09.08.2024

Kalabalıkların Bilgeliğine Neden Her Zaman Güvenmemelisiniz?

100 yılı aşkın bir süredir bilim insanları, çok sayıda insanın tahminlerini bir araya getirmenin şaşırtıcı derecede doğru yanıtlara yol açtığını gözlemliyor. Bu duruma da kalabalıkların bilgeliği adı veriliyor. Ancak kalabalıkların bilgeliğine güvenmenin olumlu ya da olumsuz olduğu konusu tartışmalı.

Ancak “Kalabalıkların bilgeliği” terimi, gazeteci James Surowiecki’nin 2004 yılında yazdığı The Wisdom of Crowds: Why the Many Are Smart Are Than We Az ve How Collective Wisdom Shapes Business, Economyes, Societies and Nations adlı kitabından sonra popüler hale geldi.

Terim yakın planda kullanılmaya başlansa da arka plandaki fikir aslında yeni değildi. Kalabalıkların bilgeliği fikri, Aristoteles’in Politics adlı çalışmasında sunulduğu şekliyle kolektif yargı teorisine kadar izlenebilir. Ancak elbette bu konuda ilk kayda değer ölçümler 1906’da Francis Galton tarafından gerçekleştirilmişti.

Ancak kalabalıkların bilgeliği denildiği zaman unutulmaması gereken bir şey vardır. Kalabalıklar çoğu zaman çok da akıllı değildir. Ortak bir akla erişebilmemiz için bazı önkoşullar vardır. Bunlara geçmeden önce her şey nasıl başladı kısmına bakalım.

Kalabalıkların Bilgeliği Ne Anlama Geliyor?

James Surowiecki, kitabın başlangıç kısmında İngiliz Francis Galton hakkındaki anlatıya yer verir. Hikayesi şu şekildedir. “1906’da Galton bir hayvancılık fuarında ilginç bir yarışmayla karşılaşmıştı. Bu yarışmaya göre, bir ödül kazanmak için insanlardan canlı bir öküzün işlenip kesildikten sonraki ağırlığını baştan tahmin etmeleri gerekiyordu.

Yaklaşık 800 kişi bu konudaki tahminini söyledi ancak hiç biri gerçek cevaba yaklaşamamıştı. Bu 800 kişinin içinde, kasaplar ve çiftçiler gibi bir öküzün ağırlığını kolay bir biçimde tahmin edecek kişiler de vardı. Bu sonuç, Galton’un “sıradan insanların” o kadar da zeki olmadığı yönündeki görüşünü doğruluyormuş gibi görünüyordu.

Ancak Galton tüm tahminlerin ortalamasını aldığında şok edici bir şey buldu. Öküzün ağırlığı yaklaşık 543 kilogram kadardır. Ortalama ise 542 kilogram civarındaydı. Çeşitlilik gösteren kalabalık, en iyi uzman tahmininden bile daha akıllıydı. Galton bulgularını bir makalesinde yayınladı. Bunun sonucunda da kalabalıkların bilgeliği fikri doğdu. O zamandan bu yana geçen yıllarda bu olgu birçok bağlamda kanıtlandı.”

Kısacası kalabalıkların bilgeliği, konu problem çözme, karar verme, yenilik yapma ve tahmin etme söz konusu olduğunda, büyük insan gruplarının toplu olarak bireysel uzmanlardan daha akıllı olduğu fikridir. Günümüzde bu terim daha çok piyasa hareketini ve yatırımcılar arasındaki sürü benzeri davranışları açıklamaya yardımcı olmak amacı ile kullanılmaktadır.

Ancak bu her zaman geçerli değildir. Kalabalıkların bilgeliğinin işe yaraması için herkesin görüşü tarafsız ve herkesinkinden bağımsız olmalıdır. Ancak çoğu durumda bu mümkün değildir. İnsanlar başkalarından etkilenecektir. Bu yüzden de kalabalıklar düzenli olarak yanılırlar.

Örneğin, bir YouTube videosunun viral hale gelmesi bu sayede olur. Videoyu izleyen kişi sayısı arttıkça daha fazla kişinin izlemesi olasıdır. Burada temel etken videonun iyi ya da kötü olması değildir. Bizden önce 40 bin kişi beğenmişse biz beğenmesek bile bunu söylemeyi muhtemelen tercih etmeyiz. Sonuçta kalabalıkların bildiği bir şey elbette vardır.

Bilge Bir Kalabalığın Özellikleri Nelerdir?

Surowiecki’ye göre bilge kalabalıkların birkaç temel özelliği vardır:

  1. Kalabalık farklı görüşlere sahip olabilmelidir.
  2. Bir kişinin görüşü etrafındakilerden bağımsız kalmalı (ve başka kimseden etkilenmemelidir).
  3. Kalabalığa katılan herkes, bireysel bilgilerine dayanarak kendi fikrini oluşturabilmelidir.
  4. Kalabalık, bireysel görüşleri tek bir toplu kararda toplayabilmelidir

Çoğunluğun az sayıdaki kişiden daha zeki olduğu fikrinde haklılık olsa da, özellikle kalabalığın üyeleri birbirlerinin fikirlerinden haberdar olduklarında ve bunlardan etkilendiklerinde bu her zaman doğru değildir. Muhakeme yeteneği zayıf olan bir grup insan arasındaki fikir birliği, şaşırtıcı olmayan bir şekilde, grubun zayıf ve kötü karar vermesine yol açar.

Ayrıca demokrasilerin neden bazen vasıfsız liderler seçtiğini de açıklar. Diğer bir deyişle, İngiliz bilim yazarı Philip Ball’un 2014 yılında yazdığı bir makalede açıkladığı gibi, temelinde kalabalığın içinde kimin olduğu önemlidir.

Kalabalıkların Bilgeliği Ancak Çeşitlilikle Gelişecektir

2004 yılında yapılan bir çalışma bunu bize göstermiştir. Çalışmada, problem çözümünde farklı yöntemler kullanan bir grubun toplu tahmininin aynı görüşü paylaşan bir grup uzmanın tahmininden daha doğru olduğu ortaya konuldu.

Kalabalık bilgeliği, önemli ölçüde kalabalığın kalitesine bağlıdır. Ek olarak, insanlar gruplara uyma eğilimindedir, bu da farklı fikirlerin ortaya atılmasını engeller.

Araştırmanın bulgularına göre, kalabalığın tahminini geliştirmek için aralarına genel fikre aktif olarak karşı olanları da serpiştirmek gerekiyordu. Başka bir deyişle, farklı düşünen zihinler, kararlarının ortalaması alındığında uzman zihinlerden daha iyi sonuç verir. Ancak gerçek hayatta bu nadiren karşımıza çıkacaktır.

Kalabalığın bilgeliğine yönelik ana eleştirilerden biri, insanların uyum sağlama eğiliminde olması ve bu da kalabalığın bilgeliğinde ihtiyaç duyulan çeşitliliğin amacını boşa çıkaran “grup düşüncesine” yol açmasıdır. Ayrıca, birçok kişi bir karara varmayı hedefliyorsa, bu durum anlaşmazlıklara ve iç kavgalara yol açacaktır.