09.19.2024

Gasıp Galip Kıran Davasından Furkan Hareketi Mensuplarına Haksız Ceza!

Furkan Hareketi mensuplarına ait olan Danimarka’daki resmi vakıf binasını 2016 yılında gasp edip yandaşlarıyla birlikte birçok Furkan Hareketi mensubunu ağır şekilde darp eden Galip Kıran üzerinden açılan “Hakaret” davası hukuksuzlukla sonuçlandı.

Bugün Adana’da Adliyesinde görülen dosyadan Alparslan Kuytul Hoca ve Semra Kuytul Hocahanım’ın da içinde bulunduğu 11 kişi hakkında haksız ceza kararı çıktı.

Savcı tarafından hakaret, şantaj ve tehditten ceza istenmişti. İsnat edilen suçlar hukuken var olmadığı halde dosya 4 yıldır ertelendi ve bir türlü sonuca bağlanmak istenmedi.

4 yıldır devam eden 6 hakim, 4 savcının değiştiği davanın bugünkü duruşması yaklaşık 5 saat sürdü.

Furkan Hareketi mensuplarının lehine olan tüm delillere rağmen verilen savunmalara rağmen hakimin hazırda beklettiği kararda Alparslan Kuytul Hocaefendi’ye 10 ay hapis cezası (Ceza 6 bin TL paraya dönüştü.) Semra Hocahanım ve diğer hareket mensuplarına hakaretten 2 ay hapis cezası (HAGB’ye dönüştü.) verildi.

Semra Hocahanım sosyal medya hesabından haksız karara tepkisini paylaştı.

“Davanın siyasi olduğu nihayet tescillenmiş oldu” diyen Hocahanım:

“4 yıldır savunma yaptığımız halde savcının son yazdığı mütaaladan sonra birkez daha SAVUNMALARIMIZI HAZIRLADIK. Olayı bütün açıklığı ile anlatıp birkez daha deneyeceğiz.. Yazılı-sözlü verilen tüm savunmalarda anlatamadığımız gerçeği belki bu defa anlatabiliriz!

4 yıldır devam eden, 6 hâkim 4 savcının değiştiği hakaret(!) davasında nihayet hakkı hukuku ayaklar altına alarak ceza verecek savcı ve hakime ulaşabilmişler demek ki; HEPİMİZ CEZA ALDIK!

Bu dava ile davalarımızın SİYASİ olduğu tescillenmiş oldu.

KONUŞACAĞIZ…” İfadelerini kullandı.

Mahkeme sonrası, hareket mensupları adliye binası önünde basın açıklaması yaparak kararı protesto etti!

Yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

Esselemü Aleyküm

Kıymetli Halkımız, Değerli Katılımcılar!
Bugün günlerden 15 Kasım Salı. 2016 yılında, Danimarka’nın Kopenhag şehrinde Galip Kıran isimli şahsın başlattığı fitne hareketleri sebebiyle gerçekleşen olaylarla ilgili gerçekleşen mahkemenin kararı üzerine açıklama yapmak için burada toplandık.
Mahkemeye konu olan olayda hakarette ve tehditlerde bulunan, hatta arkadaşlarımıza şiddet uygulayan Galip Kıran ve çevresindekilerin bizzat kendileri olduğu halde bu suçlamalarla Hocamız ve 11 arkadaşımıza dava açılmıştı. Savcı tarafından ise akıllara durgunluk verecek şekilde hakaret, şantaj ve tehditten ceza istenmiş, isnat edilen suçlar hukuken var olmadığı halde dosya 4 yıldır ertelenmiş ve sonuca bağlanmak istenmemişti. Bugün çıkan kararda ise adalet bir kez daha yerle yeksan edilmiştir! Buradan anlaşılan, bu haksız karar kanunlar doğrultusunda değil, bazı güçlerin devreye girmesiyle verilmiştir. Maalesef bugün burada bir hukuk katliamına daha şahit olduk. Alparslan Hocam, Furkan Vakfı yönetim kurulu Semra Kuytul Hocahanım ve birkaç Furkan Gönüllüsü hakkında hapis cezası verildi. İstinaf yolu açık bırakıldı.

