Tuğrul Türkeş, Osman Kavala davasının Türkiye’yi yurtdışında zor durumda bıraktığını belirterek, “Özgürlüklerin artması lazım” dedi.
AK Parti’li Tuğrul Türkeş, Osman Kavala’nın yeniden yargılanmasının gündeme gelmesiyle tartışmalara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Türkeş, Sözcü’den İsmail Saymaz’a yaptığı açıklamada, Abdullah Öcalan’ın idamını kaldırabilen bir Türkiye’nin Kavala’yı da serbest bırakması gerektiğini belirtti.
Tuğrul Türkeş’in İsmail Saymaz’a yaptığı açıklamaların bir bölümü şöyle:
Avrupa Parlamentosu’ndaki tablo Özgür Özel’in aktardığı gibi mi?
Bu, gerçeği yansıtıyor. Türkiye, uluslararası kuralları kabul etmiş ve Avrupa Konseyi’nin kurucularından bir ülkedir. Siz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarını üst hukuk olarak kabul ettiğinizi söylerseniz, bunu tatbik etmeniz gerekir. Özel, yoğun temaslarda bulundu. Sağ olsun, bizim Türk delegasyonun odasını ziyaret etti. Söyledikleri doğrudur. Ama siyasetçi olarak kendine has şekilde ifade etti.
Bu dosya Türkiye’nin hamlelerini kısıtlayan bir duruma dönüştü mü?
Çok, tabii ki dönüşüyor. Senin hukuka bakışın ve saygın tartışılır hale geliyor, bu tip olaylarla.
Bizden ne talep ediyor Avrupa Konseyi?
‘Ya kurallara uy ya burada durma’ diyor. ‘AİHM’i üst hukuk olarak kabul ettiysen uy’ diyor. ‘Kabul etmem’ diyorsan buradan git.’
Attığınız tweetten anladığım kadarıyla Türkiye’nin Avrupa Birliği yolculuğunu sürdürebilmesi adına bu davanın çözülmesini istiyorsunuz.
Türkiye’nin gelişmesi, büyümesi ve ekonomik sıkıntılardan çıkabilmesi için özgürlükleri arttırması lazım, cezaları değil. Şartları daraltmak, Türkiye’yi büyütmez. Her şeyi özgür bırakacağız. Herkesi daha da fazla özgürlüğe kavuşturacağız. Bundan Türkiye de kazanacak, Türk insanı da kazanacak, AK Parti de kazanacak. Özgürlüklerin artması lazım.
Özel, Cumhurbaşkanı ile görüşmesinde Gezi Parkı davası ile 28 Şubat’tan tutuklu paşaların tahliyesini gündeme getirdi. Cumhurbaşkanı da olumlu yaklaşmış.
Türkiye gün geldi, Apo gibi bir tipin idamını kaldırdı. Bunu unutmayalım. Bugün için önemli olan, bir iki kişinin yürürlükteki kanunlara göre cezasını çekmesi midir, Türkiye’nin büyümesi mi? Türkiye’nin büyümesi özgürlüklerle olur, cezalarla olmaz. Türkiye’de her şeyin hukukla çözülmesi gerektiğine inanıyorum. Hukukta da güzel bir laf vardır: Geç gelen adalet, adalet değildir.
Türkiye’nin menfaati için Osman Kavala tahliye edilmeli’ diye mi düşünüyorsunuz?
Tahliye edilir edilmez; bu benim değil, hukukçuların işidir. Ben layihayı (Kavala’nın avukatlarının verdiği dilekçe) okumadan fikir beyan eden hukukçuya (Mücahit Birinci’yi kastediyor), daha da kötüsü, hukukçu olmayanlara, benim itirazım.
Ama onlar da AK Partili
Kimden olduğunu bilmem. Yani FETÖ’cü müdür, AK Partili midir… Kendisi ‘AK Partiliyim’ diyor. Babasını (Yavuz Bahadıroğlu’nu kastediyor) eşeliyorsun. FETÖ çıkıyor. Bu cümleyi istiyorsan özellikle yaz.
Yazacağım evet. Açabilirsiniz daha iyi olur.
Babası ismini değiştirmiş. FETÖ’cülüğünü unutturmaya çalışıyor. Kendisi de kendinden gayrı Amerikancı arıyor.
Siyasi davalar ekonomiye nasıl etki ediyor?
Çok etki ediyor. Şöyle İsmail Bey; bir ülkeye para vereceksen neye bakarsın, o ülkede hukuk var mı diye bakarsın. Hukuk işliyor mu diye… İki, geriye ödemede veyahut parayı işletmede, yatırımda samimi mi, ciddi mi, onlara bakarsın. Sen basit bir davayı yedi sene sürüncemede bırakmış bir ülkenin hukukuna güvenip buraya yatırım yapmayı düşünür müsün, yatırımcı olsan. Empati yahu! Adamdan gidip para istiyorsunuz. Dese ki ‘Adamın biri hapse düşmüş. Yedi senedir canını kurtaramıyor. Parayı versem kaç senede alırım?’ Sen yetkili merci olsan bunu değerlendirmez misin? Buna dikkat çekiyorum.
Sonuç olarak Avrupa Konseyi, AİHM kararının uygulanmasını bekliyor.
12 Eylül’de bile Türkiye atılmadı Avrupa Konseyi’nden. Türkiye’de belediye seçiminde yüzde 78 oy kullanma oranı var. 35 parti seçime girmiş. Bu kadar demokratik ortamdaki bir Türkiye’nin Avrupa’dan dışlanıyor görünmesi hoş bir görüntü mü?”