten açıkça söylemedi, sadece bir iki defa ima etti. Ya böyle dediği için cezalandırıldı, görevden alındı.
2.ihtimal; ya da tam tersi. Erdoğan, “Bugüne kadar yapılan haksızlıklardan mesul olan odur (Abdülhamit Gül’dür) mesajını vermek için, “Ben emir vermedim, o yaptı. Ben de eninde sonunda onu görevden aldım” demek için görevden almış olabilir.
Bir suçlu lazımdı. Şu ülkede yüzbinlerce insana zulmedildi, bir çok insan ekmeksiz bırakıldı. Bu kadar zulümlerin ve toplumun da buna sessiz kalması sonucunda Allah tokadını vurdu ve ekonomik kriz başladı. Ben bunun böyle olacağını 6-7 sene evvel söylemiştim. Bir suçlu lazım. Acaba Erdoğan onu görevden alarak “Suçlu o, ben değilim. Bu emirleri ben vermedim” demek mi istiyor? Yoksa Abdülhamit Gül bazen böyle adaletin olmadığına dair imalarda bulunuyordu ondan dolayı mı cezalandırıldı? Yakında anlaşılır.
‘Bekir Bozdağ’ın Getirilme Sebebi Nedir?’
1.ihtimal; eğer Bekir Bozdağ dönemi hâkimlerin savcıların biraz daha adaletle davrandığı bir dönem olursa, hâkim ve savcılara talimatlar gelmezse, zulme uğramış insanlara hakları verilirse, tazminatları ödenirse, devlet olarak onlardan özür dilenirse belki “Bekir Bozdağ bu amaçla getirilmiş” diyebiliriz.
2.ihtimal; eğer daha kötü davranırsa, Abdülhamit Gül döneminden daha beterini yapmaya kalkarsa, mahkemelere daha fazla talimatlar verilirse o zaman Abdülhamit Gül yumuşamaya başladığı için görevden alınmış, yerine Bekir Bozdağ getirilmiş demektir. İzleyeceğiz, bakacağız, göreceğiz. Acaba iki ihtimalden hangisi? Daha fazla zulüm yapmak için mi Bekir Bozdağ getirildi, daha adaletli bir yargı meydana getirilmek için mi Bekir Bozdağ getirildi? Yakında anlaşılacaktır.
‘Seçim Yatırımı Olabilir!’
Bana öyle geliyor ki seçim yatırımı gibi bir durum var. Herkes rahatsız. Adliyeler rezalet. Artık talimatların çok yukarılardan gelmesine bile gerek yok. Daha aşağıdaki yetkililer bile hâkimlere talimat verebiliyor. Çok yukarıdan bile gelmesine gerek yok. Böyle bir ülke olduk. Bu şekilde seçime gittikleri zaman kaybedecekleri ortadadır. Bir taraftan adalet krizi var, bir taraftan ekonomik kriz var. Ve toplumda nefret var.
Erdoğan’ın seçimi kazanması için bir şeyler yapması lazım. Belki o amaçla “Daha şefkatli daha adaletli bir devlete dönüşelim, artık yeter. 5,5 yıldır epeyce zulmettik, 5,5 yıldır epeyce insanı tırpanladık, 5,5 yıldır toplumu epeyce sindirdik, susturduk, gözlerini korkuttuk. Artık şimdi biraz rahatlatalım, biraz gevşetelim. O şekilde seçime girelim yoksa seçimi kaybedeceğiz” gibi düşünüyor olabilirler. Ama tam tersi, daha sert bir düzen meydana getirerek seçimi o şekilde kazanmayı da planlıyor olabilirler. O yüzden beklemek lazım.
‘Yakında Kendini Belli Eder!’
Bence çok uzun sürmez, 1 ay içerisinde kendini belli eder. Birtakım değişiklikler olacaktır. Bu değişikliklerden anlaşılacaktır. Mesela Milli Eğitim Bakanı değiştiğinde hatırlarsanız ben o zaman demiştim. Milli Eğitim Bakanı niye değişti? “Yeni gelen bakana bakalım, anlarız” demiştim. Eğer yeni gelen bakan “İlla da okulları açacağız” derse işte eski bakan bu yüzden görevden alınmıştır. Çünkü o okulları açma taraftarı değildi. Yok eğer öyle demezse, o da yine okulları kapatma taraftarı gibi davranırsa o zaman sebep başkadır, demiştim.
Yeni gelen bakan “okulları açacağız” dedi. Bir iki hafta içerisinde “Okulları asla da kapatmayacağız” dedi. Hatta bugün yine söylemiş. “Ne olursa olsun okulları kapatmayacağız” diyor. İşte ona bakarak eski bakanın neden görevden alındığını anlayabiliyoruz. Şimdi bunda da yeni Adalet Bakanına bakalım. Eğer ortamı yumuşatırlarsa demek ki bu sebeple aldılar. Yok ortamı daha da sertleştirirlerse yine demek ki bu sebeple aldılar. Bakalım, yakında kendini belli eder.
‘En Çok Zulmedilen Dönem Olarak Tarihe Geçti!’
Dediğim gibi makamlar gelir geçer. Önemli olan insanın Allah katındaki makamıdır. Abdülhamit Gül, dünyevi makamda kalabilmek için bunca zulümlere sessiz kaldı. Cumhuriyet yıllarından sonraki en büyük zulmün yapıldığı dönem, 12 Eylül’den bile daha fazla zulmün yapıldığı dönem, 15 Temmuz’dan sonraki dönem Abdülhamit Gül’ün dönemi oldu. Tarihe böyle geçti.
‘Süleyman Soylu da Değişmeli!’
Abdülhamit Gül ile birlikte Süleyman Soylu da değiştirilirse o zaman devlet olarak ve hükümet olarak daha yumuşayacaklarını, daha adaletli ve şefkatli davranmaya çalışacaklarını söyleyebiliriz. Soylu değişmedikten sonra Abdülhamit Gül’ün değişmesinin çok da bir önemi yok. Çünkü Soylu sürekli operasyon yaptırıyor. Haklı haksız bir sürü insanı da tutuklatıyor. Soylu değişmedikten sonra bu durum değişmez. Eğer daha adaletli ve daha şefkatli bir devlete dönüşmek istiyorlarsa Soylu’yu da değiştirmelilerdir.”