03.28.2024

Biden’ın “Orta Doğu çıkartması” planı

Dünyada muhtelif sıkıntıların, savaşların, ekonomik ve siyasi krizlerin yaşandığı bir sırada ABD Başkanı Joe Biden da bir “Orta Doğu çıkartması” gerçekleştirme planı yapıyor. 

Verilen son bilgilere göre Biden, 13-16 Temmuz arasında gerçekleştirmeyi planladığı bu ziyaretine “İsrail” ile başlamayı düşünüyor. Sonrasında Filistin Başkanı Mahmud Abbas ile görüşmeyi, ardından Suudi Arabistan’a geçmeyi, orada hem Suudi liderlerle görüşmeyi hem de Körfez Arap İşbirliği Konseyi’nin Cidde’de düzenleyeceği toplantıya katılmayı hesaplıyor. 

Sınırları net olarak belirlenmeyen, ama uluslararası politikada merkezine “İsrail”in oturtulmaya çalışıldığı, “Orta Doğu” diye isimlendirilen bölge genellikle küresel sistemin çok bilinmeyenli denklemlerinin çözülmesine yarayacak hesaplar yapılmasında işe yarıyor. O yüzden küresel ve bölgesel güçler, uluslararası politikada etkili olacak bir plan kurduğunda bu bölgeye yönelik bir çıkartma yapma, bölgedeki yöneticilerle masaya oturup durum değerlendirmesi yapma ihtiyacı duyuyor. Dolayısıyla bu bölgeye yönelik ziyaretler bayağı ses getiriyor ve haftalar öncesinden gündemi meşgul etmeye başlayabiliyor. 

Eski ABD Başkanı Trump’ın Mayıs 2017’de gerçekleştirdiği Suudi Arabistan ziyareti de epey ses getirmişti. Onun Riyad’da katıldığı uluslararası toplantı Amerikan – Arap İslam Zirvesi olarak isimlendirilse de gerçekte İsrail işgal rejiminin önünü tıkayan politikaların sonlandırılması ve siyonist işgal rejimiyle ilişkilerin normalleştirilmesi planlarının hayata geçirilmesi için organize edilmişti. Trump da o toplantıda bölge ülkelerine artık İsrail ile ilişkilerini perdenin önüne taşımaları yönünde talimatlar vermişti. Bu talimatlar etkisini gösterdi ve geçen süre içinde Arap dünyasındaki dikta rejimleriyle İsrail işgal rejimi arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi yönünde önemli adımlar atıldı. 

Biden’ın gerçekleştirmeyi düşündüğü ziyaretin öncelikli amacının son dönemde dünya ekonomisini ciddi şekilde etkileyen petrol fiyatlarının yeniden düzenlenmesi, kontrolün sağlanması ve ekonomik krizlerin aşılmasına imkan verecek yeni politikalar belirlenmesi olduğu söyleniyor. Bunun ziyaretin amaçlarından biri olduğu söylenebilir. Ancak öncelikli ve birinci amacının bu olmadığını ABD kaynakları da dile getirdi. 

Ziyaretin öncelikli amacının İsrail işgal rejiminin geleceğinin güvenceye alınması için gerekli diplomatik bağlantıları kurmak ve görüşmelerde bulunmak olduğu belirtiliyor. 

İşgal rejimiyle normalleşme sürecinde önemli bir mesafe katedildiği düşünülüyor. Ancak bu konuda gerçekleştirilenler yine de siyonist işgali yeterince rahatlatmış değil. Çünkü onu asıl zorlayan, Filistin direnişin hak ve özgürlük mücadelesinde kararlılığını sürdürmesi. 

Bunun yanı sıra siyonistlerin kendi politik sahalarında da sıkıntılar devam ediyor. Naftali Bennett hükümetinin parlamentoda bir sandalye daha kaybetmesi durumunda düşmesi kesinleşecek. Çünkü sadece bir farkla güvenoyu almıştı. Bir milletvekili ayrıldı. Muhalefet ve iktidar partilerinin parlamentodaki sandalye sayısı eşitlendi. Hükümetin bir sandalye daha kaybetmesi durumunda gensoru önergesi verildiğinde düşmesi kesinlik kazanacak. O yüzden Bennett’in Netanyahu ile yeni bir koalisyon kurma hesapları üzerinde durduğu ve bunun için irtibatlar kurduğu siyonistlerin haber kaynaklarında dile getirildi. 

İçerde bu sıkıntılar sürerken, Lübnan’la deniz sınırı anlaşmazlığının olduğu bölgede doğal gaz arama çalışmalarına Lübnan’ın sessiz kalmaması da işgal rejiminin yeni bir sorunla karşı karşıya gelmesine neden oldu. Bu arada İran’la nükleer teknoloji konusundaki pazarlıkların tıkanması ve bunda İsrail lobisinin önemli rolünün olduğunun düşünülmesi, ayrıca Mossad ajanlarının son olarak İran’da Devrim Muhafızları komutanlarından Hasan Seyyid Hüdayi’ye suikast düzenlemeleri ortamın ısınmasına neden oldu. 

Bu gibi sebeplerden dolayı Biden’ın ziyaretinde işgal rejiminin güvenlik ve istikrarının birinci öncelikli amaç olduğu düşünülüyor.