05.02.2024

Semra Kuytul: Bir derdimiz var. Kamuoyunun bunu anlamasını ümit ediyorum

Semra Kuytul Hocahanım, Adana’da teravih namazı kılmak isteyen beş on kişilik bir gruba yapılan polis müdahalesini ve sonrasını değerlendirdi. Ümmet olmaya çalıştıklarını ifade eden Hocahanım, “bu olayı takip edenler inşallah ön yargısız izlerler ve derdimizi anlamaya çalışırlar’ dedi.

Semra Kuytul Hocahanım, dün akşam Adana’da, sosyal mesafe kuralına uyarak namaz kılmak isteyen az sayıda Furkan gönüllüsüne yapılan orantısız müdahale hakkında açıklamalarda bulundu.

Olayın en başından itibaren içinde bulunduğunu belirten Hocahanım, menfur vakayı şu şekilde özetledi:

Moğol Saldırısı Gibi”

Ben akşam teravih saatinden bu yana olayın içerisindeyim. Bu insanlar sadece namaz kılmak istediler. Ben o esnada olayı görmedim. Beylerden sayıları 10’a yakın kimse namaz kılmak istemiş. Orada çok ciddi bir şekilde şiddete maruz kalma durumu olmuş. Yani sosyal mesafeyse sosyal mesafeye dikkat edilmiş, maskeyse maske takılmış. Böyle bir durumda polisin normal bir uyarı yapması, dağılmalarını müzakere yoluyla söylemesi gerekirdi. Karşıdaki insanlar cani değiller, silahlı değiller, suçlu değiller, sicilleri tertemiz insanlar, Müslüman, namazlı abdestli insanlardır. Bir arkadaşımız güzel bir benzetme yaparak ‘Moğol saldırısı gibi’ dedi. Gerçekten öyle.

“Bunu Reddediyoruz”

Müslümanların eziklik psikolojisine büründürüldüğünü ve zulme sessiz kaldıklarını ifade eden Hocahanım, şunları söyledi: ‘Ben şunu tekrar hatırlatmak istiyorum. İslam aleminde Müslümanlara öyle bir eziklik psikolojisi yerleştirdiler ki daha zulme uğramadan, zulmü kendine reva gören Müslüman modeli ortaya koydular. Öyle olmamızı istiyorlar. Biz bunu reddediyoruz. “

Meşru Şekilde Mücadele Veririz

Her bir kardeşlerinin saçının telinin dahi kıymetli olduğunu belirten Hocahanım, zulme uğradıkları takdirde meşru mücadelelerini vererek kardeşlerini yalnız bırakmayacaklarını şu sözlerle belirtti:

Biz bu zulmü kendimize reva görmüyoruz. Bizim canımız kıymetli, bizim malımız kıymetli, bizim bir kardeşimizin saçının teli, tırnağı kıymetli, onlar onlara bunu yaparlarsa biz de buna karşı elimizden gelen meşru tepkimizi verir, sosyal medyada da paylaşırız. Bunu yapanların cezasını bulabilmesi için elimizden gelen gayreti de gösteririz. Çünkü biz Müslümana, kardeşimize kıymet vermenin ve bu ruhun yeniden dirilmesini de istiyoruz. Hakikaten de kıymetli diyoruz. Elimizden geldiğince de zulme karşı durmaya çalışıyoruz. Yüz binler, yüz binler öldüğü için Müslümanlar ölmeye, zulme uğramaya, mallarının ellerinden alınmasına alışmışlar. Öyle olunca ‘alışmışlık psikolojisiyle’ böyle şeyler zaten olur düşüncesindeler. Biz buna hiçbir zaman razı olmadık, olmayacağız. 

Çarptırmalar Acımasızca

Yaşadıklarının çarptırılmaya çalışıldığını belirten Hocahanım, yapılan suçlamaların acımasızca olduğunu, dini istismar değil, dinin izzetini muhafaza etmeye çalıştıklarını belirtti:

Biz bir ümmet olmaya çalışıyoruz. Yaptığımızın yanlış anlaşılmaya çalışıldığını ya da çarpıtılmaya çalışıldığının da farkındayız. 

Bizleri provokatörlükle, sosyal medyaya malzeme taşımakla, dini istismar etmekle suçluyorlar. Bunlar gerçekten çok acımasız suçlamalardır. 

Dini istismar etme durumu yok dinin izzetini muhafaza etmeye çalışma durumu söz konusudur. Provokatörlük durumu yok. Şiddete karşı izzetli bir duruş gösterme durumu söz konusudur. Sosyal medyaya biz malzeme toplamıyoruz. Maalesef Adana polisi, böyle periyotlarla sosyal medyaya kendisi malzeme veriyor. Yani dolayısıyla nereden bakarsanız olay; onların tarafı doğruymuş gibi görünüyor ama ben samimi ya da normal bir şekilde bakan herkesin bu olayın arkasındaki mağduriyeti anlayacağını inanıyorum. 

Bizi Baskılamaya Çalışıyorlar

Ayrıca evlerinin bulunduğu merkezi caddeyi polis ablukası altına alınarak baskılanmaya çalışıldıklarını belirten Hocahanım, şunları kaydetti: 

 Evimizin bulunduğu mahalleyi ablukaya alıyorlar. Şu anda evimizin dört bir taraf kapatılıyor. Bu şekilde hem bizi baskılamaya hem de mahalle sakinlerinin rahatsız olup bize baskı yapmasını sağlamaya çalışıyorlar. Bunlar adım adım ilerleyen ve gerçekten bir topluma korku salma yöntemleridir. Bunların tedbir kapsamında, emniyet güvenlik kapsamında yapıldığını söyleseler de biz onların bu dediğine inanmıyoruz. Bunlar tamamen baskılama yöntemleridir. 

Konuşmasının sonunda olayı takip edenlere seslenen ve dertlerinin anlaşılmasını ümid ettiğini belirten Hocahanım şöyle konuştu:

Bize Hak Vereceklerini Umuyorum”

Türkiye ne günlere gelmiş, halkımızın bunu artık anlaması lazım. İnşallah Müslümanların uyanışına vesile olur. Olayımızı takip eden herkese selam ediyorum. Olayı tarafsız ve doğru bir şekilde algılamaya çalışırlarsa, bize hak vereceklerini umut ediyorum. Ön yargılı bakışlarla bir yere varılmaz. İnşallah bizi anlama niyetiyle dinlerler, derdimizi anlamaya çalışırlar. Bizim bir derdimiz var. Bunu kamuoyunun anlamasını ümit ediyorum.