11.14.2024

Soylu’dan HDP çıkışı: AYM’nin alacağı kararın bir hükmü yoktur

Katıldığı bir sahur programında konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu “Diyarbakır Anneleri HDP’yi kapattı Allah’ın izniyle. Anayasa Mahkemesinin alacağı kararın hiçbir hükmü yoktur” dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AK Parti Bayrampaşa teşkilatının sahur programına katıldı. Muhalefeti eleştiren Soylu, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için “Kılıçdaroğlu diyor ki iktidarı değiştireceğiz. Ya millet seni değiştirecek farkında değilsin. Bazıları en son öğrenir ya başına geleceği, zannediyorum o en son öğrenenlerden birisi olacak kendisinin değişeceğini” dedi.

‘BACAKLARINI KIRIN DEMİŞİM, KÖTÜ BİR ŞEY Mİ?’

Uyuşturucuyla mücadele yöntemlerinden bahseden Soylu, daha önce yaptığı “Bacaklarını kırın” ifadesini yineledi ve şöyle konuştu:

“Biz terörle mücadele ettik, başarılı olduk mu? Burada bir imza atıyoruz. Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde, dünya teslim olmuşken bu uyuşturucunun kökünü kazımak bizim bu millete namus borcumuzdur. Hiç acımayız. Eskiden okulların önünde uyuşturucu satıcıları vardı. Ölümün 941 olduğu gün bunu söyledim. Çünkü derdimizi herkesle paylaşmak lazım. Onlar parayı nereden buluyorlar? Ya satacak. Ya annesinden, babasından isteyecek veya çalacak. Beni kınadılar. Ben ne demişim? ‘Okulların önünde çocuklarımıza uyuşturucu satanı gördüğünüz anda bacaklarını kırın’ demişim. Bu kötü bir şey mi? Bu mücadeleyi dünyada en güçlü yürüten ülkeyiz. Biz Müslümanız. Biz büyük bir medeniyetin evladıyız. Biz çocuklarımızı uyuşturucuya, batının uyguladığı bir sipariş yok etme taktiğine kaybettirmeyiz. Bu kadar basit.”

‘DERTLERİ TAM BU’

Soylu, cuma günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a cumartesi gecesi Bayrampaşa’da sahur programına katılacağını söylediğini aktardı. Daha sonra 1950 yılındaki genel seçimlerde ‘açık oy, gizli tasnif’ yapıldığını ifade eden Soylu şunları söyledi:

“Tam 21 yıldır AK Parti ve bu kadrolar Türkiye’de büyük bir devrimin altına imza atıyorlar. Atmamış olsaydınız bir fiskeyle, hani bazen Amerikan büyükelçileri çıkıyor, laflar söylüyor. Hükümetin kimyası bozuluyor idi. Öyle değil mi? Hükümetin kim? Yani şimdi Amerikan Büyükelçiliğini boş verin Amerikan Başkanını kimse sallamıyor Türkiye’de. AK Parti Türkiye’yi o noktaya getirdi. Dertleri tam bu. Birçok badirelerden geçildi. 27 Nisan’da denediler. Muhtara verince karşısına belki de demokrasi tarihimizin en kimlikli çıkışı ortaya konuldu. Gezi olaylarında 3,5-4’tü faiz? Ne dediler? İşte İstanbul Havalimanı’nı yapmayın. Niye? Çünkü dünyanın en büyük istasyonlarından birisi olacak. Orta Doğu, Afrika, Avrupa dünyanın en önemli istasyonlarından birisi olacak. Avrupa’nın pabucu dama atılacak, yapmayın. Kime söyletiyorlar bunu? Bu ülkede yetişen evlatlarımıza. Doğru mu? İki, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü yapmayın. Niye yapmayacağız? Çünkü tırlarımız, kamyonlarımız şehrin dışından geçerse ticaretimizi daha rahat bir şekilde yapabiliriz. Üçüncü köprüye ihtiyacımız var. İstanbul sıkışmış. Yaptık mı? İstanbul Havalimanı’nı yaptık mı? Yaptık.”

