Ankara’da Üniversitesi öğrenci ve akademisyenleri, “Kampüsler Ayağa Yaşasın Küresel İntifada” sloganıyla ABD’de Filistin için dayanışma gösterisi düzenleyen öğrencilere destek açıklaması yaptı.
Hacettepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi önünde toplanan öğrenciler ve akademisyenler, ABD’de eylem yapan öğrencilere destek vererek sık sık sloganlar attı.
Kitlesel destek eylemi, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından Türkçe, Arapça ve İngilizce dillerinde basın açıklaması okundu.
Türkçe basın açıklamasını, öğrencilerden Burak Ertaş okudu. “Kampüsler Ayağa, Yaşasın Küresel İntifada!” diyerek açıklamasına başlayan Ertaş, işgalci siyonistlerin, emperyalist devletler eliyle Müslüman coğrafyaya yapılmış bir ihanet olduğunu söyledi.
“Siyonist rejim 100 yıldır Filistin halkına bin bir zulüm etti”
Ertaş, “Siyonist rejim 100 yıldır Filistin halkına bin bir zulüm etti. Fakat son 7 ayda Gazze’deki vahşi katliamla zulüm yeni bir evreye geçmiş oldu. Gazze’de binaların yüzde 85’i yok edildi. Üniversiteler, camiler, kiliseler ve hastaneler bombalandı. Enkaz altında kalıp, mezarları bile olmayan birçok insan var. Her gün paramparça edilmiş çocukların fotoğraflarını görmekteyiz. Diğer yandan açlıktan ve ilaçsızlıktan can veren insanlar var. Eşi benzeri görülmemiş bir soykırımı canlı bir şekilde izlemekteyiz.” dedi.
“Batılı halklara mensup on binlerce kişi siyonist rejimin soykırımını lanetliyor”
ABD’de eylem yapan öğrencilere kitlesel olarak destek verdiklerini belirten Ertaş, açıklamasının devamında şunları aktardı:
“Başta ABD olmak üzere Batılı devletlerin bu soykırımı değişik şekillerde desteklediği, katil soykırımcıların hukuk önünde hesap vermesini engellediği, bir takım propaganda araçlarıyla soykırımcıları ahlaksızca haklı çıkarmanın peşinde olduğu görülüyor. Fakat siyonizmin propaganda araçlarının Batılı halklar nezdinde artık bir inandırıcılığının kalmadığı görülüyor. Batılı halklara mensup on binlerce kişi siyonist rejimin soykırımını lanetliyor, Filistinlilerin yanında olduğunu ve işgale karşı haklı ve meşru mücadelelerinde onlara destek verdiğini cümle aleme haykırıyor. Bu vesileyle Batılı ülkelerin başkentlerinde her hafta çok geniş katılımlı protestolar düzenleniyor. Soykırım ve Gazzellilerin direniş iradesi küresel vicdanı tam anlamıyla ayağa kaldırmış durumda.”
“Üniversitelerde emperyalizmin ve siyonist rejimin zulümlerini ifşa eden çalışmalar gün geçtikçe artmaktadır”
Ertaş, “Son zamanlarda Columbia Üniversitesi başta olmak üzere birçok üniversitede Filistin halkını destekleyen, Siyonist soykırımı lanetleyen protestolar dünya kamuoyunun gündemine oturmuş bulunmaktadır. Öğrenciler Gazze’ye ve onun direnişçi halkına destek vermek amacıyla düzenledikleri protestolarda okudukları üniversitelerin Siyonist rejimle olan tüm bağlarını koparmalarını ve bu kanlı soykırımda katillerle bir durmamalarını talep ediyorlar. Üniversite kampüslerinde çadırlarıyla ve kendi imkanlarıyla direniş mekanları oluşturmak ve böylece hem devletlerine hem de üniversitelerine baskı yapmak için sürdürülen protestolar artık dünyanın önde gelen ve derin tarihsel kökleri olan birçok üniversitesine yayıldı. Öğrencilerinin kararlılığını gören yürekli akademisyenler ve idareciler de öğrencilerinin direnişine selam veriyor ve meydanda onların yanında durarak onlara bilfiil destek veriyor. Tüm bu gösteriler artık küresel intifada fitilinin doğudan batıya, gencinden yaşlısına tüm dünyada ateşlendiğini bize gösteriyor. Ayrıca şu noktaya da değinmek istiyoruz. Batılı üniversitelerde emperyalizmin ve siyonist rejimin zulümlerini ifşa eden çalışmaların ve akademisyenlerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Fakat Batı hayranlığıyla kötürüm hale gelmiş düşünce dünyamızda bu tarz eserler pek çıkmamaktadır maalesef. Umuyoruz ki hakkı, adaleti, tüm dünya mazlumlarını savunan akademisyen ve eserlerin sayısı hızla çoğalır.” ifadelerine yer verdi.
