Semra Kuytul Hocahanım yaptığı paylaşımda yeni bir devlet tanımı ortaya koydu. ‘Paranoyak Devlet’ kavramını izah eden Hocahanım;

“Bu tip devletler ‘çıt’ sesini büyük bir tehlike gibi addederken toplumun çöküşten kaynaklı çatırdama gürültüsünü duymazlar” ifadelerini kullanarak devlet eliyle maruz kaldıkları usulsüzlüklere göndermede bulundu. Hocahanım’ın paylaşımının tamamı şöyle:

“Siyaset bilimine katkı sağlama amaçlı (!) özellikle son 5 yılda edindiğim YOĞUN TECRÜBELERLE bir “devlet tanımı” da ben yapabilirim diye düşünüyorum.. Tanım yapabilmek bilimsel bir alanda önemli bir seviyedir elbette ama sanırım ben bunu bedel ödeyerek hakettim.

“Sınırsız usulsüzlük ve hukuksuzluklar sonrasında, bilinçli (uyanan ve kendini eğiten) bir kitle ile karşılaşan ve her an yıkılma korkusuyla aşırı korunma refleksine giren, tavşandan korkan avcı misali sıkı tedbir stratejisi üzerine kurumsallaşan, PARONAYAK DEVLET YAPILANMASI..

” Bu özelliklerdeki devletlerde, “paronayak yapılanma” kamu kurumlarının genelinde memurundan, amirine daimi bir tedirginlik hali olarak kendini gösterir. Bu tip devletler “çıt” sesini büyük bir tehlike gibi addederken toplumun çöküşten kaynaklı çatırdama gürültüsünü duymazlar..

Yine bu tip devletlerde suç ve değer yargıları da farklıdır. Kişilere hatta devlete karşı işlenen büyük suçlar bile toplumsal tehlike olmaktan çıkarak, yıkılma korkusundan kaynaklı refleks ile en küçük bir eleştirel yada muhalif söylem büyük bir suça dönüşmüştür..

Paranoyak Kurumsal Yapılanmaya misal olarak; Polis burada kanunen suç yok ama ya varsa der ve müdahale eder. Savcı benim görmediğim suçu gören olabilir der işi garantiye almak için ceza ister, hakim hukuken suç görmüyorum ama acaba devlet burda ne görüyor diyerek riske(!) girmez!

Tedirginlik hali bazen böyle seyrederken bazı kuvvetli şühpe(!) hallerinde ise işi hiç riske atmayarak(!) tamamen kanuna göre değil de bizzat devlette yetkili kişilerin talimatına göre hareket etmeye döner.. Çünkü gerçek suçu ve suçluyu ancak onlar bilirler (!)…”