11.14.2024

Eski Ülkü Ocakları Başkanı Alaattin Aldemir: Sinan Ateş cinayeti yeni bir dönemin başlangıcı

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Alaattin Aldemir, Sinan Ateş cinayetine ilişkin “Bu iş o kadar büyük ki… Mafya, devlete hakim olmuş. Biz, haydut devlet miyiz? Gri listedeyiz, kara listeye mi girelim?” dedi.

Bir dönem eski MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş’in danışmanlığını yapan, bir süre önce MHP’den ayrılarak CHP’ye katılan eski Ülkü Ocakları Başkanı Alaattin Aldemir, Ankara’da sokak ortasında öldürülen Sinan Ateş cinayetine ilişkin konuştu. Alaattin Aldemir, “Bu iş o kadar büyük ki… Mafya, devlete hakim olmuş. Biz, haydut devlet miyiz? Gri listedeyiz, kara listeye mi girelim?” dedi.

MHP lideri Devlet Bahçeli’yi eleştiren Aldemir, “Devlet Bey partiye hakim değil mi, değilse arkasında başka bir irade mi var? Bu soruyu da soruyorum. Kaosa oynayan başka bir irade mi var? Devleti suçlamıyorum ama devletin içinde derin devletçilik oynayan, derin çeteleri suçluyorum, varsa… Yoksa suç işleyen bu kapıdan girip öbür kapıdan nasıl çıkıyor kardeşim? Bunu bana izah edecekler” ifadelerini kullandı.

Alaattin Aldemir, KRT TV’de dün yayınlanan Semra Topçu ile Haftanın Panoraması programında konuştu.

‘BU CİNAYET YENİ BİR DÖNEMİN BAŞLANGICI’

Ülkücü hareket çok büyük bir travma geçiriyor. Bundan emin olun. Bu cinayet, yeni bir dönemin başlangıcı. Bu travma hayra sebep olacak. Ülkücü hareket de burada özgürleşecek. Türk milliyetçileri de özgürleşecek. Bir süredir çok insan dövdüler, kimse ağzını açmadı. Mesela İstanbul’da İmamoğlu’na destek veren Demokrat Ülkücüler Bildirisi’ni okuyan Recep Küçükizsiz’e saldırdılar. Ankara’da Alpaslan Türkeş Vakfı’na saldırıldı. Bunlar, bir sürecin sonucudur.

‘BU İŞİN UCUNU BIRAKMAYACAĞIZ’

Bir harekette, milyonların içinde 100-200 kişi pisliğe bulaşmış olabilir. Ama bu hareketin yetkili makamlarında oturanların, bunları hukukun demir tarağıyla tarayıp dışarıya atması lazım. Atmıyor. Ülkücü hareket içinde ülkücü mafya ile mücadele eden tek benim. MHP’den ayrıldığım zaman rahmetli Rahşan Ecevit’e dediler ki ‘Ya biz mafyayı atıyoruz partiden’. Peki fotoğraf çektirdikleriniz ne iş yapıyordu? Çiçek Sevenler Derneği Başkanı mıydı, yoksa Kanarya Sevenler Derneği Başkanı mı? Biri çıkmış, Sinan Ateş arkadaşımıza, rahmetliye ‘FETÖ’ diyor. Hepimiz 40 kişiyiz, hepimiz birbirimizi iyi biliriz. Sen o alandasın, biz bu alandayız kardeşim, girme siyasetin alanına. Girersen yarın bu devlet değişir ve sonuçlarına katlanırsın. Tehdit filan etmiyorum. Bu işin ucunu bırakmayacağız biz. Takipçisi olacağım, namus, şeref sözü veriyorum.

‘SUİKASTLARI NASIL ÖNLERİZ?’

Şimdi diyorlar ki ‘MHP susuyor’. Peki Devlet Bey ile 25 yıldır görev yapan, Devlet Bey’in partiden attığı Ülkü Ocakları eski Genel Başkanları neden susuyor? Sadece bunlar mı? Milliyetçi sivil toplum örgütleri, Türk Ocakları var, Aydınlar Ocağı var, şu var, bu var; niye susuyorsunuz? Milliyetçi akademisyenler niye susuyor? Bir akademisyen öldürülmüş burada. Hrant Dink dahil diğer suikastlara Türk milliyetçileri duyarsız kaldı. Bundan sonraki suikastları nasıl önleriz? Ermeni, Kürt, kim olursa olsun suikasta uğradığı zaman sokakları doldurmalıyız. Bunu yapmazsak bu süreç devam eder, bu alaca karanlık kuşağı devam eder.

‘BU İŞ O KADAR BÜYÜK Kİ…’

Bu iş o kadar büyük ki… Mafya, devlete hakim olmuş. Biz, haydut devlet miyiz? Gri listedeyiz, kara listeye mi girelim? Bu mu Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışan? Sadece MHP zarar görmüyor ki ortağı AK Parti de çok büyük zarar görüyor. Ben kimseyi suçlamıyorum ama bir MHP’li yetkili demeç veriyor; ‘Suskunluğumuzu bilmem ne yapmayın’. Ne yapacaksınız, hepimizi mi öldüreceksiniz?

DEVLET BEY’İN ARKASINDA BAŞKA BİR İRADE Mİ VAR?

Devlet Bey partiye hakim değil mi, değilse arkasında başka bir irade mi var? Bu soruyu da soruyorum. Kaosa oynayan başka bir irade mi var? Devleti suçlamıyorum ama devletin içinde derin devletçilik oynayan, derin çeteleri suçluyorum, varsa… Yoksa suç işleyen bu kapıdan girip öbür kapıdan nasıl çıkıyor kardeşim? Bunu bana izah edecekler. Bir milletvekili, Türkiye Cumhuriyeti’nin polisine diyor ki ‘Siz gidin efendiniz gelsin’. Senin efendin kim? Sen kimsin? Türk Devleti’nin polisine nasıl bunu söyleyebiliyorsun? Sizin özelliğiniz ne kardeşim, mavi kanla mı doğdunuz?”