11.14.2024

RSF’den, Gazze’de gazetecilere karşı işlenen savaş suçları için Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne dördüncü şikayet

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Gazze’de gazetecilere karşı işlenen savaş suçları için Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne bir yılda dördüncü şikayetini yaptı. Örgüt direktörü Antoine Bernard, “Bir yılda 130’u aşkın gazeteci öldürüldü: Bu gerçek bir katliam. İşlenen dokuz yeni suç için, kasıtlı hedef almayı ortaya koyan makul gerekçelere ulaştık” dedi.

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Gazze’de gazetecilere karşı işlenen savaş suçları için Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne bir yılda dördüncü şikayetini yaptı. Örgüt direktörü Antoine Bernard, “Bir yılda 130’u aşkın gazeteci öldürüldü: Bu gerçek bir katliam. İşlenen dokuz yeni suç için, kasıtlı hedef almayı ortaya koyan makul gerekçelere ulaştık” diye konuştu. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü, İsrail ordusunun Gazze’de işlediği savaş suçlarıyla ilgili olarak Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) dördüncü başvurusunu yaptı. RSF adına açıklamada bulunan RSF  Direktörü Antoine Bernard,”İsrail’in Gazze’deki gazetecilere yönelik işlediği suçlar için UCM’ne dördüncü şikayetini yapıyor. Bir yılda 130’u aşkın gazeteci öldürüldü: Bu gerçek bir katliam. İşlenen dokuz yeni suç için, kasıtlı hedef almayı ortaya koyan makul gerekçelere ulaştık. Bu cinayetler cezasız kaldığı sürece, faillerinin durması için hiçbir sebep bulunmayacaktır” ifadesini kulandı.

RSF’den gelen başvuru açıklaması özetle şu şekilde:

“RSF ilk şikayetini 1 Kasım 2023’te, ikincisini 22 Aralık’ta ve üçüncüsünü 27 Mayıs 2024’te yaptı. Kasım ve Aralık aylarında yapılan iki şikayetin ardından, UCM savcısı Karim Khan’ın makamı RSF’ye, gazetecilere karşı işlenen suçların Filistin soruşturmasına dahil edildiği konusunda güvence verdi. UCM’nin gazetecilere karşı işlenen suçları soruşturmasında, RSF’nin 2018’den bu yana yürüttüğü faaliyetler belirleyici bir rol oynadı. RSF, 7 Ekim’den bu yana Gazze’de gazetecilere karşı işlenen savaş suçlarıyla ilgili UCM’ne şikayette bulunan tek örgüttür. RSF, yaşanan trajedi karşısında, 24 Eylül 2024 tarihinde dördüncü bir şikâyette bulunmaya karar verdi. Örgüt, Aralık 2023 ve Eylül 2024 tarihleri arasında sekizi öldürülen ve biri yaralanan dokuz gazeteciye yönelik saldırıların hangi şartlarda gerçekleştiğini belgeledi.

“GAZETECİLER HEDEF ALINARAK ÖLDÜRÜLDÜ”

Dokuz mağdur arasında bulunan Shams News muhabiri Muhammed Mahmud Ebu Şeria, 1 Temmuz 2024’te evinin yakınında çalışırken İsrail saldırısında yedi siville birlikte öldürüldü. El-Cezire muhabirleri İsmail el-Gûl ve Rami el-Rifi, 31 Temmuz’da görevdeyken arabalarında hedef alınarak öldürüldü. RSF bu trajediyi çevreleyen koşulları ve İsrail’in bu suçu meşrulaştırmak için kullandığı söylemi araştırdı. 18 gün sonra, serbest gazeteci İbrahim Muhareb görev başındayken, bir İsrail tankından açılan iki ateşle “Basın” yazılı yeleğinden vuruldu. Çatışma o kadar şiddetli bir seyir izledi ki, cenazesine ancak ertesi akşam ulaşılabildi. Kurşun isabet eden meslektaşı Salma al-Qaddoumi saldırıdan yaralı olarak kurtuldu. RSF’nin sorusu üzerine İsrail ordusu olayın RSF’nin açıkladığı gibi gerçekleşmediğini söylemekle yetindi ancak daha fazla açıklama yapmaya yanaşmadı. RSF’nin ulaştığı bilgilere göre fotoğrafçı kardeşler Ayman ve İbrahim Muhammed el-Gherbawi de 27 Nisan 2024 tarihinde insansız hava aracıyla düzenlenen bir saldırı sonucu öldürüldü.

“GAZZE’DE 140’TAN FAZLA GAZETECİ İSRAİL GÜÇLERİNCE ÖLDÜRÜLDÜ”

RSF, yürüttüğü kapsamlı araştırmalar yoluyla, 2 Kasım ve 23 Aralık 2023 tarihli saldırılarda öldürülen Filistin TV muhabiri Mohammed Abu Hatab ve El-İstiklal muhabiri Mohamed Nasr Abu Huwaidi’nin hedef alınmasına dair gerekçeleri geliştirmesini de sağladı. Örgüt, UCM’nden bu suçların yanı sıra, 7 Ekim’den bu yana Gazze’de 32’si görev başında olmak üzere hedef alınan 140’tan fazla gazetecinin İsrail güçlerince öldürülmesini de soruşturmasını talep ediyor. Bu dosyaları derlemek için RSF, Gazze’ye uygulanan ablukaya ve iletişim güçlüklerine rağmen sahadaki muhabirleri ve kaynakları tarafından toplanan geniş bir bilgi yelpazesine dayanıyor. Doğrulama sürecini ise elde edilen videolar, referanslar ve çevrimiçi belgeler besliyor.”