Hukuk ve insan hakları uzmanlarının, Soykırımcı İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki askerî harekâtını destekleyen ülkelerin savaş suçlarına karıştığı yönündeki uyarıları hız kazanıyor.
Son araştırmalara göre, Soykırımcı İsrail’e yakıt ve petrol sağlayarak destek veren ülkeler insanlığa karşı suç işlemekten yargılanabilir.
Şarku’l Avsat’ın The Guardian’dan aktardığına göre, Oil Change International tarafından yapılan bir araştırma, Gazze Şeridi’ne saldırılar düzenleyen ve işgal altındaki Batı Şeria’da evleri yıkan Soykırımcı İsrail’in tank ve uçaklarının, soykırımla ilgili Cenevre Sözleşmeleri’ni imzalayan ülkelerden yakıt aldığını ortaya koydu. Bu durum söz konusu ülkeleri Filistin halkına karşı işlenen suçların ortağı haline getirebilir.
Ekim 2023’te Gazze Şeridi’ne yönelik hava saldırılarının başlamasından bu yana soykırımcı İsrail, çoğunlukla askeri uçaklar için kullanılan dört ABD jet yakıtı sevkiyatı aldı. Üç sevkiyat, İşgalci İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki soykırımı durdurmasını emreden Ocak 2024 tarihli Uluslararası Adalet Divanı (UAD) kararından sonra Teksas’tan yola çıktı.
Veriler, ABD’nin mahkeme kararından sonraki dokuz ay içinde işgalci İsrail’e tedarik ettiği jet yakıtı, dizel yakıt ve diğer petrol ürünlerinin yaklaşık yüzde 80’inin ABD’den gönderildiğini gösteriyor.
Nakliye kayıtları, uydu görüntüleri ve sektör verilerinin kullanıldığı araştırmada, Ekim 2023’ten Temmuz 2024’e kadar İşgalci İsrail’e yapılan 65 petrol ve yakıt sevkiyatı izlendi.
Araştırmalar Azerbaycan, Kazakistan, Gabon, Nijerya, Brezilya ve Kongo Cumhuriyeti gibi ülkelerin yanı sıra İtalya‘nın da İsrail’e yaklaşık 4,1 milyon ton ham petrol tedarik ettiğini ve bu miktarın yarısının UAD kararından sonra sevk edildiğini gösteriyor.
Uzmanlar, ham petrolün neredeyse üçte ikisinin işgalci İsrail’in askeri kullanımı için rafine ettiği özel petrol şirketlerinden geldiğini belirtti.
Bu bulgular karşısında insan hakları örgütleri ve uluslararası hukuk uzmanları, Filistinlilere yönelik insan hakları ihlallerinin önlenmesi için işgalci İsrail’e enerji tedariki konusunda ambargo uygulanması çağrısında bulundu. Birleşmiş Milletler (BM) İşgal Altındaki Filistin Toprakları Özel Raportörü Francesca Albanese, UAD’ın kararının ardından devletlerin Filistinlilere yönelik riskleri görmezden gelemeyeceğini vurgulayarak, soykırımı önleme ve Cenevre Sözleşmeleri’ne saygı gösterme konusundaki uluslararası yükümlülüklerinin altını çizdi.
UAD kararından sonra Gazze Şeridi’nde ölü sayısı yaklaşık 40 bine yükselirken, gıda kaynaklarının yok edilmesi ve insani yardımın kısıtlanması da devam ediyor.
Albanese, ABD’nin jet yakıtı sevkiyatı nedeniyle Soykırım Sözleşmesi’nin ihlal edildiğine inanmak için ciddi nedenler olduğunu vurguladı.
Ağustos ayı başında soykırımcı İsrail’e yaklaşık 300 bin varil ABD jet yakıtı taşıyan bir tanker, uluslararası hukuk uzmanlarının protesto ve uyarılarına yol açmış ve 50’den fazla grup, geminin uydu görüntüleri aracılığıyla Yunan sularında görünmesinin ardından Yunan hükümetine olası suçların soruşturulması için baskı yapmıştı.
ABD geçtiğimiz hafta, silah ve askeri teçhizat alımı için İsrail’e 3,5 milyar dolar verdi. Gazze ve Batı Şeria’daki yasal ihlallere ilişkin eleştiri ve raporlara rağmen, ABD ayrıca 20 milyar dolarlık ek silah satışını onayladı.
Uzmanlar, yakıt ve silah satışı ile tedarikinin İsrail’in ciddi ihlaller gerçekleştirme kabiliyetini arttırdığı konusunda uyarıyor. İsrail’in en büyük yakıt ve silah tedarikçisi olan ABD, UAD’ın kararının ardından politikasını değiştirmedi.
Kent Eyalet Üniversitesi’nden Dr. Shahd Hammouri’ye göre ABD’nin soykırıma karıştığı yönündeki iddialar çok güçlü.
Analizler BP, Chevron, Eni, ExxonMobil, Shell ve TotalEnergies gibi büyük uluslararası şirketlerin İsrail’e sağlanan ham petrolün yüzde 35’i ile bağlantılı olabileceğini gösteriyor.
İngiliz Uluslararası Hukuk Enstitüsü’nden Dr. Irene Pietropaoli, soykırımcı İsrail’e yakıt tedarik eden şirketlerin savaş suçları ve soykırıma karışmış olabileceğini vurguladı.
Boykot, Tecrit ve Yaptırımlar (BDS) Hareketi’nin kurucusu Ömer Bergusi, soykırımı durdurması için baskı yapmak amacıyla İsrail’e enerji tedarikine ambargo uygulanması çağrısında bulundu.
Bazı hükümetler ve şirketler yorum taleplerine yanıt vermezken, analizler, uluslararası şirketlerin İsrail’in askeri operasyonlarını desteklemede önemli bir rol oynadığını gösteriyor.
BM, uluslararası hukuk ihlallerini önlemenin bir yolu olarak ticaret, finans ve iş birliğine karşı yaptırımların değerlendirilmesi çağrısında bulundu. Örneğin, Kolombiya, soykırıma karşı bir önlem olarak İsrail’e kömür ihracatını askıya aldı.
Bu olaylar, uluslararası desteğin karmaşıklığını ve Gazze Şeridi’nde devam eden çatışma üzerindeki etkilerini örneklemekte, uluslararası adalet ve insanlığa karşı işlenen suçlara maddi katılımın izlenmesi ihtiyacını vurgulamaktadır.