Mersin’de kaybolduktan 10 gün sonra cesedi bulunan üç yaşındaki Müslüme Yağal’ın ölümüne ilişkin tutuklanan dedesi Hasan Yağal, dün hakim karşısına çıktı. Dede Yağal, hakkındaki suçlamaları reddetti.
Mersin’in Gürpınar ilçesinde kaybolduktan 10 gün sonra, ailesinin çadır kurduğu noktaya yedi kilometre uzaklıktaki Karaağaç mevkisinde, çalılıkların arasında cesedi bulunan üç yaşındaki Müslüme Yağal’ın ölümüne ilişkin davanın ilk duruşması, Silifke 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görüldü.
Müslüme Yağal’ın dedesi Hasan Yağal tutuklu olarak yargılanırken anne Selvi, babaanne Ayşe Yağal ile ağabey O.Y. de tutuksuz yargılandı. Mahkeme heyeti, dede Hasan Yağal’ın DNA raporlarına göre çocuğun babası çıktığını hatırlattı. Hasan Yağal, hakkındaki iddiaları reddetti.
Mahkeme heyeti, Hasan Yağal’ın tutukluluğunun devamına karar verip, duruşmayı eksiklerin giderilmesi için erteledi.
‘MÜSLÜME OLAYINDAN DOLAYI KİMSEDEN ŞİKAYETÇİ DEĞİLİM’
DHA’nın haberine göre, Hasan Yağal hakkında, ‘Kendini savunamayacak yakın akrabayı bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak amacıyla kasten öldürme, çocuğun nitelikli cinsel istismarı, nitelikli cinsel saldırı, cinsel amaçla cebir, tehdit veya hile kullanarak çocuğu hürriyetinden yoksun kılma, suçluyu kayırma suçuna azmettirme’ suçlarından iddianame hazırlandı. ‘Suçluyu kayırma’ suçundan tutuksuz yargılanan anne, babaanne ve ağabey de duruşmaya katıldı. Baba Mehmet Yağal, ağabeyler K., H. ile abla A.Y. de duruşmada hazır bulundu.
Duruşmada aile bireyleri tanık olarak dinlendi. Sanık dede Hasan Yağal ile anne Selvi Yağal, babaanne Ayşe ile ağabey O.Y., haklarındaki tüm suçlamaları reddetti. Anne Selvi Yağal, duruşmada Müslüme’nin ölümüyle ilgili kimseden şikayetçi olmadığını söyledi.
Selvi Yağal, ifadesinde kayınpederi Hasan Yağal’dan şikayetçi olmadığını kaydetti. Yağal, “Kayınpederimin suçu yok. Bana tecavüz etmedi. Cenab-ı Allah bana hesap sorar, bana bir şey yapmadı” dedi. Bunun üzerine mahkeme heyeti, çocuğun babasının DNA raporlarında dedesi olduğunun ortaya çıktığını hatırlatınca Selvi Yağal, “Kabul etmiyorum, öyle bir şey olmadı. Müslüme olayından dolayı kimseden şikayetçi değilim” diye konuştu.
‘RAPORU BİLEMEM, BELKİ AKRABALIKTANDIR’
Hasan Yağal, olay günü küçükbaşlarla birlikte eşi Ayşe ve torunu Müslüme ile çadıra geldiklerini belirterek, “Müslüme’yi en son saat 14.30 gibi çadırdan çıkarken görmüştüm. Hayvan otlatmaktan geldim. Çocuklar ağlıyordu, O.Y., Müslüme’nin kaybolduğunu söyleyince traktöre binip, asfalta doğru gittim. Gittiğim yerde Ayşe ve Selvi’yi görünce onlar da bulamadıklarını söyleyince jandarmaya haber verdik. Her yerde aradık bulamadık” dedi. Müslüme’nin bulunduğu yere kendi başına gitmiş olabileceğini öne süren Hasan Yağal, “Çocuk bu, kendi başına gider. Her gördüğümde Müslüme’yi yüzünden öperim. Dokuz gün sonra boynundan DNA çıkması normal. Bundan cinsel bir eylem olduğu çıkmaz. O benim torunum, bu konu söz konusu bile olamaz” diye konuştu.
Mahkeme heyeti, Hasan Yağal’a Müslüme’nin ablası diğer torunu A.Y.’nin kendi çocuğu olup olmadığı konusunda soru sordu. Yağal ifadesinde, “O benim torunum, raporu bilemem. Belki akrabalıktandır. Gelinim Selvi ile bir cinsel ilişkim olmadı” ifadelerini kullandı.