Milli Eğitim Bakanlığı bu sene Türkçe, Türk Dili ve Edebiyatı ile yabancı dil dersleri için farklı bir sınav metodu devreye soktu. Öğretmenler yeni sistemin puanlamasının nesnel olmadığını ve gereksiz iş yükü getirdiğini savunuyor.
Millî Eğitim Bakanlığı, bu yıl Türkçe, Türk Dili ve Edebiyatı ile yabancı dil derslerinde yazılı ve uygulamalı sınav yöntemini hayata geçirdi. Öğretmenler, uygulamalı sınav sisteminin eksikliklerinden bahsederek öğrencilerde kaygıya neden olduğunu ve puanlamada sorunlar yaşandığını söyledi.
Gazete Duvar’dan Pelin Akdemir’in haberine göre, Millî Eğitim Bakanlığı yazılı ve uygulamalı sınavlar yönetmeliği, 11 Ekim 2023 tarihi itibariyle yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre Türkçe, Türk dili ve edebiyatı ile yabancı dil derslerinin sınavları yazılı ve uygulamalı olmak üzere iki aşamada yapıldı. Ders öğretmeni tarafından ilk aşamada yazma ve okuduğunu anlama, ikinci aşamada ise dinleme ve konuşma becerilerini ölçen uygulama sınavları yapıldı. Öğrencinin uygulamalı sınavlardan aldığı puanlar ile yazılı sınavdan aldığı puan birlikte değerlendirilerek sınav puanı oluşturuldu. Sınav puanları, yazılı sınavın yüzde 50’si, dinleme sınavının yüzde 25’i ve konuşma sınavının yüzde 25’i alınarak hesaplandı.
Okullarda sınav süreci geride kalırken Türkçe ve dil öğretmenlerine uygulamalı sınav sistemini sorduk. Öğretmenler, hem öğretmene ekstra iş yükü getirdiğini hem de öğrencide kaygıya neden olduğunu ve puanlamanın nesnel olmadığını aktardı.
‘ÖĞRENCİLER KENDİLERİNİ İFADE ETMEKTE ZORLANIYOR’
İstanbul’da görev alan bir Türkçe öğretmeni, uygulamalı sınavla kelime bilgisinin ölçüldüğünü, okumanın yüksek düzeyde olması gerektiğini, dinlemek kadar dinlenilenin doğru aktarılmasının da önemli olduğunu ifade etti.
Diğer yandan kalabalık sınıflarda uygulamada zorluklar yaşadıklarını aktaran öğretmen, “Öğrencilerin farklı bireysel özelliklere sahip olmaları, sınıfların kalabalık olması ve sınav kağıtlarının okuma yükü nedeniyle sınav sürecimiz zorlu geçiyor. Dinleme sınavlarına öğrencilerin bazıları katılmıyor, tekrardan sınav yapmak zorunda kalıyoruz. Çok fazla kâğıt okuma telaşı oluyor. Öğrencilerde okuma oranı düşük olduğu için konuşma sınavında sıradan ve basit anlatım yapıyorlar. Puanları olumsuz etkilememek için ortalama bir puan vermeye çalışıyoruz. Konuşma sınavlarında 70’in altında puan vermemeye çalışıyoruz” diye konuştu.
Öğretmen, okuma kültürü olmaması nedeniyle öğrencilerin kendilerini ifade etmekte zorlandığını belirterek “Kitaplarla ilgili yaptığımız değerlendirme çalışmalarında öğrencilerin kitapları okumaktan nefret ettiğini görüyoruz” dedi.
‘SINAV YAPMAKTAN İKİ HAFTADIR DERS İŞLEYEMİYORUZ’
Bursa’da görev alan bir Türkçe öğretmeni, yaşadıkları zorlukları şöyle sıraladı: “Uygulamalı sınavlar, müfredatta geri kalmamıza sebep oldu. Öğrenciler için kaygı ve endişe yarattı. Puanlamalar çok nesnel değil. Uygulamalı sınav yaptığımız için iki haftadır ders işleyemiyoruz. Öğretmenler için de aşırı bir iş yüküne sebep oldu.”
Öğretmen, Liselere Giriş Sınavı’na (LGS) hazırlanan 8’inci sınıf öğrencileri için uygulama sınavlarının bir yük olduğunu söyleyerek “Tüm kademelerde değil aşama aşama uygulanmalıydı” dedi.
Bir başka öğretmen, puanlamanın sorunlu olduğunu, “Okullar tam bir curcuna gibi. Okulların LGS hazırlıkları var, deneme sınavları var. Onlar da birleşince her kademede iyice sınav sistemine odaklandık” ifadelerini kullandı.
‘ÖĞRETİM İÇİN KULLANACAĞIMIZ ZAMAN VE ENERJİYİ SINAVA HARCADIK’
İngilizce öğretmeni, uygulamalı sınavlarda 3-5 dakikalık hikayeler dinletip, bunlarla ilgili sorular sorduklarını söyledi. “Öğrenci için de öğretmen için de bir fayda sağladığını düşünmüyorum” diyen öğretmen, yaşadığı zorlukları şöyle aktardı: “Okulun kırtasiye yükü, kâğıt sarfiyatı, öğretmenin iş yükü arttı. Hem okulda hem evdeki zamanımızın çoğunu bunlara ayırdık. Derslerimizden geri kaldık, konularımız yetişmedi. Öğrencilerin, konuşma sınavlarında not baskısından dolayı doğal olamadıklarını gördüm.”
Bir başka İngilizce öğretmeni, öğrencilerin not için 3 ayrı sınav stresi yaşadıklarını söyleyerek, “Bir not için 3 ayrı sınav hazırlığı, uygulaması ve değerlendirmesi gerçekten motivasyonumuzu düşürüyor. Zaman alıyor. Öğretim için kullanacağımız zaman ve enerjiyi sınavlara harcıyoruz. Ölçme eskisinden daha subjektif oldu” dedi.
‘ÖĞRETMENE EK YÜK GETİRMEKTEN İLERİ GİTMEDİ’
Eğitim Sen Bursa Şube Başkanı Derviş Erdem, “Uygulamalı sınavlar görünürde güzel bir uygulama olsa da öğretmene ek yük getirmekten ileri gitmedi. Her dönem için yapılan iki sınav altı sınava çıktı. Türkçe dersinin ağır ve uzun müfredatı düşünülünce dönemin yarısı sınav yapmakla geçti ve müfredattaki konuları yetiştirmek neredeyse imkânsız hale geldi” diye konuştu. Erdem, ayrıca 70’e çıkarılan geçme notunun da velilerle öğretmenleri karşı karşıya getirdiğini belirtti.