11.14.2024

Yasin Aktay’dan ilginç açıklama: Hz. Musa’nın kavmi de yoldan çıkınca soğan istemişti!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başdanışmanı Yasin Aktay, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun soğan eleştirilerine cevap verdi. Aktay, “Kılıçdaroğlu nereden bilecek soğanın kaç para olduğunu veya bugün soğan üzerinde oynanan oyunu… Hz. Musa’nın kavmi de ekmek elden su gölden yaşamaktayken bir süre sonra ‘hep bunları mı yiyeceğiz? Yok mu başka bir şey, hani soğan, hani sarımsak, mercimek?’ diye söylenmeye başladı.” dedi.

Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz günlerde evinin mutfağından ‘soğan’ notuyla yaptığı videolu paylaşımında “Ben geldiğimde demokrasi gelecek, para akacak, yatırımlar akacak, dövizler düşecek, alım gücünüz artacak, bolluk bereket gelecek. O kalırsa, bu elimdeki kuru soğan olacak 100 lira. Şu an bile buncağızın kilosu 30 lira” ifadelerini kullanmıştı. Kılıçdaroğlu’na Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başdanışmanı Yasin Aktay’dan ilginç bir cevap geldi.

Aktay, Kılıçdaroğlu’nu ‘soğan üzerine oynanan oyunu’ ve soğanın tarihsel sembolizmini bilmemekle suçladı. Kılıçdaroğlu’nun ‘algı için seçtiği sebzenin kuru soğan olmasının tesadüf olmadığını öne süren Aktay, Hz. Musa kavminin de Firavun’dan kurtulduktan sonra Hz. Musa’ya yapmadıkları kaprisi bırakmadığını, gökten Kudret helvası ve bıldırcın yağarken “Yok mu başka bir şey, hani soğan, hani sarımsak, mercimek?” diye şikayet ettiklerini yazdı.

Yasin Aktay şunları yazdı:

… Kemal Kılıçdaroğlu’nun elindeki soğanla ekranlara yansıyan bir mesajı oldu: Bütün bunlar yenilecek şeyler değilmiş, Türkiye bir kuru soğana muhtaç olmuş. Erdoğan işbaşında kalırsa bugün 30 lira olan soğan 100 liraya çıkacakmış.

Tabi kaynağı belirsiz, anlamsız bir kehanet ve korkutma dili. Nerden bilecek soğanın kaç para olduğunu veya bugün soğan üzerinde oynanan oyunun, piyasa spekülasyonlarının rolünü, değil mi? Soğanın fiyatlarını yükseltmek için büyük simsarların yaptıkları stoklar, aslında tarlada çok çok daha ucuza mal edilen soğan ve başka sebzelerin tam da seçim sath-ı mailinde nasıl bir algı operasyonunun malzemesi haline getirildiğine dair haberleri de izliyoruz öbür taraftan.

Bu tür algılar için seçilen sebzenin kuru soğan olması tesadüf değil. Soğanın tarih boyunca her zaman güçlü bir sembolik gücü olmuştur. Bugün de soğan fakir insanın temel gıdasını temsil ediyor.

Bununla birlikte pahalı olabilmesi için işin içinde ciddi bir bit yeniğinin olması lazım, özel bir müdahale lazım. Soğanı bu tür zamanlarda siyasi malzeme yapanlar aslında bu ahlaksız müdahaledeki sirkatlerini de farkında olmadan itiraf etmiş olurlar.

Soğan sembolizmi aslında Ramazan dolayısıyla bugünlerde çokça okuduğumuz Kur’an-ı Kerim’de de karşımıza çıkıyor. Hani Firavun’un köleleştirdiği İsrailoğulları, zulüm ve baskı altındayken Hz. Musa onları uzun ve yorucu bir sürecin sonunda özgürlüklerine kavuşturuyor ya.

Hz. Musa kavmini mucizelerle dolu bir yolculuğun sonucunda Kızıldeniz’e de aşırarak Firavun’un son andaki kovalamacasından da kaçırıyor. Canları kurtulmuş, daha önemlisi özgürlüklerine kavuşmuşlar. Yani hayatlarının bundan sonrasında bedenleri üzerinde, iradeleri üzerinde Firavun zulmünün mutlak tahakkümü olmayacak. İstedikleri gibi kendilerine ve evlatlarına bir gelecek inşa edecekler.

Özgürlük, doya doya yaşanacak, tadı çıkarılacak ve insanlık onurunu hissettirecek en değerli erdeme kavuşulmuş. İsrailoğulları bunun değerini bilip şükrünü ifade edecek yerde Hz. Musa’ya yapmadıkları kaprisi bırakmıyorlar. Önce bu dağlarda susuz, aşsız ne yapacaklarını sorarlar. Kendilerine yine bir mucize lütfediliyor, gökten menna ve selva (Kudret helvası ve bıldırcın) yağıyor. Uzun süre bir bakıma ekmek elden su gölden ve özgürce bir hayat yaşamaktayken bir süre sonra “hep bunları mı yiyeceğiz? Yok mu başka bir şey, hani soğan, hani sarımsak, mercimek?” diye söylenmeye başlıyorlar.

Burada, Hz. Musa’nın liderliğinde kendilerine sağlanmış olan o özgürlük ortamında, üstelik en kaliteli, belki üst sınıf insanlara özgü yiyecekler karşısında soğan talep edilmesi yine tesadüf değildir. Soğan belli bir konfora alışıp onu rutin olarak yaşayanlara çoğu kez musallat olan bir geçmişe özlem, yani nostaljinin ifadesidir.

Yanlış anlaşılmasın. Soğan kesinlikle önemsiz bir konu değildir. İşte önemi tarihsel olarak taa Hz. Musa zamanlarına kadar giden bir sembolik anlama da sahip.

Ama soğanı öne sürenler tarih boyunca olduğu gibi her zaman aynı zamanda daha iyi olana karşı daha kötü olanı öne sürerler. Bu da soğan sembolizmini tamamlayan bir konudur.