Kıymetli katılımcılar!
Olayı özetle ele alacak olursak: 1994 yılında kurmuş olduğumuz vakfımızın, Danimarka’daki Galip Kıran ve orada vakfa gelip giden kişilerce bir temsilcilik kurulmuş, 2013 yılında ise Furkan adı altında toplanan paralarla bir bina satın alınmıştır. Daha sonra Galip Kıran’ın eşi, kocasının evli bir kadınla flört ettiğini zamanında bizden bazı hocahanımlara anlatmıştır. Galip Kıran bunun üzerine uyarılmasına rağmen hanımının tekrar gelip bizden bazı hocahanımlara anlattığı üzere hatayı sürdürmeye devam etmiştir. Bu durumda böyle bir insanın artık bizi temsil etmesinin doğru olmayacağından, eşini aldatma meselesi aşikâr edilmeden Galip Kıran, oradaki temsilcilik görevinden alınmıştır. Bu durumu hazmedemeyen bu kişi, binayı kendi malıymış gibi kilidini değiştirmek suretiyle gasp etmiş ve arkadaşlarımız arasında ayrılık çıkararak olayı büyütmüştür. Furkan adıyla toplanan paralarla alınan binanın tabelasını defalarca indirmiş, en son indirme girişiminde ise arkadaşlarımızın engel olmak istemesi sonucunda çevresindekilerle birlikte onları darp etmiştir. Olay bu şekilde yayılmış, bizzat Galip Kıran ve çevresindekiler tarafından büyütülerek ciddi fitnelere yol açmış, oradaki arkadaşlarımızı darmadağın ederek birbirine düşman etmiştir.

Olayın bu şekilde yayılmasının ardından Alparslan Kuytul Hocaefendi de olaya açıklık getirmek maksadıyla konuya ilişkin, halka açık olmayan bir açıklama yapmış ve Galip Kıran’ın görevden alınmasının nedenini belirtmiştir. Alparslan Kuytul Hocaefendi, Furkan adı altında toplanan paralarla alınan binayı ele geçirmesinin doğru olmadığını ileri sürerek bu yanlıştan dönmesi için çağrıda bulunmuştur. Açıklama esnasında Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin, ‘Galip Kıran’ın yapmış olduğu, karısını evli bir kadınla aldatmasının ne olduğunu sorması üzerine dinleyen topluluk namussuzluktur’ demiş ve Hocaefendi de topluluğun söylediğini tekrar ederek bu eylemin namussuzluk olduğunu söylemiştir. Burada Galip Kıran’a direkt namussuz şeklinde bir hitapta bulunulmamış, yaptığı işler açıklanmış ve bu işlerin ahlaka aykırı olduğu belirtilmiştir. Bu diyalogdaki ifadeler doğrultusunda hocamıza ve bazı kardeşlerimize hakaretten dava açılmıştı ve ne yazıktır ki bugün dava cezayla sonuçlandırıldı.

Bahsi geçen açıklamada hukuken bir hakaret söz konusu değildir. Buna rağmen mahkeme 4 yıldır ertelenmiş ve bu zamana kadar 6 hâkim ve 4 savcı değiştirilmiştir. Tüm bunlar süreçteki hukuksuzlukları ortaya sermektedir.


Kıymetli Kardeşlerim ve Değerli Katılımcılar!

Bu olay, yaşadığımız hukuksuzluk ve baskılardan sadece bir tanesidir. Kamuoyu da bilmelidir ki bu karar birtakım güçlerin doğrultusunda verilmiş, asla adil olmayan bir karardır. Alparslan Kuytul Hocaefendi başta olmak üzere Furkan hareketi ve mensuplarına her türlü yoldan baskı yapılmaya çalışılmaktadır.
Unutmayalım ki Allah daima mazlumun yanındadır. Bu yaşanan olayda Alparslan Kuytul Hocaefendi ve arkadaşlarımız tarafından yapılan her eylem ve açıklama, hayır için toplanan parayla alınan binanın gasp edilmesinin önüne geçmek ve fitneyi bertaraf etmek maksadıyla yapılmıştır. Mahkeme-i Kübra’da hakikatler ortaya çıkacağı gibi bugün de esasında gün gibi ortadadır. Fakat dünya mahkemeleri bazı güçlerin esareti altında olmaktan kendisini kurtaramamaktadır. Buradan yargıyı bağımsızlığa davet ediyor ve kanuna uygun kararlar vermesini talep ediyoruz. Hocamız ve arkadaşlarımız için verilen kararı şiddetle kınıyor ve suçlamaları asla kabul etmiyoruz. Katılımlarınızdan ötürü Allah razı olsun. Esselemü Aleyküm.