Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ekonomide orta vadeli program hazırlıkları yapıldığını ve kosa süre içinde açıklanacağını söyledi. Böylelikle, ekonominin geleceğine dair temenniler, tahminler ve biraz da kaygılardan oluşan paket kurula bağlanacak. İçeriye ve bilhassa dışarıya yol haritası gösterilecek. Başta, Türkiye’nin neden yatırım için uygun olduğu veya olacağı anlatılacak; beraberinde de yakın zamana kadar sürprizlere açık ve günübirlik idare edilen ekonomide bağlayıcı bir metne kavuşacağız. Eğer iyi bir program olursa ve uygulanırsa ekonomide derinleşen krize karşı hiç olmazsa bir haritamız olacak.
Gelin görün ki hem bir ekonomi programının işe yaraması için hem de genel olarak Türkiye’nin sancılarının dinmesi için bir metin yetmiyor. Hukuk olmadan ekonomi olmayacağı gibi konu Türkiye olduğunda ve Türkiye’nin finansman/yatırım ihtiyacı büyük ölçüde Batı’ya bağlı olduğunda geniş bir demokratik vizyon şarttır. Sadece Merkez Bankası ya da ekonomi kurumları değil, yargı de öngörülebilir ve şeffaf olmalıdır. Yargının üzerinde adeta kural haline gelen siyasi baskı kalkmalıdır.
Yetmez, başta ihaleler olmak üzere bütün kamu harcamaları etkili bir denetime kavuşturulmalıdır.
Yetmez, kamu bankalarının çalışma prensipleri kurallı ve yine denetlenebilir hale getirilmelidir.
Yetmez, fikir özgürlüğü yani basın hürriyeti olmalıdır.
Yetmez, yargı veya siyaset veyahut da siyasal güç kullananlar marifetiyle toplumda oluşan gerilim bitirilmelidir.
Yetmez, bilhassa kamuda liyakat ve ehliyet bükün kurumlarda birinci kural olmalıdır.
Yetmez de yetmez…
Bu yetmezler ekonomide zaten zor olan durumu daha da umutsuz bir daireye hapsetmesin. Gerçeğimiz budur. Yıllardır art arda yapılan yanlışlar ve deneme tahtasına çevrilen ekonomi ve beraberinde kamu idaresinin ürettiği hasarı kaldırmanın ilk adımı o gerçekle yüzleşmektir.
Eğer istenirse çıkış bulmak mümkündür de. Öncelikle, geride neyin yapılması veya neyin yapılmaması gerektiğini anlatan büyük bir tecrübe vardır. Sadece Ak Parti iktidarlarının tecrübesi bile bunu görmek, anlamak ve yeniden yorumlamak için yeterli malzemeyle doludur. Elde böyle bir birikimi varken, artık hata yapmak istemeyen, istemezse yapmaz, yapamaz. Önümüzde de henüz kapağı açılmamış çok uzun bir beş sene bulunmaktadır. Gerekenler yapılırsa ortada ne enflasyon kalır, ne yolsuzluk ne yargı problemi ne de kötü yönetim. Liyakat yerleşirse kimse geleceğini kimse geleceğini Avrupa’da aramaz, kimliklerin damarına basılmazsa kimse de yumrukları sıkılı halde dolaşmaz.
***
Ekonomi programı sadece bu şartlarda başarıya ulaşır. Ekonomiyi diğer alanlardan bağımsız düşünerek cari açık uğruna makyaj yapmak da kimseyi ikna etmez. Ekonomi diğer bütün faktörlerden bağımsız olsaydı zaten bu müzmin kriz durumu olmazdı, unutmayalım. Ekonomi kötü giderken başka sektörlerin -yargı, eğitim, medya, akademi- sanayii- konut vs.- de en az ekonomi kadar kötü seyretmesi tesadüf değildir. Hepsi bileşik kapların ayrılmaz üniteleridir. Maharet, ünitelerin tamamını aynı anda bir hedefe doğru ortak bir vizyonla harekete geçirebilmektedir. Kurallı, şeffaf, öngörebilir ve hukuk otoritesi nezaretinde; yani demokratik zeminde bir vizyon olmazsa olmaz öneme sahiptir. Cumhurbaşkanlığına ve Meclis çoğunluğuna sahip bir iktidarın bu yola girmesinin önünde de engel yoktur. Niyet olduktan sonra…