‘OH DENİR’

Soylu, yaptıklarının engellenmeye çalışıldığını iddia etti. Enerji alanından bahseden Soylu şöyle devam etti:

“Eğer tam bağımsız olmak istiyorsanız en önemli meselelerden bir tanesi enerjidir. Türkiye bir nükleer santrale başlayacak. Mersin’de nükleer santral yapılacak. Tayyip Erdoğan kararını vermiş, imzasını atmış. Size muhtıra veriyoruz diyor, yapmayın. Niçin? Elimizi elin adamına açacağız da onun için. Ama onlar tabii bu milletin çok çalıştığı ve duasının bereketli olduğunu bilmediği için. Sakarya’da gaz sahasından doğal gaz çıkacağını da hesap etmediler. Hesap etselerdi belki oranın kazılmasını engellerlerdi. Aynı zamanda bir taraftan terörü fişekledikleri için. Gabar’ın terörden temizleneceğini hesap edip orada Bayrampaşa’da oturan Esma Çevik kızımızın isminin verildiği o kuyulardan petrol fışkıracağını ve hem de kaliteli petrol. Öyle işlenen rafineri petrol değil yani. Koy çalışsın. Bu kadar kaliteli bir petrol çıkacağını hesap edemediler. Hesap etselerdi Amerika bir şekilde o tezgahı da bir şekilde başka bir noktaya evirmek isteyebilirdi. Şimdi Avrasya’ya itiraz ettiler. Peki Avrasya bugün çalışıyor mu? Marmaray’a itiraz ettiler. Bugün çalışıyor mu? Kuzey Marmara yoluna itiraz ettiler. Su havzaları ormanlar diye hepiniz hatırlıyorsunuz. Peki çalışıyor mu? Hepsi çalışıyor. Buna ne denilir biliyor musun? Oh denir.” diye konuştu.

‘HERKES NE DİYOR?’

Hükümet olarak engelleme girişimleriyle karşılaştıklarını yineleyen Soylu, Kılıçdaroğlu ile Erdoğan’ı kıyasladı: “Bütün bu altyapıyı gerçekleştirdik. Bölünmüş yollarından, otobanlara, otoyollara kadar. Diğer yüklere kadar aynı zamanda tünellere kadar. Bütün bu altyapıyı gerçekleştirdik. 81 ilde üniversitelerine kadar 56 ildeki havalimanlarına kadar Türkiye bambaşka bir tablonun içine girdi. Neye rağmen Gezi olaylarına rağmen. Neye rağmen? 17-25 Aralık’ta yeniden bir imtihanla karşı karşıya kalmamıza rağmen. Neye rağmen? 6-8 Ekim olaylarında ülkemizin bir bölümünü tarumar etmelerine rağmen şimdi diyoruz ya işte mesela deprem konutları var doğru mu? Yapılıyor. Kimse Kılıçdaroğlu yapar diyor mu? Kimse diyor mu? Kimse Tayyip Erdoğan yapamaz diyor mu peki? Hayır. Herkes ne diyor? Yaparsa reis yapar diyor” değerlendirmesinde bulundu.

Soylu’nun konuşmasından öne çıkan diğer başlıklar şöyle:

ADAMI KAFASINDAN TERS ÇEVİRİRLERDİ: “Cumhurbaşkanı’mız Recep Tayyip Erdoğan’ın sayesinde biz Ayasofya’da sadece namaz kılmıyoruz. İnsanlar ibadet etmiyor. Dünyaya bayrak çektik biz Ayasofya ile. Siz ne yaptınız? Tayyip Erdoğan ne yaptığını biliyor. Bunlar hayal edemeyeceğimiz gelişmelerdi. Herkesin birbirine sus, sakın bunları konuşma dediği gelişmelerdi. Araba üreteceğiz biz. Araba üretecek kim varsa, adamı kafasından ters çevirirlerdi Türkiye’de.

