11.14.2024

Rusya ile ilişkiler artık farklı.. Putin ‘tarım koridoru’nu fesih kararını Türkiye’yi üzme pahasına aldı

Nüfusu fazla ülkeler tahıl ihtiyaçlarını iki ülkeden karşılıyor: Rusya ve Ukrayna… Rusya-Ukrayna savaşı bu sebeple tahıl -buğday, arpa, mısır- ihtiyacını onlardan karşılayan Çin…

Nüfusu fazla ülkeler tahıl ihtiyaçlarını iki ülkeden karşılıyor: Rusya ve Ukrayna…

Rusya-Ukrayna savaşı bu sebeple tahıl -buğday, arpa, mısır- ihtiyacını onlardan karşılayan Çin dahil pek çok ülkede tedirginlikle karşılandı.

İki ülkenin ürettiği tahılın ihtiyacı bulunanlara zamanında ulaşamaması pek çok ülkede açlığa bile yol açabiliyor.

İki tahıl deposu ülkenin -Rusya ile Ukrayna’nın- devreden çıkması, bu ürünlerin fiyatlarını da dayanılmaz biçimde artırmayla sonuçlanıyor.

Türkiye’nin birbirleriyle savaşan Rusya ve Ukrayna ile ilişkilerini olumlu biçimde yürütmesi, ‘tahıl koridoru’ anlaşmasını kotararak, dünyayı bu tehlikeden hiç değilse bir süreliğine kurtarması ile ilk meyvesini vermişti.

Vladimir Putin daha çok Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ricasını kırmayarak, o anlaşmayı onaylamıştı. Bunu da her fırsatta ifade ettiğini biliyoruz Putin’in…

Geçtiğimiz günlerde birdenbire anlaşmanın tek taraflı olarak feshedilmesi ve ‘tahıl koridoru’nun Ukrayna bölümünün denklemden çıkartılması, bu arka-plan akılda tutulduğunda, Putin’in birşeylerden mutlu olmadığı anlamına da geliyor.

Her ne kadar Rusya anlaşmanın kendi tahıl üretimlerini olumsuz etkilediğini ileri sürerek bu kararı almış olsa da, buğday rekoltesinin bu yıl rekor seviyeye ulaşması o gerekçenin geçersiz olduğunu, kararın alınmasında daha başka sebeplerin aranması gerektiğini düşündürüyor.

Ukrayna savaşı Rusya’nın planladığı gibi gitmiyor. Batılı ülkelerin silah, teçhizat ve askeri eğitim alanlarında Ukrayna’ya verdikleri kapsamlı destek, savaşı başlatan Rusya’nın kısa sürede sonuç almasını engelledi.

Dahası, Ukrayna bir-iki denemeyle savaşı Rusya içerisine taşıyabileceğinin işaretlerini de verdi.

Putin’in kendi elini kirletmemek istediği coğrafyalarda -ve bu arada Ukrayna’da da- kullandığı paralı askerler örgütü Wagner’in Moskova’ya yürüme girişimi de Rusya’nın görünümünü bozdu.

Wagner’in yaptığı bir tür isyan girişimiydi.

Bütün bu saydıklarımın ‘tahıl koridoru’ anlaşmasının tek taraflı feshinde hiç kuşkusuz payları var.

Ancak daha da önemli sebep, Putin’in Türkiye’den beklentileri konusunda yaşadığı hayal kırıklıkları…

Moskova Türkiye’nin izlediği dış politikadan yakın tarihlere kadar memnundu.

Hatta buna ‘fevkalade memnundu’ da denebilir.

Türkiye ile Rusya, özellikle Suriye ve Libya’da farklı politikalar izleyen iki ülke olmalarına rağmen, Ankara’nın Batı ile sorunları sebebiyle izlemekte olduğu politik çizgi, Moskova için önem taşımaktaydı.

NATO üyesi Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’yı üye almak isteyen örgüte sorun çıkartması, ABD ile sözlü çatışmalarını sürdürmesi, Rusya’yı umutlandırmaktaydı.

Moskova’da karar verici kadroların -özellikle de Putin’in- Türkiye’nin sonunda NATO’dan ayrılmasını veya diğer NATO ülkeleri tarafından dışlanmasını, hatta NATO’dan kovulmasını beklediği de düşünülmekteydi.

Bazı gözlemciler, Türkiye’yi İsveç’in NATO üyeliğine itiraz etmesinin gerekçesi olan Kur’an-ı Kerim’i yakma olaylarının arkasında Moskova’nın bulunabileceği görüşündeler.

Finlandiya’dan sonra İsveç’in üyeliğine koyduğu rezervi de kaldırdı Türkiye.

Hiç kuşkusuz Putin bu politika değişikliğinden memnun olmamıştır.

Bir süredir Türkiye’de bulunan bir grup Ukraynalı komutanın, suçluların iadesi kuralı uygulanarak, geçen yılın sonunda ülkelerine gönderilmesi de herhalde Putin’de şaşkınlığa sebep olmuştur.

Çok önceden ilan edilmiş olduğu halde Putin ile Erdoğan arasındaki görüşmenin sürekli ertelenmesi de bu çok taraflı gelişmelerle ilişkili sayılabilir.

Medya, özellikle de AK Parti’nin itibar ettiği gazeteler ve TV kanalları, yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığım yeni gelişmeleri gözardı ederek, iki ülke arasındaki ilişkilerin eskisi gibi sürdüğü zannıyla, konuları hafife alan yayınlar yapmaktalar.

Görünen, Rusya ile Türkiye arasındaki birbirine anlayışla yaklaşma döneminin sona erdiğidir. Elbette Ankara attığı her adımın Moskova tarafından nasıl değerlendirileceğini bilerek o adımları atmakta. Buna karşılık Moskova’dan hiçbir şey olmamış gibi bir mukabele görmeyi herhalde beklemiyor Ankara.

Şu aşamada benim merak ettiğim, Türkiye’nin Rusya ile aranın açılmasını getirmesi kaçınılmaz Batı’ya biraz daha yaklaşma politikasının, yeni hükümetle -özellikle de yeni dışişleri bakanı Hakan Fidan ile- ne derece ilgisi bulunduğudur.

Rusya’yı ve Putin’i en iyi tanıyanlardan biridir Hakan Fidan; kendisinin dışişleri bakanı olmasıyla keskinleşen yeni dış politika tercihlerinin Moskova’da nasıl değerlendirileceğini de elbette iyi bilir.

Son bir notu da aktarayım.

Euronews ajansı dün şu haberi geçti:

‘‘Ukrayna Savunma Bakanlığı, Türk şirketi Baykar Makina ile Ukrayna’da insansız hava araçlarının bakım ve onarımı için bir servis merkezi inşa etmek üzere bir anlaşma imzaladığını duyurdu.’’

Bu da yeni bir önemli gelişme