Hamas’ın Lübnan’daki Siyasi Büro Başkanı ikinci bir cephe ihtimalini gündeme getirerek Hizbullah’ın ‘büyük bir savaşa hazırlandığını’ söyledi. Hamas’ın Lübnan’daki temsilcilerinden Ahmed Abdülhadi’nin Politico’da bir söyleşisi yayımlandı.
Hamas’ın Beyrut’taki Siyasi Bürosu Başkanı Ahmed Abdülhadi, Gazze merkezli Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e karşı düzenlediği ve bin 400’den fazla kişinin ölümüne yol açan saldırılar konusunda müttefiki Hizbullah’a önceden herhangi bir haber vermediklerini ifade etti. Ancak buna rağmen Hamas ve Hizbullah arasında sürekli bir işbirliği olduğunu belirten Abdülhadi, Hizbullah’ın kuzeyde İsrail’e karşı ‘büyük bir savaşa hazırlandığını’, Hamas’ın ise İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu‘nun Filistinlileri Gazze’den çıkarma ‘hayalini’ suya düşüreceğini vurguladı.
Hamas ile Hizbullah arasında tam bir işbirliği olduğunu vurgulayan Abdülhadi, açıklamasında şu cümleye yer verdi:
Hizbullah’la çok güçlü ilişkilerimiz var. İsrail’e saldırı öncesinde de sonrasında da Hizbullah’la işbirliği yapıyorduk, şimdi de tam işbirliği içindeyiz.
İsrail’in Gazze’deki kara saldırısını Hizbullah’ı tamamen çatışmanın içine çekebilecek temel tetikleyicilerden biri olarak tanımlayan Abdülhadi, buna ilişkin yaptığı açıklamada şunları dile getirdi:
Hizbullah, savaşa girmemesine yönelik tehditlere aldırış etmeyecek; savaşın dışında kalması yönündeki uyarıları görmezden gelecektir. Hizbullah’ın savaşa girmek isteyip istemeyeceği İsrail’in cürretine ve sahadaki olaylara, bilhassa da İsrail’in Gazze’ye karadan girme teşebbüsüne bağlı olacaktır.
Abdülhadi, İsrail-Lübnan sınırında meydana gelen çatışmalara işaret ederek şu ifadeleri kullandı:
Hizbullah eli-kolu bağlı bir şekilde oturmayacağını gösterdi ve bunun kanıtı da Hizbullah’ın tamamen kendi inisiyatifiyle Güney sınırına saldırmasıdır. Hizbullah, büyük bir savaşa hazırlandıklarını söylüyor. Hizbullah, İsraillilerin çizgiyi aşması durumunda İsrail’e tam bir saldırı başlatacağını açıkça belirtti.
Abdülhadi, Hizbullah’ın sınır çatışmalarında zaten savaşmaktan çekinmediğini gösterdiğinin de altını çizdi.
‘Hamas tek bir sivil bile öldürmedi’
Siviller ve rehinler konusunda da birtakım açıklamalarda bulunan Abdülhadi, İsrail’in güneyine yönelik eşi benzeri görülmemiş saldırı sırasında Hamas’ın “hiçbir sivili öldürmediği” konusunun altını çizdi.
Abdülhadi, sivillerin öldürüldüğü iddialarını ise “Batı’nın ne yazık ki kanıksadığı ve dikkatleri İsraillilerin binlerce Gazzeli sivili öldürmesinden başka yöne çekmek için kullanılan bir İsrail propagandası” olarak değerlendirdi.
Hamas, rehineler konusunda müzakerelere açık
Rehineler konusunda da konuşan Abdülhadi, Hamas’ın karşılığında bir şey alması koşuluyla İsrailli esirlerle ilgili müzakerelere kapıyı kapatmadığını söyledi.
Hamas’ın üçüncü taraf ülkelerle nasıl müzakere edileceği hususunu değerlendirdiğini söyleyen Abdülhadi açıklamalarında, “Esirlerin bir kısmını serbest bırakırsak İsrail Gazze’de insanları öldürmekten vazgeçer mi? Hiç sanmıyorum” dedi ve esirlerin serbest bırakılması için İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına ve kuşatmasına son vermesi gerektiğini vurguladı.
Esir alınan İsrail askerleri konusuna da değinen Abdülhadi, esir İsrail askerlerinin müzakere masasında değil ancak savaş bittikten sonra mevzu bahis edileceğini ve İsrail hapishanelerinde tutulan 6 bin Filistinlinin serbest bırakılması şartına bağlı olarak durumu değerlendireceklerini ifade etti.
‘Hamas’ın saldırmaktan başka çaresi yoktu’
Abdülhadi, Hamas’ın saldırmaktan başka çaresi olmadığını ifade ederek, “İsrail hükümeti Filistin davasını tasfiye etmeye çalışıyordu ve bu nedenle harekete geçmek zorundaydık. Bu nedenle saldırı gerçekleşti ve şimdi düşmana karşı durumu tersine çevirerek Filistin davası için yeni bir dönem başlattı” dedi.
Hizbullah ile Hamas arasındaki yakın işbirliğine işaret eden Abdülhadi, 7 Ekim saldırısının yalnızca Hamas’ın işi olduğunu not düşerek sözlerini, “Bu operasyon El Kassam Tugayları Hamas’ın askeri kanadı tarafından organize edildi ve daha sonra diğer Filistinli örgütler bu operasyona katıldı. Bu operasyon gerek planlaması gerekse de icrası bakımından tamamen Filistinlilere ait bir operasyondu. Sadık müttefiklerimiz bile ne olacağını bilmiyordu” cümleleriyle sonlandırdı.