BAY BAY KEMAL DİYECEK: Bugün Kılıçdaroğlu diyor ki ‘geziyor, siyaset yapıyorlar TOGG’larla beraber.’ Kılıçdaroğlu sana söylüyorum, biz bu seçimi bu milletimizin o yüksek ferasetiyle o kadar güçlü kazanacağız ki bu millet Kemal’e de bay bay diyecek. Bize gitsinler diyorlar. Biz gideceğiz de kim gelecek? Aile yapımızı bozmak isteyen her belediyede acaba bir LGBT bürosu kursak da bu milletin aile yapısını bozsak diye çaba harcayan ve özellikle LGBT’ye karşı yapılacak her şeye iktidara gelince yasak edileceklerini ifade eden ya o zaman ilk önce kendi evinden başla kardeşim. Bu milletin huzuruyla, ailesiyle, aile yapısıyla ne uğraşıyorsun ya? Kendi evinden başla. Madem aynı cinslerin evliliğini istiyorsun, kendi evinden başla. Bu milletin başına niye musallat oluyorsun. Müslümanlığımıza, inancımıza, değerlerimize, milliyetimize, geleneğimize niye musallat oluyorsun ya? Madem bu işe meraklısın. Hadi belediyeleri yapsalardı ya. Öyle fırsat vermeyiz. Biz gideceğiz. Bu LGBT’ciler gelecek. Aynı cinslerin evlenmesini isteyenler gelecek. Tövbe estağfurullah ya.”

BİZ GİDECEĞİZ DE KİM GELECEK: Biz gideceğiz tamam biz gideceğiz. Kim gelecek? Irak’ın kuzeyinde operasyon yapıyoruz değil mi? Suriye’nin de kuzeyinde operasyon yapıyoruz. Niçin? Bir terör devleti kurmak istiyorlar. Nereden? Hakkari’nin karşısındaki Harbuk’tan Hatay’ın karşısındaki Afrin’e kadar bir terör devleti. Kurmak istiyorlar mı? Başlarında kim var? Amerika. Adamların askerleri şurada Amerikan bayrakları var. Orada ring atıyorlar. Bir de adamlarından etkisiz hale getirdiğimiz zaman onlarla beraber ağlıyorlar. O kadar birbirlerine inanmışlar. Ya siz ne kadar inanırsanız inanın ya. Topunuz bir araya geldiniz Çanakkale’yi geçemediniz. Topunuz bir araya geldiniz bu ülkeyi teslim alamadınız ya ne kadar inanırsanız inanın.

KAYYUMLAR KALKACAK DA NE OLACAK?: Ne diyor Kılıçdaroğlu? Diyor ki öyle diyor ‘operasyon moperasyon olmayacak’ Nerede olmayacak? Irak’ın kuzeyinde. Nerede olmayacak? Suriye’de. Peki orasını biz güvenli bölge haline getirdik. Orada şu anda 6 milyon Suriye’den alt bölgelerden oraya gelen insanlar var. Onlara briket evler yaptık. 100 bin tane yetmedi her türlü meseleleriyle ilgileniyoruz. O ne olacak? PKK’dan kaçtıkları için. Öyle mi? DEAŞ’tan kaçtıkları için oradalar. Rejimden korktukları için ordalar. Onlar da Türkiye’ye gelecekler altı milyon insan. Bakın şu anda Türkiye çok büyük bir tehlikeyle karşı karşıya. HDP’nin PKK’nın bir Cumhurbaşkanı adayı var mı? Yok. Peki kimi destekliyorlar? Bunu bütün Türkiye biliyor mu? Herkes biliyor mu? ve bunu açık açık yapıyorlar. Ondan sonra diyorlar ki Kuzey Irak’taki Suriye’deki operasyonlar bitecek. İç güvenlik operasyonları bitecek. Oradaki kayyumlar kalkacak, kayyumlar kalkacak da ne olacak? Biz belediyeciliği CHP yapıyor kayyum mu atıyoruz? Başka partiler yapıyor, kayyum mu atıyoruz? Hayır. Kim belediyesindeki paraları teröre harcıyorsa, bu Diyarbakır anneleri niye orada oturuyor ya?”

