09.16.2024

Filistin aktivizmi nedeniyle FBI’ın gizli izleme listesine giren ABD’li yaşadıklarını anlattı

“İzleme listesine alındığımda, bu yılın haziran ayında havalimanında beni karşılayan bir federal ajan, bunun Filistin aktivizmimle, Gazze’de işlenen soykırıma karşı çıkışımla ilgili olduğunu çok net bir şekilde söyledi”

ABD’li insan hakları aktivisti Dr. Osama Abuirshaid, ABD’deki Federal Soruşturma Bürosu’nun (FBI), ülkedeki Filistin aktivizmini engellemek için oluşturduğu gizli izleme listesine eklendiğini ve buna karşı hukuki süreç başlattığını söyledi.

Merkezi ABD’nin Virginia eyaletinde bulunan Filistin için Amerikalı Müslümanlar (AMP) oluşumunun İcra Direktörü ve Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Osama Abuirshaid, FBI’ın gizli izleme listesine eklendikten sonra yaşadığı zorlukları AA muhabirine anlattı.

Abuirshaid, “İzleme listesi, şüpheli veya bilinen teröristler olarak adlandırdıkları kişileri hedef alıyor. Hiç kimse o listeye, yerleştirilmek için kriterin ne olduğunu bilmiyor. FBI böyle bir liste tuttuğunu bile kabul etmiyor. Benim durumumda bunun anlamı, bu izleme listesine eklendiğinizde, güvenlik izninden önce biniş kartınızı alamayacağınızdır. Bu yüzden havalimanına gittiğimde ön check-in yapamıyor, online check-in yapamıyor ve kiosklar üzerinden işlem yapamıyordum.” diyerek yalnızca seyahat acentesi ve onların yönlendirdiği bir güvenlik personeliyle işlemin yapılabildiğini aktardı.

Kontrol noktalarında kendisini diğer yolculardan ayrı bir prosedüre tabi tuttuklarını dile getiren Abuirshaid, burada kimliğinin belirlenmesi için ehliyet kontrolü, doğum tarihi, sosyal güvenlik numaraları hakkındaki bilgileri onlarla paylaşmak durumunda kaldıklarını, bunun yanı sıra eşyalarının da kapsamlı bir aramadan geçtiğini ifade ederken, bu listede bulunan bazı kişilere ise “Nerede ibadet ediyorsun?” gibi dini soruların yöneltildiğini belirtti.

FBI Filistin aktivizmine karşı fişleme yapıyor

2017’den 2024 yılına kadar hafif güvenlik önlemleriyle kontrolleri geçtiğini söyleyen Abuirshaid, günümüzde FBI takip listesinin, ülkedeki Filistin aktivizmine engel olmak için kullanıldığını haziran ayında yaptığı bir seyahatte bu durumu fark ettiğini dile getirdi.

Abuirshaid şöyle devam etti:

“2010 ve 2017 yılları arasında hiçbir açıklama yapmadan bu listedeydim ve gerekçe gösterilmeden bu listedeydim. Çok fazla uçuş kaçırdım, çok fazla tacize maruz kaldım ve 2017 yılında FBI takip listesinden çıkarıldım. Ancak tekrar izleme listesine alındığımda, bu yılın haziran ayında havalimanında beni karşılayan bir federal ajan, bunun Filistin aktivizmimle, Gazze’de işlenen soykırıma karşı çıkışımla ilgili olduğunu çok net bir şekilde söyledi.”

FBI’ın İzleme listesi ile imtihanı sırasında elektronik eşyalarına usulsüzce el konulması da dahil “adına güvenlik denilen” pek çok uygulama ile karşılaştığını dile getiren Abuirshaid, “Eşyalarımı gözden geçiriyorlar, hatta kişisel bir aramadan geçiyorlar ve sahip olduğum her bir öğeyi gözden geçirmek zorundalar. Ve ben yine aynı süreçten geçiyorum, baştan aşağı doğru arama yapıyorlar ve eşyalarımı çantamın her yerini arıyorlar. Bu, genellikle 30 dakikadan bazen iki saate kadar sürebilen, uçağa biniş kartının alınmasına kadar devam eden bir süreçtir. Hala 2 buçuk aydan fazla bir süredir hükümet tarafından el konulan, alıkonulan bir cep telefonum var.” diye konuştu.

Hukuki süreç başlatıldı

Abuirshaid, haziran ayında karşılaştığı muamele sonrasında yaşadıkları ile ilgili ABD’deki en büyük Müslüman sivil hakları örgütü Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi’nin Los Angeles şubesi (CAIR-LA) ile birlikte karşı hukuki süreç başlatıldığını, CAIR ve hukuk uzmanlarının, kendisi başta olmak üzere Müslümanlara karşı yapılan bu uygulamaları baştan aşağı hukuksuzluk olarak gördüklerini kaydetti.

