Semra Kuytul Hocahanım 30 Ocak operasyonundan birkaç gün sonra kendisiyle gerçekleştirilen bir röportajda operasyonun asıl sebebini anlattı.
30 Ocak 2018’de Furkan Vakfına ve Alparslan Hoca’da dahil bir çok Furkan gönüllüsünün evine şafak operasyonu yapıldı. Operasyondan sonra Semra Kuytul Hocahanım ile çeşitli röportajlar gerçekleştirildi. Hocahanım operasyonun üzerinden henüz birkaç gün geçmişken kendisiyle gerçekleştirilen bir röportajda önemli açıklamalar yaptı.
22 Nisan’da polisin sert müdahlesine rağmen kimsenin mukavemet göstermediğini, Alparslan Hoca’nın yetiştirdiği talebelerin İslam ahlakına sahip olduğunu, ve hiçbir zaman polisiye olabilecek bir olaylarının olmamasına rağmen 30 Ocak operasyonuna maruz kaldıklarını ve operasyon yapılmasının, yıllardır konferasnlarının engellenmesiyle aynı sebep olduğunu söyleyerek sebebin; Alparslan Hoca’nın iyi niyetli tenkitleri ve tevhidi anlatması olduğunu belirtti. Ayrıca Alparslan Hoca’nın müebbetle yargılansa dahi doğru bildiğini söylemekten vazgeçmeyecek bir insan olduğunu vurguladı.
Semra Kuytul Hocahanım’ın açıklaması şöyle;
Böyle baskın tarzından bir operasyon ilk defa gerçekleşti. 3-4 yıldır konferanslarımızn engellenmesiyle başlayan ciddi bir süreç içerisindeydik. Vakfınımızın faaliyetlerini ve tebliğ çalışmalarımızı devam ettirebilmek için mücadele ediyoruz. Kardeşlerimizi İslam ahlakıyla yetiştirmeye çalışıyoruz ve hak hukuka dikkat ediyoruz.
Bu operasyon çok başka bir şey. Sabahın erken saatlerinde evlermizi basılıyor, özel harekat içeriye giriyor, ellerini kaldır diyerek terörist gibi muamele ediyor, yere yatırmak istiyor, postallarla ağır silahlarla içeriye giriyor, biz hayatımızda silah görmemiş insanlarız ama böyle bir muameleye maruz kaldık.
Böyle birşeyin yaşanmasının sebebi ne olabilir? Dün neden konferanslarımız engelleniyorsa aynı sebep. Kamuoyunun da bildiği üzere hocamızını bazı tenkitleri vardı. Tenkitten ziyade doğruyu söyleme gibi bir yönü var. Haksızlığı gördüğü zaman dayanamıyor. Sakıncalı bir şey gördüğü zaman banane diyemiyor. Her müslümanda olması gereken ahlak onda çok bariz bir şekilde var. Memleketin başına gelecek bir bela varsa bundan banane demiyor. Sorumluluk hissiyle vazifesini yerine getirmeye çalışıyor. Bir memlekette yöneticilere nasihatlerde bulunan bir alimin olması o memleketin hayrınadır. Dinleselerdi belki ülke bu hale gelmezdi. Bir çok konuda da haklı çıktı. Dolayısıyla bu tenkitler birilerini çok rahatsız etti. Artık yeter demek istediler.
Bu şekilde hareketimize nokta koyacaklarını zannettiler. Onların bir planı varsa Rabbimizin de bir planı var elbet. Nokta koymak öyle kolay değil.
Bu bir tenkit meselesi. Bunu her zaman hocamız açıklıyor; “ben tenkit ediyorum birde tevhidi anlatıyorum ondan dolayı” diyor. Tevhidi anlatması ayrı birilerini rahatsız ediyor, tenkit etmesi de başka bir yere çomak sokmak manasında iki taraftan bir rahatsızlık sözkonusu. Bu iki ihtimalde de hocamız geri çekilecek bir insan değil. Müebbetle de yargılasalar o bildiğinden vazgeçecek bir insan değil. Bunun, onu az çok tanıyan herkes farkındadır. Ne yaparlarlsa yapsınlar bildiğinden vazgeçecek biri olmadığını kamuoyuna ispatlamış biridir.
Bir takım iftiralarla gündemi değiştirmeye çalışıyorlar; suç örgütü kuruyormuş, vakıfta para bulunmuş, gizli geçitler varmış, cumhurbaşkanına hakarette bulunmuş, kalemi kırılmıştır demiş. Olmuş bitmiş meseleler ısıtılmak suretiyle sanki bunlar yüzünden operasyon yapılmış gibi gösteriliyor. Hayır, onlardan dolayı operasyon gerçekleştirilmedi. Anlattığı konuştuğu şeylerin rahatsız ettiği kimseler harekete geçmek için uygun vaktin geldiğine karar verdiler. Bu, yıllardır bizim beklediğimiz birşeydi. Sürekli kulağımıza bugün yarın baskın olacağı geliyordu. Bilmediğimiz bir şey değildi. Çünkü hocamız her zaman diyor; ben bu yola sonucunu bilerek girdim. Dolayısıyla böyle bir şey neden başımıza geldi diyecek durumda değiliz. Daha fazlası da gelebilir hiç önemli değil.
Başlarımız Allah yolunda feda olsun. En kısa zamanda bu süreci de atlatacağımıza inanıyorum.