Gerçekten biz, onu Kadir Gecesi’nde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu bilir misin sen? Kadir Gecesi bin aydan hayırlıdır. Onda melekler ve ruh Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. O, tanyeri ağarıncaya kadar bir selamettir.”1
Kur’an’ın ifade ettiği bu mübarek geceye “Kadir gecesi” denilmesi, yüksek kıymete sahip olmasından dolayıdır. Çünkü bu gece, Kuran’ın Hz. Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi ve Sellem’ in kalbine inmeye başladığı gecedir. O Kur’an ki, Allah’ın yeryüzüne müdahalesi ve insanlığın kurtuluş reçetesidir. Tarihin karanlık gidişatı, onunla aydınlığa kavuşmuştur. Seyyid Kutub’un ifadesiyle “Kur’an’ın indiriliş hadisesinin vuku bulduğu an mübalağasız yeryüzünün tarihinde geçen saniyelerin en muazzamı ve en büyüğüdür.”2
Ayrıca bu gecede Allah Azze ve Celle bir sene sonrasına kadar olacak işlerden ölüm, rızık ve diğerlerinden dilediğini takdir buyurur. Bu nedenle de ‘Kadir Gecesi’ denilmiştir. “Kadir Gecesi’nde yapılan bir amel, içinde kadir gecesi bulunmayan bin aydan daha hayırlıdır. Ve nihayet bu gece güven ve selam gecesidir. Allah’tan bir hayır ve berekettir.”3
Bu gecenin tayini hususunda birçok hadisi şerif varit olmuştur. Bir kısmı bu gecenin Ramazan’ın yirmi yedinci gecesi olduğunu, bir kısmı ise yirmi birinci gecesi olduğunu belirtir. Bazı hadisler o gecenin Ramazan’ın son on veya yedinci gecesinde olduğunu belirtmiştir.
İmam Ahmed’in Ubade bin Sabit Radıyallahu Anh’dan rivayet ettiği hadiste Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor; “Kadir gecesi son on gündedir. Kim onları ecir bekleyerek ihya ederse Allah onun geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlar. O tek gecedir; dokuz, yedi, beş, üç veya son gece.”4 Kadir gecesinin gizlenmesindeki hikmet, ölüm vaktinin ve kıyamet gününün gizlenmesindeki hikmet gibidir. Ta ki mükellef olan insan, ibadete gayretli olsun, cehdini arttırsın, gaflet edip tembellik yapmasın, boş vermesin. Kul Kadir Gecesi olduğu tahmin edilen geceleri ihya ederek geçirince “Allah meleklerine övünür ve: ‘Orada bozgunculuk edecek, kanlar dökecek kimse mi yaratacaksın?’ demiştiniz. ‘Bu onların vaktini tam bilmedikleri bir işteki gayretleridir; bir de onu belirli yapsa idim?’ buyurarak o gece meleklerini bu hadiselere şahit olması için indirir. İşte o zaman ‘Sizin bilmeyeceğinizi herhalde ben bilirim.’ sözünün sırrı ortaya çıkar.”5
Allah Azze ve Celle, bu geceyi ihya edenlerin bin ay kadar bir süre ibadet etmiş gibi sevap alacağını “…Kadir Gecesi bin aydan hayırlıdır…” ayetiyle bize müjdelemiştir. Bu ayetin nüzul sebebi olarak da İbn Cerir, Mücahid’den rivayetinde: “Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem İsrail oğullarından gece sabaha kadar ibadet eden, gündüz de akşama kadar cihad eden ve bu hali bin ay devam eden bir kişiden bahsedince ashab buna şaşırdı. Ömürlerinin kısalığından dolayı o mertebeye erişemeyeceklerini düşünüp, üzüldüler. Bunun üzerine bu ayet nazil oldu.”6
Ayrıca Rabbimize yakınlığımızı arttırmak için bu geceler fırsat bilinmeli, fazlaca namaz kılmak, Kur’an okumak, istiğfarda bulunmak, Kadir Suresi’ni bolca okuyup dua etmekle geçirilmelidir. Bu mübarek vakitlerde günahlardan titizlikle uzak durmalı, her çeşit hayratı arttırmalıdır. Zira Allah Azze ve Celle tarafından sevilen kimse faziletli vakitlerde faziletli amellerle meşgul olur, buğzettiği kul ise faziletli vakitlerde kötü işlerle meşgul olur. Ayrıca bu gecede Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in bize Hz. Aişe Radiyallahu Anha vasıtası ile öğrettiği duayı bolca yapmalı. Hz. Aişe Radiyallahu Anha diyor ki: “Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e ‘Ya Rasulullah! Kadir Gecesi’ne rastlarsam nasıl dua edeyim’ diye sordum, Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ‘Allahümme inneke afuvvün tühibbu’ul afve fa’fü annî’ (Allah’ım sen affedicisin affetmeyi seversin beni affet) buyurdu”7
Son olarak, Müslümanlar Kur’an ayetleri üzerinde tefekkür ederek onu anlamaya ve bu güzide geceyi hakkıyla ihya etmeye çalışmalı, fakat Allah’a ibadetle yaklaşmayı sadece bir geceye hasretme hatasına düşmemelidir. Ey Rabbimiz! Sen affedicisin, affetmeyi seversin! Cihadsız geçen günlerimizi, tembelliğimizi ve gafletimizi, seni hakkıyla takdir edemeyişimizi affet.