AYM KARARININ HÜKMÜ YOK: “Size bir şey söyleyeyim. Diyarbakır Anneleri HDP’yi kapattı Allah’ın izniyle. Anayasa Mahkemesinin alacağı kararın hiçbir hükmü yoktur. Anayasa Mahkemesi’nden önce Diyarbakır anneleri oturdular, HDP binasının önünde HDP’yi seçime sokmadılar. Şimdi ne yapacak? Diyor ki tutsakları diyor, tutsak kimmiş? Apo tutsakmış, Selo tutsakmış öyle mi? Doğru mu? PKK’cılar tutsakmış, ne yapacaklar? Serbest bırakacaklar. Nereyi serbest bırakacaklar başka? 15 Temmuz darbesini yapanları serbest bırakacaklar. Yetmedi. İki yıldan beri her yeri dolaşıyorlar. yani darbeyi yapanları tekrar devletin içine getirecekler. Planları belli bu talimatları kim veriyor? Beraber oturdukları büyükelçiler veriyor. Önlerinde bağdaş kuruyorlar. Ellerini bağlıyorlar ve bu talimatları alıyorlar. Ben söylüyorum. Cevap da veremiyorlar. Ya diyorum ki sen bu adamını gönderdin bu büyükelçiyi. Adam şunu söyledi. Madde madde sıraladım. Diyemiyor ki ben göndermedim. Ben göndermedim dese. Nelerin çıkacağını biliyordu onun için.”

BUNLAR CUMHURBAŞKANI OLMAK İSTEMİYOR: Bunlar Türkiye’yi pazarlamaya çıkmışlar. Bunlar Cumhurbaşkanı olmak istemiyorlar. Bunlar müstemleke valisi olmak istiyorlar, bu kadar basit. Bunların hürriyetten, bağımsızlıktan her birinin hiçbir nasibi olmadığı bu süreç içinde çok net anlaşıldı. Bir tanesi de diyor ki ben diyor o altılı masa var ya hani birbirlerine yumruk attılar, kavga ettiler, masa öbür tarafa indi. Aday açıklama yaparken yüzü öyle bir olmuş ki çarşamba pazarına dönmüş. Öyle denmez mi? Peki ne diyor? Diyor ki seçimin sonuna kadar dondurdum diyor problemleri. Çünkü seçimin sonundan sonra kavgaya devam edecek. Sonra nasıl güya hükümet olacaklar. At pazarlığı yapacaklar. Ben söylüyorum. Dünyada birlikte olduğu herkese kazık atmıştır, herkesi satmıştır. Ben iyi tanırım diyorum. Bana inanmıyorlar. Sonra başlarına gelince diyorlar ki Süleyman Soylu haklıymış. İyi tanıyormuş diyorlar.

SALGINI GÖRDÜK: Türkiye’de demokrasinin ne olduğunu, özgürlüğün ne olduğunu insanların eşit vatandaşın ne olduğunu Tayyip Erdoğan bütün dünyaya ve bu millete, bu ülkeye etrafımızda bütün coğrafyaya göstermiştir. Sizin ortaya koyduğunuz iradelerle bütün bu badirelere rağmen. Kılıçdaroğlu çıkıyor ne diyor? Şehir hastaneleri israf yapmayın. Ne oldu? Hep beraber salgını gördük mü? Görmedik mi? Gördük değil mi? Salgında o bahsettikleri, büyüttükleri Amerika var ya Avrupa. Hastanelerine insan alamadı yaşlılarını ölüme terk ettiler. Bizim polisimiz, jandarmamız öğretmenimiz, imamımız Allah razı olsun. Devlet görevlilerimiz yaşlılarımızın vefa gruplarıyla beraber evlerine gittiler. Maaşlarını götürdüler. Bakkal alışverişlerini yaptılar. Eczane alışverişlerini yaptılar. Ne ihtiyaçları varsa gördüler, görmeye devam ediyorlar. O kadar basit. Onlar hastanelerde ölüleri paket yapıp morglara koydular. Tayyip Erdoğan’ın yaptığı beş yıllık hastanelerde millet Allah bu devletten ve Tayyip Erdoğan’dan razı olsun dedi.