Bu yazıyı “Nass”ı siyasetin elinden korumak niyetiyle yazdım, açıkça ifade ediyorum.
Bugünlerde “Nass”ı çok konuşacağız.
Bu kelime malum sayın Cumhurbaşkanı tarafından güncel kullanıma girdi. Sayın Cumhurbaşkanı’nın “Faizi indirme” politikasının gerekçesi olarak “Nasss var nas” ifadesi hatırlanıyor. Kısa süre Merkez Bankası Başkanlığına getirilen Naci Ağbal’ın “Acaba faizi yükseltsek mi….” gibi bir yönelişi karşısında “Nass var, sana bana ne oluyor?!” cümlesini de grup kürsüsünden o kurdu ve kısa süre sonra da Ağbal görevden alınmış oldu.
“Nass” islâmî literatürde “kesin hüküm” anlamına geliyor. Bu tarz hükümler İslâm’ın mukaddes kitabı Kurân-ı Kerim’den çıkarılıyor. Allah’ın “Şunu şöyle yapın” tarzındaki buyrukları ya da “Şunları yapmayın” tarzındaki yasakları… Kur’an’da bunlara “Hudûlullah – Allah’ın sınırları” da deniyor.
“Faiz yasağı” bir Kur’an hükmü. Çok da ağır ifadeler var bu konuda Kur’an’da. “Allah’a ve Rasûlüne harp açmak” (Bakara, 286) ifadesi var, “Faiz alıp verenler şeytan çarpmış gibi kalkarlar” (Bakara, 275) ifadesi var. Bunlar gerçekten ağır ifadeler. Normalde inanan bir insan, faizli işlemlerden kaçınır.
Aslında Tayyip Erdoğan’ın faiz konusunda hassasiyet taşıması son derece tabiidir. İnsanları bu noktada uyarması da tabiidir.
Ancak devlet yönetimini uhdenize aldığınızda ve hayat şartları, kendi ekonomik yapınız ve uluslararası sistem üstelik devlet planında faizli yapıyı dikte ettiğinde ne yapacaksınız?
Sorunun burada başladığı açık.
İslâm’ın faiz yasağından yola çıkıp, “Faiz sebep enflasyon sonuç” dediğinizde ama faizleri düşürdükçe enflasyonun kontrol edilemez hale geldiği, ya da insanların paralarının değerini korumak üzere dövize yöneldiğinde ve bu defa doların yükselmesi sebebiyle başka alanlarda fiyat yükselmesi ortaya çıktığında ister istemez “Nasss bağlantılı politika” tartışmaya açılıyor ve yaşanan sıkıntılara gerçekte sizin politikalarınız mı, yoksa “Nassın çerçevesi” mi sebep oluyor, tespit edilemiyor. Hatta suçlu sandalyesine “Nas” oturtuluyor.
Ardından “Nass varsa neden faiz yüzde 8.5, sıfırlasanıza…” itirazı gündeme geliyor.
“Nass varsa, neden uluslararası finans kuruluşlarına risk primi (cds) de devreye girip döviz üzerinden yüzde 10 – 12 oranında faizle borçlanıyorsunuz?” sorgulaması geliyor.
“Nass varsa neden Kur Korumalı Mevduat çerçevesinde banka faizi artı devlet faizi türünde bir ilişki kuruluyor?” sorusu soruluyor.
Bu sorgulamaların içinde “Ya nass’ta bir yanlışlık var ya da uygulayıcılar nassı yanlış uyguluyor” şeklinde bir sorgulama saklı.
Bu konu bu boyutta gündeme geldiği için başından beri kendimi çok huzursuz hissediyorum. “Kur’an hükmünün, farkında olarak olmayarak yıpratılması sonucuna neden ilâhiyatçı ilim adamlarımız bir şey söylemez?” diye sorup duruyorum.
Faiz konusunda Kur’an hükmü ne diyor, şu an uygulanan ve “Nassa dayandırıldığı” iddia edilen ekonomi politikasının halka ödettiği bedel, “Ne yapalım Kur’an böyle diyorsa bu bedeli ödemek durumundayız” diye içe sindirilmesi gereken bir bedel midir? Yoksa “Yanlış politikaların bedeli Kur’an’a ödetilemez” diye itiraz edilecek bir durum mu vardır?
Ses var mı ilahiyatçılarımızdan, yok!
Şimdi geldi Mehmet Şimşek, “Türkiye’nin rasyonel zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır” dedi. Bu cümlede herkes “Rasyonel”in altını çiziyor ve ondan da “Faizi yükseltme”yi anlıyor. Yani en azından bugünkü şartlarda “Aklın gereği faizi yükseltmek” demek oluyor.
Aslında herkes “Sıfır faizli” bir ekonominin çok daha sıhhatli olduğunda şüphe duymuyor. Ama ekonomi kimi hastalıklar içine sürüklenmişse, faizin kendini dayatacağını da kimse reddedemiyor.
Faizle mücadele etmeye de kimsenin diyeceği bir şey yok. Ama onun için önce ekonomiyi sıhhatli hale getireceksiniz.
Ekonomiyi sıhhatli hale getirmeden kimi temel kuralları devreye sokarsanız, insan nefsi kural – mural dinlemiyor, delip geçiyor. Faize kılıflar buluyor, haramlara meşruiyet kılıfı geçirmenin her türlü yoluna sapıyor.
Sayın Cumhurbaşkanı’nın reel durum karşısında “Nas var nas” demenin iç ve dış ekonomi çarkına hiçbir etki yapamaması karşısında ne düşündüğünü bilemiyorum. Bu söyleme yönelik eleştirilerde Nass’ın akılla çelişme yorumları karşısında rahatsızlık duyup duymadığını bilemiyorum. Ben fevkalade rahatsızım.
Ben kendi hayatımda faizli işlem yapmamaya itina ediyorum. Ülkede çok sınırlı da olsa, bu hassasiyette insanlar bulunduğunu da sanıyorum. Ama devletimiz KKM vs ile çatır çatır servet aktarıyor milletin Hazinesinden milyon dolarlık hesabı olanlara…
“Faizin tozundan kurtulabiliyor musun?” diye sorarsanız, onu iddia edemem. En azından pratik hayatta bankacılık sisteminden kaçabilmek mümkün değil.
Son olarak, Kur’an hassasiyeti olanlara “Nass” konusunda cümle kurarken, Kur’an’ın hukukunu incitmemelerini tavsiye edebilirim.