05.20.2024

Bakanlık Çam ve Sakura Hastanesi’ni muaf tutmuş: ÇED gerekli değil

5 Eylül’de İstanbul’da etkili olan sağanak, Başakşehir’deki Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde sel baskınına neden oldu. 2020 yılında açılan hastane için hazırlanan ÇSED raporunda; yağmur suyu drenajı koşullarının uygun olmaması ve sel baskınına yol açabileceği belirtilirken sonrasında bakanlık kararıyla hastaneler Çevresel Etki Değerlendirmesi’nden (ÇED) muaf tutuldu.

İstanbul’da önceki akşam aniden bastıran sağanak yağışın ardından pek çok noktada su baskınları yaşandı. Özellikle Arnavutköy, Başakşehir, Sarıyer, Küçükçekmece ve Çatalca’da caddeler göle dönerken metro istasyonlarını, evleri, hastaneleri su bastı. Etkili olan sağanak yağış nedeniyle Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi de sele teslim oldu.Nisan 2020’de açılan Çam ve Sakura Şehir Hastanesi için Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirme (ÇSED) raporunda ‘Sel baskını olabilir’ dendiği ortaya çıktı.

Hastanenin çok yakınında inşa edilmesi planlanan bir alışveriş, otel ve lüks konut projesinin tanıtım dosyasındaysa “Proje alanı ve yakın çevresinde; 7269 sayılı yasa kapsamında kalan heyelan, kaya düşmesi, çığ, sel, su baskını, afet vb. risk bulunmamaktadır” diye yazıyor.

AFET ENDİŞESİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “En büyük hayalim” dediği şehir hastaneleriyle ilgili ülke bütçesine zararı ve yerleşim bölgelerine uzaklığı gibi olumsuzluklara iki gün önce afete ne kadar dayanıklı olduklarıyla ilgili bir endişe daha eklendi. Kameralara yansıyan görüntülerde hastanenin bazı kısımlarında su birikintileri göze çarpıyordu.

Erdoğan’ın Ankara Beştepe’deki sarayının müteahhidi olan Rönesans Holding’in inşa ettiği Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’yle ilgili ÇSED raporunda da sel baskınına karşı uyarılarda bulunulmuş.

KÜÇÜKÇEKMECE HAVZASINDA YER ALIYOR

Gazeteci Canan Coşkun’un haberine göre, raporda, şehir hastanesi sahasının ‘büyük bir yüzey suyu kaynağı potansiyeline sahip olan ve güney kenarından Marmara Denizi’ne bitişik olan Küçükçekmece havzası içinde yer aldığı’ belirtiliyor. Proje sahasının yakınında kuzey – güney doğrultusunda Menekşe ve Hasanoğlu derelerinin olduğundan bahsedilen rapora göre söz konusu alan İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından tasarlanmış taşkın koruma geliştirme alanında yer alıyor. Rapora göre her iki derenin yatağı da taşkın riskine karşı yakın zamanda rehabilite edilmiş.

Menekşe deresiyle proje sahasının sınırı arasında 15 ila 130 metre mesafe bulunduğunu aktaran rapora göre, İSKİ projeyle ilgili dereler boyunca 20 metre genişliğinde çalışma şeritlerinin korunmasını ve en yakın noktadaki taban yüksekliğinin sel riski yüksekliğinden daha fazla olmasını talep etmiş. SED raporunda, iki dereden kaynaklanabilecek taşkın riskiyle ilişkili etkilerin düşük olduğu belirtilmiş.

‘SEL BASKININA YOL AÇABİLİR’ DETAYI

Raporda, yağmurla oluşabilecek sel baskınlarından da bahsedilmiş: “İkitelli ESK tesislerinde yağmur suyu drenajı koşullarının uygun olmaması sahada sel baskınına yol açabilir. Sağlık ve güvenlik açısından bakıldığında, sel baskınları yağış durumunda meydana gelen yüzey suyu akıntılarına bağlı olarak az veya çok önem derecesine sahip etkilere yol açabilir. Yağmur suyunun belediye altyapısına bağlı olacağı düşünüldüğünde bu konu ile ilişkili herhangi bir etkinin olmaması beklenmektedir.”

ACİL DURUMLARA HAZIRLIK PLANI

Başakşehir Şehir Hastanesi’ni kamudan en çok ihale alan şirketler arasında yer alan Rönesans Holding inşa ettiyse de ihaleyi Rönesans Holding ve Sojitz Corporation firmasının özel maksatlı kuruluşu İstanbul PPP Sağlık Yatırım A.Ş. kazanmıştı. Raporda, şehir hastanesinin işletilmeye başlanmasından önce İstanbul PPP A.Ş. tarafından bir Acil Durumlara Hazırlık ve Müdahale Planı (EPRP) hazırlanacağı, söz konusu planın iş kazaları, yangın, yakıt ve kimyasal dökülmeler, sel baskını ve deprem gibi doğal afetleri kapsayacağı yazıyor.

HASTANELER ÇED KAPSAMI DIŞINDA BIRAKILDI

Hastane projeleri 2014 yılından bu yana Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yönetmeliği kapsamına girmiyor. Raporda, Sağlık Bakanlığı’nın 2014’te ÇED Yönetmeliği kapsamında projeyle ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın görüşünü sorduğu, Bakanlığın da ÇED muafiyet yazısı verdiği belirtildi. Rapora göre, Sağlık Bakanlığı, projeyle ilgili 2016 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ÇED yönetmeliği kapsamını yine sordu, ancak bakanlık daha önce verdiği muafiyet yazısının geçerliği olduğunu belirtti.

Avukat Özgür Erbaş’ın konuyla ilgili açıklamasına göre ÇED raporu daha önce 100 yatağın üzerindeki hastaneler için zorunluydu, ancak daha sonra yatak sayısının daha yüksek olduğu hastaneler ÇED kapsamı dışında bırakıldı. Erbaş, mevzuat değişikliğinin zincir ve şehir hastanelerinin sayısının artışa geçtiği döneme denk geldiğini söyledi. Erbaş’ın verdiği bilgiye göre, Sosyal Etki Değerlendirme raporlarıysa Dünya Bankası’nın fonlarıyla ilgili bir gereklilik, ancak kâğıt üstünde yazanla sahada gerçekleşenler birbirini tutmadığı için Dünya Bankası söz konusu raporlar için yeni kıstaslar geliştirdi.

‘ÇED GEREKLİ DEĞİL’

Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü’nün internet sitesinde Türkiye’nin herhangi bir yerinde inşa edilmesi planlanan enerji, atık, gıda, hayvancılık, madencilik, kimya, konut, sanayi, su, turizm ve ulaşım sektöründen yapılarla ilgili ÇED duyuruları yer alıyor. Duyurular arasında Başakşehir Şehir Hastanesi’nin yakınlarındaki bir proje dikkat çekiyor. ‘ÇED gerekli değil’ kararı verilen proje hastaneye iki kilometre mesafede yer alan bir alışveriş merkezi, otel ve lüks konut projesi. V Mall adlı projenin tanıtım dosyasındaki şu ifadeyse dün yaşananlardan sonra ilgi çekici bir hâl alıyor:“Proje alanı ve yakın çevresinde; 7269 sayılı yasa kapsamında kalan heyelan, kaya düşmesi, çığ, sel, su baskını, afet vb. risk bulunmamaktadır.”