“Öğrenciler, siyonist rejimin sermayeyle büyüttüğü zulmüne karşı çıkıyor”
Hakkı haykıran öğrencilerin gözleri dönmüşçesine darp edildiklerini hatırlatan Ertaş, “İnsanlık vicdanının ortak sesini dile getiren bu gösteriler karşısında siyonist çeteye köle olmuş üniversite yönetimleri ise çok sert müdahalelere başvuruyor. İlgili ülkelerin polisleri tüm dünyanın gözü önünde birçok öğrenciye alenen şiddet uyguluyor, kendilerini ifade etme haklarını elinden alıyor. Gözleri dönmüşçesine öğrencileri darp ediyor. Ayrıca üniversitelerden gelen görüntülerde birçok soykırım destekçisinin polis kontörlünde Filistin destekçisi öğrencilere saldırdığı gözleniyor. Üniversite öğrencileri siyonist çete tarafından fişlenme ve okuldan ilişiği kesime gibi tehditlerle karşılaşsa bile kararlı duruşundan taviz vermiyor. Öğrenciler siyonist rejimin sermayeyle büyüttüğü zulmüne karşı hiçbir tereddüt göstermiyor.” şeklinde konuştu.
“Soykırım karşısında ayağa kalkmış küresel intifada artık durdurulamaz”
Son olarak Ertaş, “Batılı devletler yıllardır demokrasi, ifade özgürlüğü ve azınlık hakları söylemi üzerinden tüm dünyadaki tahakkümünü güçlendirdi. Fakat kendi devletlerinin çıkarlarını aleyhine bir protestoyla karşılaştıklarında ifade özgürlüğünü tamamen rafa kaldırdılar. Bizler Ankara’daki üniversitelerde okuyan öğrenciler olarak Amerika’daki üniversitelerde Filistin direnişini destekleyen öğrencilere yapılan zulmü reddediyoruz. İşgalci ve soykırımcı rejime karşı verdikleri mücadeleden ve küresel intifadaya verdikleri destekten ötürü onları tebrik ediyoruz. Soykırım karşısında ayağa kalkmış küresel intifada artık durdurulamaz. Dünyanın her yerindeki öğrencilerin haykırdığını biz de tekrar ediyoruz: Nehirden denize özgür Filistin!” diyerek açıklamasını sonlandırdı.
Türkçe açıklamanın ardından aynı metin İngilizce olarak öğrencilerden Muhammed Emin Kurt ve Arapça olarak öğrencilerden Tayyib Atawne tarafından okundu. Okunan basın açıklamalarının ardından ise programa katılan akademisyenler konuştu.
“Ne yazık ki insanlık en karanlık zamanlarını yaşıyor”
Hacettepe Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Rauf Karasu, yaptığı konuşmasında şunları aktardı:
“DSÖ’nün açıklamasını göre Gazze’de ortalama olarak her 10 dakikada bir çocuk öldürülüyor. Hayatta kalan çocuklar ise maalesef ailelerini ve yakınlarını kaybettikleri için zihinlerinde çok önemli yaralar oluşturmaktadır. Bu nedenle aslında Filistin’deki bütün çocuklar kurban edilmektedir. Ne yazık ki insanlık en karanlık zamanlarını yaşıyor. Her fırsatta demokrasi insan hakları havarisi kesilen bütün ülkelere insan hakları karnesi veren düzenleyen batılı ülkeler Filistin halkına yaşatılan devlet terörüne karşı hiçbir tepki göstermedikleri gibi maalesef israil desteklenmekte kendi ülkelerinde israile tepki gösteren öğretim üyeleri ve öğrencilere her türlü baskıyı yapmaktadır. Bu noktada belirtmek gerekir ki Türkiye’nin devlet ve millet olarak Filistin için verdiği mücadele takdire şayandır. Özellikle soykırımın durması için batıda yürütülen diplomatik temaslar ve israil ile olan ticari ilişkilerin tamamen kesilmesi çok önemli desteklerdir. israil Türkiye’den ucuza temin ettiği ürünleri şimdi uzak pazarlardan daha pahalıya temin etmektedir. Türkiye’nin bu ambargosunun kesin ateşkes yapılana kadar devam etmesi gerekmektedir. Geçici ateşkes kesinlikle bu ambargo için engel teşkil etmemesi mutlaka kesin ateşkese kadar devam etmesini öneriyoruz. Başta Müslüman ülkeler olmak üzere bütün ülkelerin Türkiye’yi örnek alarak israile ambargo uygulamaya çağırıyoruz. Maalesef Türkiye dışındaki Müslüman ülkeler israil terörüne bu güne kadar önemli bir tepki göstermedi.”
