İstanbul’da toplam 142 riskli alanda, 207 bin riskli yapı bulunduğunu belirten İBB Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökçe, söz konusu riskli binaların yüzde 30’nun 2000 ve sonrası yapıldığına dikkat çekti.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökçe, “Kentsel Dönüşüm Stratejisi” kapsamında “6306 Sayılı Yasa Kapsamında İlan Edilen Alan ve Yapılara Yönelik Veri Toplama, Etki Analizi, Değerlendirme Çalışması” toplantısının yapıldığını duyurdu.
İstanbul’da toplam 142 riskli alanda, 207 bin riskli yapı bulunduğunu hatırlatan Gökçe, söz konusu riskli binaların yüzde 30’nun 2000 ve sonrası yapıldığına dikkat çekti. “99 depremi sonrası değişen yönetmeliklere göre yapılmış olmalarına karşın sorunlu görünüyorlar” diyen Gökçe, İstanbul’un 1. derece deprem bölgesinde olmasının, nüfus ve yapı yoğunluğunun yüksek, yapı stoğu kalitesinin ise düşük olmasının kentsel riskleri artırdığını vurguladı.
Gökçe, 31 kurumdan 101 temsilci ve 18 ilçe belediyesinden temsilcilerin katılımıyla yapılan toplantıya dair sosyal medya hesabından şu paylaşımı yaptı:
“Afetle mücadelede İstanbul’un geleceğine yön verecek, bilimsel veriye dayalı, bütünlüklü “Kentsel Dönüşüm Stratejisi” yürütmek amacıyla “6306 Sayılı Yasa Kapsamında İlan Edilen Alan ve Yapılara Yönelik Veri Toplama, Etki Analizi, Değerlendirme Çalışması” toplantımızı gerçekleştirdik.
İstanbul’un 1. Derece Deprem bölgesinde olması, nüfus ve yapı yoğunluğunun yüksek, yapı stoğu kalitesinin ise düşük olması kentsel riskleri arttırıyor.
Değerlendirme, İstanbul’da Ocak ’23 itibariyle toplam 142 riskli alanda, 207 bin riskli yapıyı işaret ediyor. Söz konusu riskli binaların yüzde 30’nun yapım yılı 2000 ve sonrası. 99 depremi sonrası değişen yönetmeliklere göre yapılmış olmalarına karşın sorunlu görünüyorlar!
İlçelere göre dağılımı ise yüzde 40’nın Esenyurt, Büyükçekmece ve Küçükçekmece’de olmak üzere batı koridorunda yer alıyor.
Kentsel dönüşümün çevre dostu, sosyal ve ekonomik olmak üzere üç ana temaya sahip olduğu ve çeşitli paydaşların katılımıyla gerçekleştirildiği göz önünde bulundurulduğunda;
İstanbul’da yer alan 39 ilçe yönetiminin, çalışmada önerilen modeli örnek alarak bütüncül planlama ve İstanbul’un eşsiz yapısının kentsel dönüşüm önünde oluşturduğu finansal bariyerlerin, konvensiyonel modeller ile aşılamayacağının farkındayız.
Proje bu kapsamda, KENTFON ismiyle deprem riski altındaki alanların dönüşüm sürecine yeni bir finansman modeli de sunuyor.
Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu’nun Deprem Dirençli Kent vizyonu öncülüğünde, önümüzde tüm gerçekliğiyle duran afet problemini, bilimin bizlere açtığı yolda, sağduyu, iş birliği ve çağdaş temellerle aşmak adına tüm gücümüzle çalışıyoruz.
31 kurumdan 101 temsilci ve 18 ilçe belediyesinden temsilcilerin katılımı ile gerçekleştirdiğimiz çalışmada büyük emekleri olan İTÜ’nden bu bilimsel çalışmada görev alan hocalarımız, @ibbdonusum ve @BimtasIBB emekçilerine teşekkürlerimi sunarım.”