“Benim bundan çıkardığım tek anlam, hükümetin veya hükümet içindeki bazı unsurların beni susturmaya ve Filistin haklarını savunmamı, hükümetin Gazze’de yaşanan soykırıma ortak olmasına karşı çıkmamı engellemeye çalışmasıdır.” ifadelerini kullanan Abuirshaid, ABD’deki bu fişlemenin ABD vatandaşlarına da yapılmasının ardında Amerikan kamuoyunun Filistinlilere bakışının değişmesinden kaynaklandığını belirtti.

“Eylemler, İsrail yanlısı oluşumları endişelendiriyor”

Özellikle ülke genelinde okullarda başlayan ve sokaklarda, meydanlarda devam eden eylemlerin ABD’deki İsrail yanlısı oluşumları endişelendirdiğine değinen Abuirshaid sözlerini, “İnsanlar, tarihin doğru tarafında mı yoksa yanlış tarafında mı olmak istediklerine dair bilinçli bir seçim yapmak zorundadırlar. İsrail korkutabilir, susturmaya çalışabilir ama biz onun baskısına boyun eğmediğimiz sürece asla kazanamaz.” diye tamamladı.

Konuyla ilgili CAIR-LA Hukuk Direktörü Amr Shabaik ise, 7 Ekim’den bu yana Dr. Abuirshaid gibi pek çok Filistin destekçisinin FBI tarafından takip altına alındığını raporladıklarını, bu konu ile ilgili yasal süreçler başlattıklarını ifade ederken, Filistin yanlısı Amerikalı aktivistlere yönelik kötü muameleye anayasal gerekçelerle karşı çıktıklarını söyledi.

Shabaik, şöyle konuştu:

“Dr. Abu Isshaid daha önce de izleme listesindeydi ancak listeden çıkarılmıştı. Yeniden listeye girmesinden bu yana, sınırı her geçişinde federal ajanlar tarafından gözaltına alınıyor. Federal ajanlar Dr. Abu Irshaid’i gözaltına alırken, yasal dernekleri ve Filistinlilerin haklarını savunan kar amacı gütmeyen bir kuruluşu yönetme çalışmaları hakkında Dr. Abu Irshaid’e aşağılayıcı sorular soruyorlar. Hükümet gizli, yasa dışı listesini Dr. Abu Irshaid ve diğer masum Amerikalılara karşı kullanıyor. Bunu güvenlik amacıyla değil, federal ajanlar anayasal haklarının yasal olarak kullanılmasına itiraz ettikleri için yapıyor. Bu tamamen hukuksuz.”

FBI’ın gizli izleme listesi

11 Eylül’den sonra ABD’deki Müslümanları takip altına aldığı ve izlediği iddialarının ardından 2019 yılında İsviçreli bilgisayar korsanı, söz konusu listeleri ele geçirmiş, 2023 yılının ocak ayında da internet ortamında yayınlamıştı.

FBI’ın oluşturduğu öne sürülen dosyada milyonlarca ABD’li Müslümana ait kimlik bilgileri ve gizli verilerin olduğu belirtilirken, bu veriler aracılığıyla kişilerin, havalimanları başta olmak üzere sosyal yaşantılarında veya kamu kurumlarında polisler veya özel güvenlik yetkilileri tarafından sorgulanması sağlanmıştı.

CAIR Ulusal Direktör Yardımcısı Edward Ahmed Mitchell, 19 Şubat tarihinde AA’ya şu açıklamaları yapmıştı:

“İzleme listesi oldukça korkunç şeylere yol açtı. Bazı Amerikalı Müslümanların banka hesapları kapatıldı, seyahat ederken bir kenara ayrıldı ve birçok uygunsuz soru soruldu. Dinin ne? Günde kaç vakit namaz kılarsın? Hangi imamı seversin?” Bu bir ABD’linin araba kullanırken adını bir listede gören yerel polis tarafından defalarca kenara çekilmesiyle hatta silah çekilmesiyle sonuçlandı. Bazı Müslümanların sırf yanlış bir şekilde bu izleme listesinde yer aldığı için hayatı tehlikeye atıldı.”

Söz konusu fişleme listesi hakkında CAIR hukuki işlem başlatmıştı, bu uygulamanın durdurulması yönünde verilen yasal mücadele ise devam ediyor.

Kaynak: AA