11.14.2024

Milli Eğitim Bakanı Özer: Son 20 yılda eğitimin tüm kademelerinde sessiz bir devrim gerçekleşti

“2000’li yıllarda 74 civarında üniversite varken, bugün 209 üniversitenin olduğu bir yükseköğretim sistemine sahip olduk”

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane Külliyesi’nde gerçekleşen Sağlık Bilimleri Üniversitesinin 2022-2023 Akademik Yılı Açılış Töreni’ne katıldı. Programda konuşan Bakan Özer, “Son 20 yılda okul öncesinden yükseköğretime kadar eğitimin tüm kademelerinde sessiz bir devrim gerçekleşti. 2000’li yıllarda ortaöğretimdeki kız çocuklarının okullaşma oranı yüzde 39.2’ydi bugün yüzde 94.66. Yükseköğretimdeki kadınların okullaşma oranı da 2014’ten itibaren erkekleri geçti” dedi.

Millet Eğitim Bakanı Mahmut Özer Sağlık Bilimleri Üniversitesinin 2022-2023 Akademik Yılı Açılış Töreni’ne katıldı. 

Törende konuşan Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, “Öncelikle haftasonu yüreğimize acı düşüren İstiklal Caddesi’nde olan saldırıda kaybettiğimiz tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. 81 yaralımıza acil şifalar diliyorum. Milli Eğitim Bakanlığına ayrı bir acı düştü. Çünkü o 6 şehidin 3’ü Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindendi. Bir tanesi Arzu öğretmenimizdi 41 yaşında. Bir tanesi Arzu öğretmenimizin 15 yaşındaki kızı Yağmurdu. Bir tanesi de 9 yaşındaki Ecrin kızımızdı. Allah’tan rahmet diliyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin birlik ve beraberliğini hiçbir saldırı bozamayacak” ifadelerini kullandı. 

“Son 20 yılda okul öncesinden yükseköğretime kadar eğitimin tüm kademelerinde sessiz bir devrim gerçekleşti”

Türkiye’nin 2000’li yıllardaki eğitim sistemine değinen Bakan Özer, “Ülkelerin en kalıcı sermayesi ve sürdürülebilir sermayesi beşeri sermayelerdir. Ülkeler rekabet güçlerini arttırabilmek için okul öncesinden yükseköğretime kadar eğitimin tüm kademelerinde eğitim çağ nüfusunu okulla buluşturabilmek için elinden gelen büyük çabalar sarf etmekte. Türkiye’de 2000’li yıllarda içler acısı bir durumda olduğumuzu eğitim tarihine not düşmemiz gerekiyor. Çünkü 2000’li yıllarda bu ülkede 5 yaşındaki okul öncesi eğitimdeki okullaşma oranı sadece yüzde 11’di. Ortaöğretimdeki okullaşma oranları sadece yüzde 44’tü. Yükseköğretimdeki net okullaşma oranları yüzde 14-15 seviyesindeydi. Son 20 yılda okul öncesinden yükseköğretime kadar eğitimin tüm kademelerinde sessiz bir devrim gerçekleşti. Devasa eğitim seferberliği, devasa binalar derslikler Türkiye’nin hiçbir bölgesinde ayrım yapılmadan tüm ücra köşelere kadar eğitim birimleri ulaştırıldı. 2000’li yıllarda ortaöğretimdeki kız çocuklarının okullaşma oranı yüzde 39.2’ydi, bugün yüzde 94.66 oldu. Yükseköğretimde kadınların okullaşma oranları 2014 yılından itibaren erkekleri geçti. Aynı şey, ortaokul kademesinde de geçerli. Ortaokul kademesindeki okullaşma oranları yüzde 99.44 ve kız çocuklarının oranı erkeklerden çok daha fazla. Tüm bunlar yapılırken kaliteden asla ödün verilmedi” şeklinde konuştu.

“2000’li yıllarda 74 civarında üniversite varken, bugün 209 üniversitenin olduğu bir yükseköğretim sistemine sahip olduk”

Bakan Özer, konuşmasına şöyle devam etti:

“2000’li yıllarda 300 bin dersliği olan bir eğitim sistemimiz varken bugün 857 bin dersliği olan bir eğitim sistemine kavuştuk. 2000’li yıllarda 74 civarında üniversite varken, bugün 209 üniversitenin olduğu bir yükseköğretim sistemine sahip olduk. Beş yaştaki okullaşma oranları 2000’li yıllarda yüzde 11 iken bugün yüzde 97’ye ulaştı. Ortaöğretimdeki net okullaşma oranları yüzde 44 iken bugün yüzde 95’e ulaştı. Yükseköğretimdeki net okullaşma oranları yüzde 14’lerden yüzde 48’lere geldi. Eğitimin tüm kademelerinde bu ülkenin evlatlarının rahat ve ücretsiz bir şekilde eğitimle buluşması sağlandı” dedi.

Bu ülke çocukları, eğitimle buluşmasından ziyade mühendislik projeleri ile uğraştı. Başörtüsü yasakları gibi. Bu ülke başörtülü kadınlarını eğitim birimleri ile buluşturmamak için elinden gelen her türlü mücadeleyi verdi. İmam hatip lisesi mezunları ve meslek lisesi mezunlarının yüksek öğretime erişimin engellemek için bu ülkede 12 yıl katsayı uygulaması yapıldı. Amaç dinini bilen bürokrat, iş adamı, siyasetçi yetişmesini engellemekti. Akademik olarak başarılı öğrencileri imam hatip ve meslek liselerinden uzaklaştırmaktı. Türkiye’nin biyomedikal alanındaki ilk AR-GE merkezini Sağlık Bilimleri Üniversitemizde birlikte kuracağız. Alt yapı çalışmaları için 10 milyon TL’lik bütçeyi Milli Eğitim Bakanlığı olarak biz vereceğiz. Öğrencilerimiz ile birlikte ar-ge, inovatif çalışmalar yapmak, patent, faydalı model, marka tasarım, dışa bağımlılığı azaltmak hedefimiz.” 

Öte yandan açılışa katılan Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl“Biz bu binayı bir hürriyet meşalesi olarak görüyoruz. Bir özgürlük sembolü olarak, tıbbiyelilerin bir meşalesi olarak daima yükseklerde tutmak için gayret ediyoruz. Ben bunu sağlayan bütün mesai arkadaşlarım ve öğrencilerimize gönülden teşekkür ediyorum” dedi.