İçişleri Bakanı Soylu’nun, İstiklal caddesinde gerçekleştirilen saldırı sonrası ”Amerikan Büyükelçiliğinin taziyesini reddediyoruz. ABD ile müttefikliğimiz tartışılmalı” sözleri büyük tepkiye neden oldu
Oluç, “Neden yürütmenin içindeki yürütmenin en başı ile yürütmenin bir üyesi olan bakan arasında 180 derece farklı açıklamalar yapılıyor” diye sordu
TBMM Genel Kurulu’nda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun İstanbul Taksim’deki saldırıya ilişkin ABD’nin taziyesini kabul etmemesinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmesini hatırlatan muhalefet, Soylu’yu istifaya çağırdı.
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, “Ucunda Amerika varsa, geliriz, burada TBMM’de aldığımız kararlarla gereğini yaparız; eğer ucunda Amerika yok, Soylu bu şekilde ciddiyetsiz bir davranış içerisindeyse o zaman bu ülkenin Cumhurbaşkanı o İçişleri Bakanıyla ilgili gereğini yapmalıdır” dedi.
HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, “Neden yürütmenin içindeki yürütmenin en başı ile yürütmenin bir üyesi olan Bakan arasında 180 derece farklı açıklamalar yapılıyor, bunun cevabı var mı? Yok. Halk neden aldatılıyor, bunun cevabı var mı? Yok” diye konuştu.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu da “İktidarın politikaları ve söylemleri kendi içinde çelişkilidir; ABD’yle ilişkiler ve müttefiklik konusunda İçişleri Bakanı Soylu’nun ifadelerini mi esas alacağız, yoksa, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eylem ve söylemlerini mi?” diye sordu.
Dervişoğlu, saldırıyı kınayarak, saldırıya ilişkin iktidarı şöyle eleştirdi:
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin dış politikadaki tutarsızlıkları Türkiye Cumhuriyeti’nin itibarına zarar vermeye devam etmekte. İktidarın politikaları ve söylemleri kendi içinde çelişkilidir; ABD’yle ilişkiler ve müttefiklik konusunda İçişleri Bakanı Soylu’nun ifadelerini mi esas alacağız, yoksa, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eylem ve söylemlerini mi? İçişleri Bakanı ‘ABD’nin taziyesini kabul etmiyoruz’ açıklamasında bulunduktan bir gün sonra Cumhurbaşkanı, ABD’ye taziye için teşekkür ediyorsa İçişleri Bakanı terör saldırısının faili olarak ABD’yi işaret ettikten bir gün sonra Cumhurbaşkanı G20 zirvesinde ABD Başkanı ile el ele poz vermekten çekinmiyorsa devlet idaresinde bir ciddiyet ve rabıta sorunu vardır demektir. Her zaman ifade ettiğimiz gibi, devlet yönetimi ciddiyet ister. Bilhassa hariciye ilişkileri iktidarın kendi içindeki çelişki ve çekişmelerine kurban edilemeyecek kadar değerlidir.
Dervişoğlu’nun ardından söz alan MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, “Saldırıyı yapan teröristin ve diğer teröristlerin açık itiraflarına rağmen saldırı anından itibaren sosyal mecralarda ‘PKK/YPG seçim öncesi saldırı yapmaz. Terörist Kürt değil, Arap, o zaman PKK/YPG’li olamaz. Terörist kaçmak yerine neden eve saklandı? Bu kadar çabuk nasıl yakalandı?’ şeklindeki FETÖ ve PKK iftiralarıyla bu terör örgütleri kendilerini neredeyse mağdur ilan etmekte, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ise fail olarak göstermeye çalışmaktadırlar. Bu alçak ve kalleş propagandaya dünyada Türkiye’den başka muhatap olan bir ülke yoktur” dedi.
HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç da saldırıyı kınayarak, İçişleri Bakanı Soylu’yu şöyle eleştirdi:
Yıllardır yanlış bir dış politikanın, özellikle Suriye’deki iç savaşa yönelik oradaki iç savaşa boylu boyunca dalmaya yönelik yanlış dış politikanın yaratacağı sorunlara ve sonuçlara dikkat çektik ve çekmeye devam ediyoruz. Bu konuda yapılan yanlışların Türkiye’yi, Türkiye’de yaşayan herkesi uzun yıllar boyunca sıkıntıya sokacak adımlar olduğunu söyledik, söylemeye devam ediyoruz. İşte Taksim’de yaşanan kanlı saldırının HTŞ’yle, ÖSO’yla, IŞİD’le, El Nusra çeteleriyle kurulan yanlış ilişkilerin, karanlık ilişkilerin sonuçlarıyla alakası yoktur’ diye kim diyebilir ki? Hiç kimse söyleyemez. Bakın, bu çetelerle ilişkilerin altında neler yatıyor, hangi planlar yürütülüyor, kime ne söz veriliyor ve yerine getirilmediği için son derece sıkıntılı bir ortam ortaya çıkıyor; bunların hepsinin tartışılması gerekir. Yanlış dış politikaların sonucudur bunlar. Bir İçişleri Bakanı düşünelim; İdlib’de, Afrin’de dolaşıp duruyor. Taksim’de patlamanın olduğu gün İçişleri Bakanı İdlib’de bulunuyor. Hangi ülkenin içişleri bakanısınız? Ne işiniz var başka bir ülkenin egemenlik alanında ve topraklarında? İdlib ile Afrin ilhak mı edildi? Türkiye’nin 82’nci vilayeti oldu da bizim haberimiz mi yok esas itibarıyla? Ulusal hukuk ayaklar altına alındığı gibi uluslararası hukuk da ayaklar altına alınıyor. Suriye’nin İçişleri Bakanı bizim topraklarımızda destursuz gezip dolaşsa, orayı burayı ziyaret etse bizim tutumumuz ne olur; bunu bir kez herkesin düşünmesi gerekiyor. Dolayısıyla böyle bir sorun var ve hamaset yerine rasyonel akılla düşünmek ve tartışmak gerekiyor. Şimdi, bu İçişleri Bakanının söylediği gibi Amerika Birleşik Devletleri’nin taziyelerini reddediyorsak neden bugün Cumhurbaşkanı sıfatıyla Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı, ABD Başkanı Biden’le buluştu ve ‘Taziyeleri kabul ediyoruz’ dedi, neden? Yani bu işin arkasında ABD var idiyse bugün ABD Başkanıyla yapılan görüşmede dediniz mi acaba ona: ‘Bu işin müsebbibi sizsiniz, arkasında siz varsınız. Kınıyoruz sizi, lanetliyoruz.’ Değilse neden Türkiye toplumunu aldatacak, yanıltacak, yanlış kurgulara yol açacak, kaos planlarına yol açacak, toplumu kutuplaştıracak açıklamalarla İçişleri Bakanı herkesi yanıltmaya çalışıyor, bunun cevabı var mı? Neden yürütmenin içindeki yürütmenin en başı ile yürütmenin bir üyesi olan Bakan arasında 180 derece farklı açıklamalar yapılıyor, bunun cevabı var mı? Yok. Halk neden aldatılıyor, bunun cevabı var mı? Yok. Bunları bir kez daha dile getirmek istiyoruz.
“Böyle ciddiyetsizlik olmaz”
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç da Bakan Soylu’yu saldırıyla ilgili eleştirerek, şunları kaydetti:
Biz Emniyet teşkilatımıza güveniyoruz, ülkemizin istihbaratına güveniyoruz fakat güvenmediğimiz kişi, onların koordinasyonunun başında olan İçişleri Bakanının tam da kendisidir. Peki, bunun örneklerinden bir tanesi nedir? İçişleri Bakanı bir açıklama yapıyorsa ilk önce iktidarının kendi içinde bir değerlendirme yapması gerekir. Eğer Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir Bakanı böyle bir vahim terör olayından sonra ‘Bunun arkasında Amerika vardır ve onu lanetliyoruz’ diyorsa CHP Grubu adına derhâl kapalı oturum talep ederiz. Gelsin, burada, Amerika’nın olduğuna dair delilleri koysun. Boyutu ne olursa olsun, hangi ülke olursa olsun evlatlarımız için dünyada, başta Amerika da dâhil olmak üzere, hesap sormayacağımız hiçbir ülke yoktur. Öyle o sözü söyleyip ondan sonra AKP’nin Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Biden’ın taziyesini kabul ediyorsa o zaman bu aradaki çelişkiyi TBMM’ye ve milletimize açıklamak durumundadırlar. Böyle bir ciddiyetsizlik olmaz, böyle vahim bir olay karşısında böyle bir ciddiyetsiz tavır kesinlikle kabul edilemez. Onun için biz bu terör olaylarının; ardı arkası kesilmeyen, bitmeyen terör olaylarının hesabını soracağız, hangi noktaya varılması gerekiyorsa o noktaya kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Ucunda Amerika varsa, geliriz, burada TBMM’de aldığımız kararlarla gereğini yaparız; eğer ucunda Amerika yok, Soylu bu şekilde ciddiyetsiz bir davranış içerisindeyse o zaman bu ülkenin Cumhurbaşkanı o İçişleri Bakanıyla ilgili gereğini yapmalıdır.
ANKA