05.09.2024

Alparslan Hoca: ‘Kürt sorunu’ değil, rejim sorunu var!

Alparslan Hoca, ‘Kürt sorunu’ ile ilgili siyasiler arasında çıkan tartışmaların ardından açıklamada bulundu. “Bunun adını ‘Kürt sorunu’ koymayın. Bu rejim sorunudur” diyen Alparslan Hoca; “Bu rejim kurulduğu günden beri birçok kimseye zulmetmiştir” ifadelerini kullandı.

Furkan Vakfı Kurucu Başkanı Alparslan Kuytul Hoca, Kılıçdaroğlu’nun: “Kürt sorununu HDP ile çözebiliriz” sözleri sonrası Devlet Bahçeli ve Erdoğan’ın; “Kürt sorunu yoktur” ifadelerinin ardından açıklamada bulundu. “Bunun adını ‘Kürt sorunu’ koymayın. Bu rejim sorunudur” diyen Alparslan Hoca şu ifadeleri kaydetti:

‘Sorun Kürt Sorunu Değil Rejim Sorunu!’

“Ben yıllar evvel demiştim ki; adını yanlış koymayalım. Adını Kürt sorunu değil de rejim sorunu, sistem sorunu olarak koyalım. Çünkü bu düzen, bu sistem aslında birçok kimsenin hakkını vermiyor. Basın açıklaması yapacaksın ona bile engel oluyorlardı. Bir konferans yapacaksın engel oluyorlar. Yani her şeye engel oluyorlar, kimsenin hakkını vermek istemiyorlar. Sosyalistin de hakkını vermiyor; illa laik, Kemalist, Türkçü olacaksınız. Onlarla beraber olacaksınız, devletin bütün nimetlerinden istifade edeceksiniz. Laik, Kemalist, Türkçü değilseniz bu devlette birçok hakkınızı alamazsınız. Muhaliflerine böyle davranıyor. Bu işin aslında adını böyle koymak lazım!

Kürtlerinde verilmeyen hakları yok mudur? Bunların olduğunu bizzat Cumhurbaşkanı’nın kendisi söylemişti. ‘Kürt sorunu’ ifadesini kendisi kullanmadı mı? ‘Kürt sorununu çözeceğiz’ demedi mi? Ben hiçbir şeyin çözüldüğünü görmedim. Sadece silahla mücadele ediliyor ve şu anda göründüğü kadarıyla PKK, Suriye’de devlet kuruyor. O yüzden Türkiye de fazla eylem yapmayı uygun görmüyor gibi… Benim gözlemim bu. Bana bir strateji uyguluyorlar gibi geliyor.

Amerikan’ın da yönlendirmesiyle.  Amerika önce Irak’ı halletti sonra Suriye’yi halleri, Türkiye’yi sonraya bıraktılar. Bundan dolayı da devlet bütün gücüyle de çöktüğü için Türkiye içindeki eylemler azaldı, dağlardaki eylemler de azaldı ve bunu görünce Türkiye devleti şimdi “Kürt sorunu yoktur.” demeye başladı.

Dün siz demediniz mi; ‘Kürt sorunu var, artık analar ağlamayacak. Bunu çözmeliyiz. Ondan sonra bazı haklar vereceğiz, bu sorunu çözeceğiz…’ dediniz. Pek de bir hak vermediniz. Ne verdiniz? Verdikleri bazı eski Kürt köylerinin eski adını vereceklerdi. O da oldu mu bilmiyorum. Gerçekleşti mi gerçekleşmedi mi, bilmiyorum. O bölgenin insanları daha iyi bilir. Ondan sonra Kürtçe şarkı, türkü bir de Kürtçe kanal verildi. Şimdi bunların verilmeyen hakları sadece bunlar mıydı? Tek istedikleri bu muydu? İnsan hakları olarak düşündüğünüz de başka hakları yok mu?

‘Eğer Açıklarınız Varsa Şantaja Uğrarsınız!’

Benim gördüğüm kadarıyla Cumhurbaşkanı, AKP iktidarı tamamen devlete teslim olmuş vaziyette ve devlet olmuş, devlete katılmış, AKP olmaktan çıkmış. MHP ile işbirliği yaptığı günden beri tamamen devlet oldu, devlet gibi davranıyor. Demek ki devlet AKP’yi bir hizaya getirdi, kendi hizasına getirdi. Nasıl? Devletin yolları çok!

 Açıklarınız çoksa oralardan şantaj yapar, sizi hizaya getirir. Temiz olacaksınız, tertemiz olacaksınız. O zaman korkmazsınız, reddedebilirsiniz, doğruları konuşabilirsiniz. Eğer açıklarınız varsa şantaja uğrarsınız. Tertemiz yaşarsanız şantajdan korkmazsınız. Benim gördüğüm kadarıyla memleketi yiyorlar, bitiriyorlar ve bu işi yapanların birçok açığı var ve istihbarat her şeyi biliyor. Hepsinin önüne dosyaları koyuyor. Ondan sonra “Dediğimizi yapıyor musun, yapmıyor musun; bizim hizamıza geliyor musun gelmiyor musun?” AKP’yi kendi hizalarına çektiler.

15 Temmuz da buna sebep oldu ve AKP, tamamen o hizaya çekildi, şu anda böyle konuşuyor. Kürt sorunu diyen bizzat kendisiydi. Ben o zaman hatta demiştim; ‘Adını Kürt sorunu koymayın. Bu rejim sorunu…’ Bu rejim kurulduğu günden beri birçok kimseye zulmetti. Şapka giymeyeni idam etti. Böyle bir şey olabilir mi? Zorla kızları çıplak olarak 19 Mayıs bayramlarına çıkardılar. Böyle bir şey olabilir mi? Laikliği reddedenler idam edildi. Böyle bir şey olabilir mi? Yani bu rejim kurulduğu günden beri böyle davranıyor. O yüzden sorun; rejim sorunu, sistem sorunu, nizam sorunu, düzen sorunu.

Şimdi kendileri; ‘Böyle bir şey yok’ diyor. Nasıl yok? Ne halloldu? Diyelim şu anda fazla eylem yapılmıyor ama acaba Kürt halkı şu anki durumdan memnun mu, haklarını aldıklarını düşünüyorlar mı? “Tekrar güçlenirsek tekrar başlayacağız” gibi düşünüyorlarsa ya da “Suriye meselesini hallettiğimiz zaman orayı tamamen bitirdiğimizde tekrar buraya başlayacağız” gibi düşünüyorlarsa o zaman sorun bitmiş demek midir? Ne zaman böylesi sosyal sorunlar, ne zaman silahla bitmiş ki? Hangi ülkede silahla bitmiş, hepsi masada hallolmuş. Bugün şunlar yapmaz. Yarın PKK’nın başına başkaları gelir, tekrar başlar. Bu bitmez. 40 yıldır bitmedi, şu 4 yıldır mı bitti hemen? Sorunları örtbas etmekle hiçbir yere varamayız. Sorunların çözülmesi icap eder.

Kılıçdaroğlu: “Kürt sorununu HDP ile çözebiliriz.” deyince HDP’den de birisi: “Evet biz de bir aktörüz ancak asıl aktör İmralı’dır. Yani liderimizle görüşmek zorundasınız. ‘Liderimiz’ kelimesini kullanmıyor ama kastın o olduğu ortada. İmralı olmadan kimse bunu çözemez çünkü dağdaki PKK elamanları, İmralı’ya bağlı. Biz her ne kadar bir aktör olsak da asıl aktör asıl önder odur.” diyerek yine orayı adres olarak gösteriyorlar.