“İnsanlık onurunu kurtarmak için bütün insanlığı israile ‘dur’ demeye çağırıyoruz”
Müslüman ülkelerin halklarına seslenen Karasu, “Devletlerinizin yapamadığını sizler yapın israil işretleri ve isriale destek olan şirketlerin mallarını boykot edin. Müslüman ülkelerin batılı ülkelere ihracatı olmamakla birlikte çok yüklü büyük miktarlarda ithalatı bulunmaktadır. Bu nedenle Müslüman halklar eğer batılı şirketlerin israile destek veren şirketlerin mallarını boykot ederse ve bu boykot çok geniş katılımlı olursa etkili olacaktır. Son olarak vurgulamak istiyorum ki bugün insanlık onuru ayaklar altındadır. İnsanlık onurunu kurtarmak için bütün insanlığı israile ‘dur’ demeye çağırıyoruz. Gelin insanlık onuru için hep birlikte haykıralım; kampüsler ayağa ve yaşasın küresel intifada.” dedi.
“İnşallah yakın zamanda fetih namazını Mescid-i Aksa’da kılacağız”
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi Öğretim Üyesi Filistinli Doç. Dr. Halid El-Uveysi,”Konuşma bitti artık fiili dualarımız başlayacak. Türkiye’nin başkenti Ankara’dan şu müjdeyi veriyorum. İnşallah yakın zamanda fetih namazını Mescid-i Aksa’da kılacağız. Gayrı Müslüm öğrenciler Amerika’da eylemdeler, İskoçya ve Almanya’da ayaktalar ve onlar bedel ödemeye hazırız diyorlar. Biz bedel ödemeye hazır mıyız?” sorusuna tüm öğrenciler “hazırız” yanıtı verdi.
“Mescid-i Aksa hepimizin mescidi ona sahip çıkmak gerekiyor”
Boykot ve ambargoların, ateşkes olana kadar değil işgal bitene kadar olması gerektiğini dile getiren El-Uveysi, “İşgal 76 senedir devam ediyor. Yüz seneden fazla bu zülüm devam ediyor. Ümmet sessizlik içinde artık yeter, yeter, yeter. Mescid-i Aksa sadece Filistinlilerin mescidi değildir. Mescid-i Aksa hepimizin mescidi ona sahip çıkmak gerekiyor. Biz sözle canımız kanımız Mescid-i Aksa diyoruz. Onlar canlarını ve kanlarını feda ediyorlar. Çocuklar ölürken sesiz kalınmaz ama bu ümmet 2 milyar Müslüman sesiz. Dün Gazze’de Refah’a operasyon başlatıldı. Bizim gönderdiğimiz yardımlar artık Gazze’ye asla girmeyecek. Bizler sadece kınıyoruz. Kınama vakti bitti. Artık icraat vakti geldi. Elhamdülillah sonunda Türkiye israile ticari bir ambargo koydu. 7 ay önce söylemiştik. Sonunda oldu elhamdülillah. Ama Gazze’ye yeni bir yol açmak gerekiyor. Gazze’ye denizden bir yol açmak gerekiyor. Geçen haftalarda Türkiye’den gemiler gidecekti ama engeller ortaya çıktı. Bu engelleri kaldırıp Gazze’ye bir yol açacağız. Müminler değil gayri Müslümler Filistin’e sahip çıkıyorlar. Sizin için Filistin sadece insani bir mesele değil, sizin için hem insani hem de iman-i bir meseledir. Mescid-i Aksa özgür olana kadar imanınız tam değildir. Mescid-i Aksa’ya sahip çıkma vaktidir.” ifadelerine yer verdi.
Yapılan konuşmaların ardından, kampüste oturma eylemi başlatıldı. Oturma eyleminde dev bir Filistin bayrağıyla yapılan Filistin haritası açıldı.
Oturma eylemi ezgi, marş ve konuşmalar şeklinde devam etti.