İngiliz Büyükelçi ‘bankanın istikrar ve bağımsızlığının korunması’ gerektiğini vurguladı
Libya Merkez Bankası Başkanı Sıddık el-Kebir, Başkanlık Konseyi’nin kendisini görevden alma kararına karşı çıkarken, Temsilciler Meclisi (TM) ve Devlet Yüksek Konseyi (DYK) bu hamleyi tanımayı reddetti.
El-Kebir, dün (pazartesi) bankanın başkent Trablus’taki genel merkezinde ‘bankanın Bilgi Teknolojileri Müdürü Musab Muslim’in serbest bırakılması ve sağ salim geri dönmesinin ardından, bankanın bazı departmanlarının müdürleriyle, çalışmalarının ilerleyişini ve sistemlerinin yeniden çalışmaya başlamasını takip etmek üzere’ genişletilmiş bir toplantıya başkanlık ettiğini söyledi.
TM Başkanı Akile Salih ise ‘Başkanlık Konseyi’nin Merkez Bankası Başkanı’nı atama ya da görevden alma yetkisi olmadığını’ söyledi. Salih, “TM ve DYK egemen pozisyonlar üzerinde anlaşana kadar el-Kebir Merkez Bankası Başkanı’dır” ifadesini kullandı.
Dün TM’nin doğudaki Bingazi kentinde bulunan merkezinde düzenlenen bir oturumda Salih, Başkanlık Konseyi’nin görev süresinin dolduğu gerekçesiyle el-Kebir’i değiştirme kararını reddederek, ‘seçimlere ulaşmak için birleşik bir yürütme otoritesi oluşturulması’ gerektiğine işaret etti.
Salih, Başkanlık Konseyi’nin şu anda Merkez Bankası’yla ilgili olarak yapmaya çalıştığı ‘kurcalama ve değişikliklerin’, ‘Libya’nın mali varlıklarını ve petrol gelirlerini etkileyebileceği, Libya para birimini daha da çökertebileceği ve Libya ekonomisine zarar verebileceği’ uyarısında bulundu.
DYK ise Başkanlık Konseyi kararını ‘yasama organlarının yetkilerine tecavüz’ olarak değerlendirdi ve Anayasal Bildiri, Libya Siyasi Anlaşması, iki konsey arasındaki siyasi mutabakatlar ve Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararları uyarınca ‘hükümsüz ve geçersiz bir tedbir’ olduğunu söyledi. El-Kebir’in, egemen pozisyonlara karar verilene kadar bankanın başkanı olarak kalmaya devam edeceğini vurguladı.
Başkanlık Konseyi pazar akşamı, ‘ülkenin varlıklarını korumak ve onlara zarar gelmesini önlemek için ulusal sorumluluğunun bir parçası olarak Merkez Bankası’na yeni bir başkan seçmek ve yeni bir yönetim kurulu oluşturmak için oybirliğiyle’ aldığını söylediği bir kararı yayınladı.
Resmi bir açıklamayla vatandaşlara ‘bu adımın ülkedeki mali ve ekonomik koşulların istikrarını sağlamayı amaçladığı’ konusunda güvence veren Konsey, değişikliklerin ‘bankanın görevlerini verimli ve etkin bir şekilde yerine getirme kabiliyetini arttırmak, mali hizmetlerin devamlılığını sağlamak ve ekonomik istikrarı sağlamak için yapıldığını’ belirtti.
Başkanlık Konseyi ayrıca bu adımın ‘Libya’da idari ve kurumsal istikrarın güçlendirilmesi çerçevesinde atıldığı’ konusunda uluslararası topluma güvence verdi ve ‘Libya halkının çıkarları doğrultusunda bu değişikliklerin uygulanmasını sağlamak ve içeride ve dışarıda güven ortamını güçlendirmek için tüm uluslararası ortaklarla iş birliği yapma’ taahhüdünü yineledi.
Diğer yandan İngiltere’nin Libya Büyükelçisi Martin Longden, el-Kebir ile yaptığı telefon görüşmesinde ‘Libya Merkez Bankası’nın istikrarını ve bağımsızlığını koruma ihtiyacını ve devletin mali sürdürülebilirliğini sürdürmedeki önemli rolünü’ ele aldı.
Merkez Bankası dün yaptığı açıklamada büyükelçinin ‘Birleşik Krallık’ın Libya Merkez Bankası’na son yıllarda mali ve ekonomik istikrarın ve ülke varlıklarının korunmasında oynadığı önemli rolde tam destek verdiğini’ ifade ettiğini söyledi.
Rusya’nın Libya Büyükelçiliği, Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu (UNSMIL) Başkan Vekili Stephanie Khoury’nin pazar akşamı misyon tarafından Trablus’taki diplomatik temsilciler için düzenlenen brifing oturumunda ‘çatışmanın tarafları arasında diyalog kurulmasının önemi ve uluslararası toplumun Libya’da çözüm için arabuluculuk yapma ihtiyacı’ konusunda yaptığı açıklamayı aktardı ve çatışan tarafların liderlerini etkileyebilecek bölge ülkelerinin rolünü vurguladı.
Televizyonda yayınlanan açıklamalarında, ‘kurumların bir an önce birleştirilmesi, Libya’da çatışmanın sona erdirilmesi ve net bir siyasi çözüme ulaşılması için çalışılması’ gerektiğini vurgulayan Khoury, Libyalı taraflar arasında diyalog kurulmasının önemini vurgulayarak, uluslararası toplumun krizin çözümü konusuna müdahil olması gerektiğinin altını çizdi.